TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı TBMM Genel Kurulu’nda okundu ve böylece vekilliği düşürüldü.
Kararın okunmasının ardından TİP, DEM Parti ve CHP milletvekilleri pankartlarla başkanlık kürsüsünü işgal etti.
Bunun üzerine birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, protestolar nedeniyle çalışmalara devam edilemeyeceği gerekçesiyle birleşimi kapattı.
Bozdağ’ın kararı okutacağını duyurması, muhalefet milletvekilleri tarafından sıra kapaklarına vurarak ve alkışlarla protesto edilmişti.
TBMM Genel Kurulu bugün, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yurtdışında olduğu için TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın başkanlığında toplanmıştı.
Bozdağ, Genel Kurul toplantısı başlamadan hemen önce, siyasi partilerin grup başkanvekillerine Atalay kararının okunacağı bilgisi vermişti.
Kararın okutulması öncesinde siyasi partilerin grup başkanvekilleri söz aldı.
Saadet Grup Başkanvekili Bülent Kaya, gruplara son dakikada haber verildiğini belirterek kararın bugün okutulmamasını istedi.
İYİ Parti Grup başkanvekili Erhan Usta ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM kararına uymamasını eleştirdi.
“Biz Can Atalay’ın tarafında değiliz. Anayasa ve hukukun yanındayız” diyen Usta, Yargıtay’ın bu tutumuyla kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü kavramına aykırı olduğunu söyledi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit de Genel Kurul’un açılmasına 5 dakika kala Atalay kararının okunacağı bilgisinin paylaşılmasını eleştirerek, bu kararın okunmasıyla Anayasa’ın bir kez daha ihlal edileceğini söyledi.
Koçyiğit “Halkın iradesine darbe yapan iktidar olarak tarihe geçtiniz. Halk, millet iradesine darbe yapıyorsunuz burada. TBMM Başkanı da yurtdışında. Can Atalay kararının bugün burada okunmasını reddediyoruz. Sizi Anayasa’ya uymaya davet ediyoruz” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise kararın okunmasının, “Anayasal düzenin kalıp kalmadığının” da göstergesi olacağını söyledi.
Şimdiye kadar kararı okutmayan TBMM Başkanı Kurtulmuş’un karar okunacağı gün yurt dışında olmasını eleştiren Günaydın, “TBMM Başkanı! Birleşik Arap Emirlikleri’nde saklanarak Meclis’teki hukuksuzluktan kaçamazsın” diye konuştu.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise Atalay hakkındaki yargı kararı kesinleştiği için Anayasa gereği kararın okutulduğu görüşünü savundu.
Daha sonra Bozdağ, Atalay hakkındaki kararı okutacağını duyurdu. Bu açıklamayı TİP, CHP ve DEM Parti milletvekilleri alkışlarla protesto etti.
CHP kapalı oturum istedi, AKP oylarıyla kabul edildi
CHP ise Atalay kararıyla ilgili kendilerine son anda haber verildiğini belirterek, konunun daha ayrıntılı tartışılması için kapalı oturum talep etti.
CHP’nin kapalı oturum talep ettiği önergesinde şöyle dendi:
“Konu yalnızca bir milletvekilinin seçme seçilme hakkının engellenmesi değil, açık biçimde Anayasa’nın ihlal edilmesi ve yüksek yargı organları arasındaki çatışma üzerinden anayasal düzenin işlemez hale getirilmesidir.
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ihlali anlamına gelen, ülkemizin ve demokratik rejimin geleceğini tehdit eden bu gelişmeyi değerlendirmek üzere kapalı oturum talep ediyoruz.”
CHP’nin kapalı oturum talebini görüşmek için yapılan kapalı oturumda bu talep reddedildi.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Yargıtay’ın 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararının okuttu ve CHP’nin “kapalı oturum” talebinde bulunduğu gerekçesiyle önergeyi Meclis’in onayına sundu. Önerinin kabul edilmesi ardından kapalı oturumun yapılması için oturma 10 dakika ara verildi. Ancak CHP’nin önergeyi “usul ve Anayasaya aykırı” şeklinde verdiği öğrenilmesi üzerine Bozdağ kapalı oturumdan vazgeçti.
KARARI OKUYAN BOZDAĞ’A ANAYASA KİTAPÇIĞI FIRLATILDI
Tekrardan açılan oturumda lehte ve aleyhte yapılan konuşmalar ardından Yargıtay kararı tekrar okundu. DEM Parti, TİP, CHP ve Saadet Partisi Milletvekilleri, kararın okunduğu Divan’a yürüdü. Milletvekilleri, burada alkış ve “Can Atalay’a özgürlük” ve “Halkın iradesi” dövizleri ile Bozdağ protesto etti. Bu sırada Bozdağ’a Anayasa kitapçığının da fırlatıldığını görüldü. Tam bu sırada Meclis TV canlı bir şekilde verdiği yayınına ara verdi.
Kısa bir aranın ardından Bozdağ, kararı kaldığı yerden tekrardan okudu ve oturuma ara verdi.
Ne olmuştu?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022’de Gezi Parkı davasında Osman Kavala’yı “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay dahil 7 sanığı ise “hükümetin ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı.
25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi.
Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.
Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Atalay’ın avukatları, Anayasa’nın milletvekillerine yasama dokunulmazlığı getiren 83. maddesine dayanarak seçim sürecinin ardından müvekkillerinin tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması gerektiğini vurguladı.
Anayasa’nın 83. maddesinde, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” ifadesi yer alıyor.
AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim’de 5’e karşı 9 oyla hak ihlâli kararı verdi ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye gönderdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım’da hem karara uymadı hem de Türkiye’de ilk kez görülen bir karara imza atarak ihlâl yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında ise suç duyurusunda bulundu.
“Yargı krizi” olarak adlandırılan olaya tepkiler sürerken, Can Atalay’ın avukatları bu kez AYM kararına uyulmaması nedeniyle bir kez daha Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM Genel Kurulu 21 Aralık’ta Can Atalay hakkında daha önce verdiği hak ihlâli kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu inceledi.
AYM, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine bu kez 3’e karşı 11 oyla karar verdi. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı.
AYM, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan “bireysel başvuru hakkı”nın ihlâl edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi.
AYM ayrıca; hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiş ve Can Atalay’a 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ise AYM’nin Can Atalay hakkındaki kararını uygulamayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay’a göndermişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***