ABD’deki Rıza Sarraf davasında sanık olarak yargılanan Halkbank’ın, İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’ndeki duruşması, 28 Şubat Çarşamba günü Manhattan’da yapılacak.
New York Güney Bölgesi Başsavcılığı ve Halkbank’ın avukatlarının hazır bulunacağı duruşmada, savcı ve avukatlar eşit sürede iddia ve savunmalarını sözlü olarak mahkeme heyetine aktaracak. Taraflar, davayla ilgili ve daha önce sundukları yazılı iddia ve savunma dilekçelerinde yer alan argümanlarıyla ilgili mahkeme heyetinin sorularını da yanıtlayacak.
Duruşmaya katılacak mahkeme heyeti, İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi Başkanı Debra Ann Livingston ve kıdemli yargıçlar Amalya L. Kearse, Jose A. Cabranes ve Joseph Blanco’dan oluşacak.
Halkbank’ın ABD’nin en yüksek mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi’ne temyiz talebiyle taşıdığı davada mahkeme, Halkbank’ın Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) kapsamında yargılamadan muaf olduğu iddiasını kabul etmese de bankanın içtihat hukuku kapsamında yargılanmasıyla ilgili itirazının, bir alt mahkeme olan İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’nde değerlendirilmesine hükmetmişti.
İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi Başkanı Debra Ann Livingston, daha önce geçtiğimiz yıl 11 Aralık’ta yapılacağı açıklanan temyiz duruşmasını, savcılığın talebiyle 28 Şubat’a ertelemişti.
New York Güney Bölgesi Başsavcılığı ve Halkbank’ın avukatları, yargıç Livingston’ın kendilerine tanıdığı yasal sürede mahkemeye yazılı dilekçeyle iddia ve savunmalarını yaptı. Savcılık ve Halkbank’ın avukatları dilekçelerinde, kendi argümanları dışında daha önce mahkemelerin almış olduğu bazı emsal kararlara da yer verdiler.
“Halkbank çok ağır suçlarla itham ediliyor”
Savcılık, Çarşamba günü yapılacak duruşma öncesinde 53 sayfadan oluşan davayla ilgili son dilekçesini, New York Güney Bölgesi Federal Başsavcısı Damien Williams’ın onayıyla yardımcısı Hagan Scotten üzerinden mahkeme heyetine sundu.
Savcılık, mahkeme heyetine, Rıza Sarraf davasında yargılanan Halkbank’a, iddianamede yer aldığı gibi çok ağır suçlamaların yöneltildiğini hatırlattı.
Savcılık, Halkbank’ın İran hükümetine karşı yaptırımları ihlal etmek, kara para aklamak ve diğer bankaları dolandırmak amacıyla hareket ettiğini, İran Merkez Bankası’na para sağlamak amacıyla yıllarca birçok komploya katıldığının iddia edildiğini vurguladı. Halkbank’ın, İran Merkez Bankası ve İran Ulusal Petrol Şirketi’ne, kendi banka hesaplarında bulunan milyarlarca dolarlık fona erişim imkanı sağladığının iddia edildiği belirtildi.
Dilekçede savcılık, Halkbank’ın bu komplonun planlanması ve yürütülmesi için kendi üst düzey yetkilileri, Türk ve İranlı hükümet yetkilileri ve işadamlarının biraraya geldiğini, Halkbank’ın üst düzey yetkililerinin hem yüz yüze görüşmelerde hem de telefon görüşmelerinde, ABD Maliye Bakanlığı yetkililerine İran konusunda yalan söylediğini belirtti.
Temyiz mahkemesine “daha önce reddetmiştiniz” hatırlatması
Savcılık, New York’taki bölge mahkemesinin, Halkbank’ın Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) kapsamında yargılamadan ticari işlemler yürüttüğü için muaf olamayacağını değerlendirdiğini ve içtihat hukuku kapsamında dokunulmazlık hakkına sahip olduğu yönündeki iddiayı da reddettiğini hatırlattı.
Savcılık, bölge mahkemesinin Halkbank’ın talebini reddetmesinin ardından, usulen bir üst mahkeme olan İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’ne başvuran Halkbank’ın talebinin yine reddedildiğini de anımsattı.
Dilekçesinde savcılık, İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’nin daha önce bölge mahkemesinin Halkbank’ın talebini reddettiği kararı onayladığını belirterek ‘’Halkbank’ın itham edildiği suçların, ticari faaliyetler oldukları için Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası kapsamına girmediğini daha önce bu mahkeme onayladı. Bu mahkeme, Halkbank’ın işlediği suçların niteliğinin, sözkonusu yasada ticari faaliyet istisnası kapsamında belirtilen üç alternatif kategorinin tamamında ticari faaliyet olarak nitelendirildiğine karar vermiştir’’ ifadesini kullandı.
Savcılık, ABD Anayasa Mahkemesi’nin, bu mahkemenin kararını kısmen onayıp kısmen de geri gönderdiğini belirterek “Yüksek Mahkeme, yasanın yabancı devletlere ceza davalarında dokunulmazlık sağlamadığı sonucuna vardı. Mahkemenizin, Bölge Mahkemesi’nin Halkbank’ın iddianamenin reddi talebini reddeden kararının onanması gerekiyor’’ dedi.
Halkbank: “ABD’de ceza ve adalet sistemi böyle çalışmıyor”
Halkbank, yapılacak duruşma öncesinde New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’nın iddialarına avukatı Robert M. Cary’nin mahkeme heyetine sunduğu 37 sayfalık dilekçeyle itiraz etti.
Halkbank’ın avukatları, savcıların bu kovuşturmanın yasallığını doğrudan ele almak yerine, bir ceza davasında sanki kendileri karar merciymiş gibi kendilerini yetkili kıldıkları ve bu konuda mahkemenin kendilerine bu yetkiyi vermesi konusunda ısrarcı oldukları görüşünü dile getirdi.
Halkbank’ın avukatları, ABD’de Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası kapsamına girdikleri için yargılanamayacakları argümanını yeniden hatırlatarak mahkemenin, temyiz taleplerinin kabulünü, bir alt bölge mahkemesin kendileri aleyhlerine aldığı kararın bozulmasını ve banka aleyhine açılan ceza davasının düşürülmesini istedi.
Halkbank’ın avukatları sundukları savunma dilekçesinde, savcılığın farklı mahkeme kararlarından verdiği örneklerle ilgili görüşlerini paylaştı.
Avukatlar savcıların davayla ilgili yaklaşımlarını eleştirerek “Ceza adaleti sistemimiz bu şekilde çalışmıyor. Ne hukuk davalarında ne de ceza davalarında, bağımsız ülkelere yönelik dokunulmazlık yasasının işleyişi bu şekilde değildir. Savcılık, iddialarıyla ilgili bu mahkemeye tek bir karar bile gösteremez. Bir ülkenin yasal dokunulmazlığı savcılara bırakılsaydı savunma olmazdı. Bu kararlar, tamamen savcılığın takdirine bağlı olacaktır. Bu durumda herhangi bir savcı, yargı tarafından herhangi bir inceleme yapılmadan yabancı bir bağımsız ülkeyi cezai olarak suçlayabilir. Bu yaklaşım bir kanun olamaz. İçtihat hukukunun uygulanması, Halkbank’ın reddi talebini reddeden bölge mahkemesi kararının geri çevrilmesini gerektirmektedir. Dava, yenilenen iddianamenin reddedilmesi talimatıyla birlikte geri gönderilmelidir’’ dedi.