Sigortalı çalışmaya 8 Eylül 1999 sonrasında başladığı için “emeklilikte yaşa takılanlar” (EYT) düzenlemesinden yararlanamayan ve bu nedenle akranlarının faydalandığı emeklilik hakkına sahip olabilmek için 17 ile 20 yıl arasında bekleme durumunda kalan çalışanlar adalet istiyor.
Mart’ta yürürlüğe giren EYT düzenlemesiyle 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı çalışmaya başlayanlarda yaş şartı kaldırılmıştı. Prim ve yıl şartını karşılamalarına rağmen yaş şartına takıldığı için uzun yıllardır emeklilik bekleyen 2 milyondan fazla kişi bu kapsamda emeklilik hakkı kazanmıştı.
Ancak EYT düzenlemesi, sigorta girişi 8 Eylül 1999 sonrasında olanların emeklilik için 17-20 yıla varan bir süre daha beklemesi gerektiği sonucunu doğurdu. Bu tarihten sonra işe başladığı için EYT’yi kaçıranlar, emekliliğe hak kazanan akranlarıyla aralarında doğan yaş uçurumunun adaletsiz olduğuna dikkat çekiyor.
“Emekli olanlardan daha fazla prim günüm var”
İzmir’de yaşayan özel sektör çalışanı Saliha Güçlüler, sigorta girişi 8 Eylül 1999’dan günler sonra yapılmasına rağmen emekliliği 15 yıl daha beklemek zorunda.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Güçlüler, “43 yaşındayım. Temmuz 1999’da işe girdim. Fakat SSK girişim 2,5 ay sonra, Ekim 1999’da yapıldı. O dönemde ülkemizde iki büyük deprem oldu. Bu depremlerden dolayı SSK girişlerimiz ötelendi. O dönemde e-devlet yoktu, hiçbirimiz SSK girişlerimizi kontrol edemiyorduk. Bu yüzden EYT ‘piyangosunu’ kaçırdım. O dönemde girdiğim gibi SSK girişim yapılsaydı, şimdi arkadaşlarım gibi emekli olmuştum. Mevcut düzenlemeye göre 58 yaşında emekli olacağım, yani daha 15 yılım var” dedi.
Aynı iş yerinde çalıştığı EYT’lilerden daha çok prim günü olmasına rağmen emekliliğe hak kazanamadığını da belirten Güçlüler, “EYT yasası çıktığından beri her sabah işe giderken öyle bir umutsuzluk, öyle bir yaşam kalitesinin düşmesi, öyle bir haksızlık yaşıyorum ki bunu kesinlikle kaldıramıyorum. Çalıştığım iş yerinde iki kadın arkadaşım EYT’li ve onlar 5 bin 900 günle EYT’li oldular. Benim 7 bin prim iş günüm, 25 yıl çalışmışlığım var. Ama emeklilik için 15 yıl daha fazla çalışacağım. Bu haksızlığı kaldıramıyorum” diye konuştu. Sigorta girişi işe başladığı tarihten sonra yapılmasına karşı açtığı davayı da kaybettiğini söyleyen Güçlüler, adalet arayışının sonuçsuz kaldığını kaydetti.
“İnsanlar bir gün önce işe girdiği için emekli oldu”
Diğer bir özel sektör çalışanı Halil Özcan’ın da emekliliğe hak kazanmak için 17 yılı var. Özcan, “Şu an 44 yaşındayım. Sigorta girişim 2001. Şu anda yaklaşık 7 bin küsur günüm var. Şimdiki düzenlemeye göre 2041 yılında emekli olacağım. EYT’li yaşıtlarıma göre şu an araya 17 yıl girmiş durumda” dedi.
EYT’li akranlarıyla aralarında doğan yaş uçurumunu kabul etmediklerini belirten Özcan, “Benim arkadaşım benden iki yıl önce işe girdiyse, ben de ondan iki yıl sonra emekli olayım. Kimse bir gün, bir ay, bir yıl sonra işe geç girdi diye cezalandırılmasın. İnsanlar bir gün önce işe girdiği için emekli oldu. Bu inanılmaz bir adaletsizlik” şeklinde konuştu.
“Biz devlete borçlu değiliz, alacaklıyız”
EYT düzenlemesinin ardından aynı işyerinde çalıştığı arkadaşlarıyla çalışma barışının bozulduğunu dile getiren Özcan, “Biz EYT’li bir arkadaşımızla bu konuyu konuşamıyoruz. Çünkü bana promosyonunu söylüyor, ben promosyon almıyorum. Bana emekli maaşının kaç para olacağını söylüyor. Ben onu hesaplamıyorum. Bu, tamamen psikolojik bir soruna dönüştü” dedi.
“EYT’liler hem çalıştığı işyerinden maaş alıyor hem de emekli maaşı alıyor. Yani çift maaş sahibi” diyen Özcan, “Ben emekli maaşımı 17 yıl sonra alabileceğim, benim maddi kaybımı kim karşılayacak” diye sordu.
Bu kadar uzun çalışmaya gücünün yetmeyeceğini de vurgulayan Özcan, “Bizim işlerimiz ağır, emekli olmayı bekleyene kadar çalışamam. İşi bıraktığımda geçimi sağlayacak maddi gücüm de yok. Bizim bir sloganımız var, ‘biz devlete borçlu değiliz, alacaklıyız.’ Bizim 7-8 bin günümüz var. Bu ülkede beş bin günle emekli olanlar var. Sekiz bin günle ben neden emekli olamıyorum? Ben 17 yıl önceden erken emeklilik istemiyorum; biz erken emeklilik değil adaletli emeklilik istiyoruz” dedi.
Emeklilik yaşının kademeli olarak geriye çekilmesini talep ediyorlar
Türkiye’de EYT kapsamı dışında kalan sigortalıların emekliliğe hak kazanabilmesi için kademeli bir yaş şartı bulunuyor.
Bu yaş şartlarını da işe giriş tarihleri belirliyor. 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 tarihleri arasında ilk defa çalışmaya başlayarak sigortalı sayılan kadınlar için 58, erkekler için 60 yaşını doldurma şartı var. 2008 sonrası çalışmaya başlayanlar içinse, gün koşulunun yerine getirildiği tarihe göre emeklilik yaşı giderek artıyor. Buna göre 2048 yılından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanma yaşı eşitlenerek, kadın ve erkek için 65’e yükselmiş olacak.
1999 sonrası sigorta girişi olan çalışanlar ise, Emeklilikte Adalet Derneği (EMAD-DER) çatısı altında hak arayışını sürdürüyor. EYT’li akranlarıyla aralarında kademeli bir emeklilik düzenlemesi ile emeklilik yaşının geriye çekilmesini istiyorlar.
“Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı”
VOA Türkçe’ye konuşan EMAD-DER İzmir İl Temsilcisi Nurten Demirel, “EYT yasasıyla birlikte emeklilikte büyük bir adaletsizlik de ortaya çıktı. Böyle bir yasa çıkarsa biz eşitlik haklarının ihlal edileceğini hiç düşünmedik. Bir kademelendirme yapılarak düzenlenir ve herkesi kapsar diye düşündüğümüz için EYT’ye destek verdik. Ama anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olarak işe giriş tarihine göre bir gün, bir ay, bir yıl için akranlar arasına kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 17 yıl fark girdi. Bu yüzden adalet arıyoruz” dedi.
Demirel, “Örneğin üniversiteden sıra arkadaşım benden sırf bir gün önce sigortalandığı için 38 yaşında uygulamadan faydalandı. Ben sırf bir gün yüzünden aynı hakka 58 yaşında sahip olabileceğim. Bu noktada kademelendirme yaparak sistemi rayına oturtsunlar istiyoruz. Yani akranlar arasındaki iki yıldan fazla yaş farkını kabul etmiyoruz. Zaten çalışma kanunlarına göre akranlar arası iki yıldan fazla fark olamaz. Ama burada kanunların uygulanmadığı da açık ortada zaten. Her yıla birer ikişer yaş kademelendirerek bunu düzeltebilirler. Bizim talebimiz kadınlar 43’ten başlasın, erkekler 45’ten başlasın ve her seneye birer yaş yükselterek 2008 sonrası da 50-52’ye sabitlensin istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Bakan önce yeşil ışık yaktı, sonra belirsiz yanıt verdi”
EYT’lilerle aralarında prim gün sayısı haksızlığının da oluştuğuna dikkat çeken Demirel, “EYT’liler 5500 primle emekli oldular. Tabii ki haklarıydı, aldılar. Ama bizlere de ‘8-9 bin gün prim ile çalışmaya devam edin ’diyorlar. Yani bizi 14-15 bin günlerle emekli etmeyi düşünüyorlar. Prim günü sayısında üç kat fark oluşuyor” dedi.
“Bu düzenleme getirilirse en erken emeklimizi 1-1,5 yıl sonra veriyoruz ve sisteme 200-250 bin civarı giriş olacak” diyen Demirel, kademeli emeklilik düzenlemesi ertelendikçe çok sayıda emeklinin birikerek SGK üzerinde büyük yük oluşacağını ve EYT’de yapılan yanlışın tekrarlanacağını da savunuyor.
Dernek adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yaşadıkları mağduriyetleri içeren bir dosya sunduklarını da anlatan Demirel, “Biz burada ayak üstü yakaladık kendisini ve ‘2000 sonrası sigortalıların emeklilikleriyle ilgili bir düzenleme var mı’ diye sorduk kendisine, o da ’var’ dedi. Fakat bundan bir ay sonra Gaziantep’te görüşen arkadaşlarımıza yuvarlak konuşmalar olmuş, net bir şey söylenmemiş” diye konuştu.