Suzan DEMİR*
Başrollerinde Meryem Uzerli, Burak Berkay Akgül, Şevval Sam, Emre Karayel, Derya Alabora ve Zafer Algöz’ün rol aldığı Ru, geçtiğimiz günlerde ilk iki bölümüyle yerel bir platform olan Gain’de izleyici karşısına çıktı. Yaz ayına yakın bir zamanda yayınlanan Ru, ‘yaz dizisi’ kıvamında denilebilecek yapıda. Ama ‘yaz dizisi’ kavramını esneten hatta toplumsal kodlara ve normlara da esneme getiren bir dizi gibi duruyor, şimdilik. Elbette hikâyenin nereye gideceği ve nasıl şekil alacağı diğer bölümlerde daha da netleşecektir. Ama ilk iki bölüm üzerinden Ru’ya dair bir değerlendirme yapmak gerekirse sakin sakin ama iddiasız değil…
Dizi Urla’da yani sakin bir Ege kasabasında geçiyor. Ru, 18’ine yeni giren Uzer (Burak Berkay Akgül) ve yetişkin bir kadın olan Reyyan’ın (Meryem Uzerli) aşk hikâyesini odağına alıyor. Reyyan, Ru adlı bir şef lokantası işletiyor. Restoran şef konseptli ve şef de Reyyan’ın eşi Emir (Emre Karayel). Uzer ise bir yandan hasta annesiyle (Şevval Sam) ilgilenen üstün zekalı bir çocuk. İkisinin yolu bostan dedikleri, köylülerin direkt tarladan satışa sebze çıkardıkları, ufak bir yerde kesişiyor. Buradan sonraysa Reyyan’ın yaşadıklarıyla birlikte bu yol kesişimi beraber yol yürümeye kadar varıyor.
Öncelikle dizideki bu toplumsal normu yıkan taraflara değinmek lazım ki dizin de alameti farikası tam olarak bu, yani Reyyan ile Uzer arasındaki yaş farkı. Aslında bir kadınla erkeğin yaşadığı ilişkideki yaş farkı anormal biri durum değil. Ama anormal olan kadının yaşça daha büyük olması. Bu ‘hoş karşılanmayan’ ya da ‘tercih edilmeyen’ durumun örnekleri, elbette bir ölçüm yapmak olası değil, ama artış da gösteriyor.
Artık kadınlar klasik tespitteki gibi ‘Erkeğin yaşı büyük olanı makbuldür, daha olgun olur’ cümlesinin dışına çıkıyor. Zira kadınlar, kendilerine öğretilen ‘makbul olma’ sınırlarını aştığı gibi bir aşkta da aradıkları salt ‘makullük’ olmuyor artık. Tabii dizideki yaş farkı ‘rıza inşası’, ‘konum farkı’ gibi durumları da akla getiriyor. Uzer reşit; ama yaş farkının epey olduğu bu ilişkide Uzer’in konumlanışını nasıl işleyeceklerini ileriki bölümlerde göreceğiz. Zira buradaki konum farkının ilişkideki dengeleri değiştirmesi de olası.
Öte yandan Reyyan’ın toplumca yaş aralığı daha ‘makul’ görünen bir de eşi Emir var. Emir ile olan ilişkisi şef olan kocasının ‘kibri’ üzerinden tanımlanıyor. Reyyan, Emir’e göre daha sakin, onun gölgesinde kalan, onu onaylayan ve hatta bir diyalogda da söylediği gibi ‘O restoran açabilsin’ diye annesinden para da alabilen bir kadın. Bu ve Emir’in kendisine yaşattıkları açısından mutsuz da bir kadın Reyyan. Uzer ile karşılaşması ve yakınlaşması da zaten bu çerçevede oluyor.
Dizinin sadece toplumsal kalıbı yaş farkından kırmadığını da söylemek lazım. Reyyan’ın en azından ilk iki bölümde Uzer’e hem mesafe koyduğu (toplumsal baskıyı göz önüne alarak) hem de uzak duramadığı bir tablo çiziliyor. Bir yandan Emir’in bıraktığı enkazı tek başına kaldırmaya çalışırken diğer yandan kadın olmanın zorluklarıyla da arzularıyla da yüzleşiyor Reyyan.
Bu iki duygu ve durumun ortasında bir karakter çizilmiş olması gerçekçilik havasını arttırıyor. Zira izleyici açısından ‘erdemli’ hatalarını ise sadece ‘tuzağa’ düştükleri için yapan baş karakter izlemekten farklı bir deneyim bu yönüyle. Evet, baş karakterler de toplumun ‘iyi ve kötü’ bulduğu şeylerin dışına çıkabilir. Bu ister mutsuz oldukları için olsun ister sebepsizce. Zaten insan olmak da bunu gerektirir. Hikâyenin suni hissi vermesini de azaltır.
Tabii Ru’da da aksayan, kolaya kaçan bazı senaryo tarafları var. Reyyan ve Uzer’in tanışma anları, tesadüfler vs. tanıdık ve kolaya kaçan şekilde hazırlanmış. Şimdilik bazı karakterler de biraz yüzeysel ama dizinin atmosferi güzel kotarılmış. Ru, yerli yapım olayım ama trendi yakalayayım derdinde değil, sakin ama şimdilik seyirciyi de şaşırtmayan bir kalıpta gidiyor anlatım bakımından öte yandan bu yaş farkıyla da yeni bir şey deniyor.
* Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okudu. Hayat TV, ardından Evrensel Gazetesi’nde çalışmaya başladı. Taraf Gazetesi kültür sanat servisinde muhabir ve editör olarak çalıştı. Arka Pencere (www.arkapencere.com) online dergide haftalık sinema eleştirileri kaleme aldı. Ayrıca BİR+BİR Express dergisinde (hem online hem matbu dergide) www.sabirfikir.com ve Kritik 24 (K24) sitelerinde de haber ve yazıları yayınlandı. Yeni E Dergisi’nde kültür, sanat ve sinema röportajları yapıyor. Hala Avrupa’da çeşitli ajanslara politika, ekonomi ve kültür sanat dalında haberler üretiyor. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve SİYAD üyesi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***