Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ‘Yüksel Yalçınkaya’ kararına benzer nitelikteki tam 1.000 başvuruyu daha AKP hükümetine tebliğ ettiğini duyurması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Zira söz konusu gelişme, Türkiye için önümüzdeki günlerde toplum ‘ihlal’ kararlarının da gündeme geleceği şeklinde yorumlandı.
AİHM, ByLock kullandıkları gerekçesiyle ‘terör örgütü üyeliği’ suçundan yargılanıp çeşitli cezalara mahkum edilmiş bin kişi tarafından ‘hak ihlali’ temelinde Ankara’ya karşı dava açmak için yapılan başvuruları bilgi ve görüş için Türk hükümetine iletti. Toplam beş dosya halinde tebliğ edilen dava başvuruları, 2019-2023 yılları arasında AİHM gündemine taşınmış şikayetlerden oluşuyor. Başvurucular, haklarındaki mahkumiyet kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) adil yargılanma hakkıyla ilgili 6’ncı ve kanunsuz ceza olamayacağını düzenleyen 7’nci maddelerini ihlal ettiğini savunuyor.
7 bin 500 derdest dosya daha var!
Yüksel Yalçınkaya kararında, benzer durumda mahkemenin önünde 8 bin 500 derdest dosya olduğu hatırlatılmış ve AKP rejimi ‘hukuku uygulamaya’ ve mahkemenin kararının gereğini yapmaya çağrılmıştı. AİHM, 26 Eylül’de açıkladığı Yalçınkaya kararında Türkiye’deki yargılamalarda ‘suç uydurulduğunu’, ‘varsayımlarla’ insanların ‘terör’den mahkum edildiğini aktarmış ve Türkiye’deki yargıya ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz’ ilkesi hatırlatılmıştı.
Hukukçulara göre son yapılan 1.000 tebliğ, işlerin bundan sonra daha da hızlanacağı ve ihlal kararlarının toplu olarak çıkacağını gösteriyor. AKP rejiminin önünde hukuku uygulamaktan başka yol görünmüyor. Zira yerel mahkemeler, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi hukuksuz kararlarında ısrar ve inat ederlerse AİHM’nin önündeki derdest dosya sayısı bir yıla kadar 50 bini bile aşabilir.
AİHM’nin son kararını hukukçular da yorumladı. İşte o görüşler:
Türkiye’nin somut adım atmaması AİHM’yi seri adım atmaya itti
KHK’lı savcı Sedat Ünal: “AİHM başvuruları seri incelemeye aldı. AİHM Büyük Dairesi tarafından 26.09.2023 tarihinde karara bağlanan Yalçınkaya-Türkiye başvurusunda, temelinde ByLock kullanım iddiası olmak üzere cemaat yargılamalarına ilişkin ilkeler ortaya konulmuştu. AİHM, Yalçınkaya kararında genel sistemik soruna dikkat çekerek benzer davalar yönünden Türkiye’den genel tedbirler almasını istemişti. Ancak aradan geçen 3 aylık zamana rağmen herhangi bir somut adım atılmaması AİHM’i seri karar almaya itmiştir. Görünen o ki AİHM önündeki mevcut başvuruları 200’erli gruplar halinde birleştirmeye başlamış. Bu başvurulardan 1000’i taraflardan savunma dahi istemeden Hükümete bildirilmiştir. Başvurulardan 12’si 2023 yılına ait olup en güncel başvuru tarihi ise 10.05.2023’tür. (7 ay) Bu da göstermektedir ki artık başvurular uzun süre AİHM önünde beklemeyecek. Genel ilkeleri Yalçınkaya kararı ile ortaya konularak şablonu oluşturulan kararlar kamulaştırma davalarında olduğu gibi kopyala-yapıştır yöntemi ile seri şekilde sonuçlandırılacaktır. İlk etapta 1000 kişi (devamı da yakında hükümete bildirilecektir) hakkında verilecek ihlal kararı üzerine artık 5271 sayılı CMK’nun 311/1-f maddesi uyarınca başvurucuların YARGILAMALARI YENİLENMEK ZORUNDA!”
Bu keşmekeş artık son bulmalı
Avukat Hatice Yıldız: “AİHM bugün hükümete tebliğ ettiği 1000 başvuru da, “Ben Yalçınkaya kararı ile tespitlerimi yaptım görüşümü açıkladım artık o konulara ilişkin savunma yapmayın sadece başvurucu yönünden spesifik unsurlar varsa onlara savunma yapın” dedi. Türk yargısı artık bu keşmekeşe son vermeli.Yalçınkaya kararının uygulanmaması mümkün değil. Tek yolu AİHS sözleşmesinden çekilmek. Onun da ülkeye zararı/maliyeti malum. Zamana oynanmamalı. Biran evvel hukukun gereği yapılmalı. Unutulmasın ki zulmedilen ve AİHM’nin hukuki zulmü tespit ve tescil ettiği insanlar bu ülkenin vatandaşları.”
Sözleşmeden çekilmek bile kararları uygulamayı engelleyemez
İnsan hakları hukukçu Hakan Kaplankaya:“Sözleşmeden çekilmek dahi bu kararın uygulanmaması hakkını doğurmaz. Kararın bağlayıcılığı ve sonuçları baki kalır, mevcut yükümlülükler devam eder. Sadece icrasının takibi pratikte akîm kalır.”
Hukukla inatlaşma olmaz!
KHK’lı hakim Kemal Karanfil: “Hukukla inatlaşma olmaz! Bugünkü Türkiye mahkemelerinin en büyük hatası, özellikle iktidarın savaş açtığı kitleler hakkında iktidarın talep ve politikaları doğrultusunda kararlar vermeleridir.!Tamamen paralel hareket etmekteler. Trajikomik fakat acı bir vaka.! Saraydaki kurul, hakim ve savcıların ne yönde karar vereceklerini belirliyor, bunun dışına çıkanlar HSK ve Havuz medyası tarafından linç ediliyor. ( 17-25 Aralık polislerini tahliye eden hakimlerin 8 yıldır tutuklu & hükümlü olduğunu, aynı şekilde Bylock delil değil diyen Antalya ve Gaziantep İstinaf başkanlarının başına geleni hatırlayın.!) AYM ve Yargıtay da maalesef bundan farklı değil. Hakkıyla AYMBASKANLIGI @AYMBASKANLIGI ve TCYargitay denetim yapsa, bu şekilde Yüzlerce kişilik toplu ihlal kararları çıkar mıydı?”
Türkiye hukuka dönmek zorunda!
Avukat Osman Zerey: “AİHM’in Yalçınkaya kararında belirlenen ilkeler doğrultusunda 1.000 başvuru dosyasını gündeme aldı ve Yalçınkaya Emsal kararı doğrultusunda karar verecek. AİHM önünde bekleyen 7.000’den fazla başvuru ve AİHM önüne gidebilecek 100.000’den fazla dosya aynı doğrultuda hızlıca sonuçlanacak. Türkiye yargısı, derhal AİHM kararlarını, Anayasamızı ve Kanunlarımızı uygulayıp, hukuka dönmek zorunda!!!
AİHM, Yalçınkaya kararı ile; Adil yargılama yapın (6. madde), Kanunsuz suç ve ceza olmaz (7. madde) ve karar önümdeki 8.000 dosya ve gelecek olan 100.000’e yakın dosya için bu kriterler geçerli olacak’ dedi. AİHM kararı doğrultusunda Kanunlarımızda suç olmadığı açık olan; derneğe-sendikaya üye olmak, derneğe bağışta bulunmak, gazete abonesi olmak, resmi izinli özel okula, dershaneye çocuğunu göndermek, telefonuna ByLock veya başka mesaj programı yüklemek ve kullanmak, Bankasya’ya para yatırmak, Digitürk abonesi iptal ettirmek, sohbete katılmak, ankesörlü telefondan aranmak, burs vermek, resmi izinli bir okul, dershane vs kurumda çalışmak diye Suç YOKTUR! Çünkü; “KANUNSUZ SUÇ ve CEZA OLMAZ” dedi.
AİHM, ‘ByLock’la ilgili 1.000 başvuruyu daha AKP hükümetine tebliğ etti!
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***