Ankara’da kamu emekçileri, ‘7’inci Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi’ görüşmeleri öncesi zam taleplerini dile getirmek için bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem düzenledi. Birleşik Kamu-İş üyeleri, “Kamu emekçilerini yüzdelik oyunlar kurtarmaz. El ele, mücadele kurtarır” pankartı açtı.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, “Kamu emekçilerinin sorunlarının yüzdelik ve ek zamlarla çözülmesi mümkün değildir. Siyasi, ekonomik, sosyal haklarını kazanmayı ve emekçileri, sınıf mücadelesini önceliği yapmayan hiçbir emek örgütü başarılı olamaz. Bu ‘sözde toplu iş sözleşmesi süreci’, görüşmeler yapılsın ama sonunda hükümetin istediği olsun yaklaşımı terk edilmelidir” dedi.
“AKP’NİN ÇIKARLARINI GÖZETEN KONFEDERASYON BUGÜN MASADA”
Mehmet Yeşildağ, şunları söyledi:
“Kamuda çalışan yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin 2024-2025 yıllarında alacakları maaş zamlarının, sosyal ve özlük haklarının belirleneceği 7’nci dönem sözde toplu sözleşme görüşmeleri bugün başlamıştır. Kamu emekçilerini, sözde toplu sözleşme masalarında satan, hak kaybına uğratan, kamu emekçilerini değil AKP’nin çıkarlarını gözeten konfederasyon bugün masada oturmaktadır.
“KAMU EMEKÇİLERİ VE EMELİLER ENFLASYONA EZDİRİLDİ”
2021 yılı 6. Dönem Sözde Toplu Sözleşme görüşmelerinde 2022’de yüzde 5+ 7, 2023’te ise yüzde 8 +6’ya imza atılarak kamu emekçileri ve emeklileri enflasyona ezdirilmiş, açlık ve sefalete mahkum edilmiştir.
Kamu emekçilerinin toplu pazarlığı ağustos ayına bilinçli olarak sıkıştırılmaktadır. Ağustos ayına denk getirilmesi ve bir ay ile sınırlandırılmasının amacı kamu emekçilerinin ekonomik, sosyal, özlük haklarının oldubittiye getirmektir. Önceki yıllarda imzalanan sözde toplu sözleşmeler kamu emekçilerinin temel sorunlarının hiçbirine çözüm getirmemiştir.
“KAMU EMEKÇİLERİ ADINA OLUMLU BİR SONUÇ ALINACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUZ”
Bugün görüşülecek toplu sözleşme sürecinin de kamu emekçilerinin yararına olumlu bir sonuç alınacağını düşünmüyoruz. Adına ‘toplu iş sözleşme görüşmeleri’ denilen, hükümet ve yandaş konfederasyon arasında yapılacak olan ‘danışıklı görüşmelerden’ kamu emekçileri adına herhangi bir kazanım çıkmasını beklemiyoruz. Zira ortada ne gerçek bir toplu iş sözleşmesi görüşmesi ne de toplu pazarlık masası bulunmaktadır.
Yaşam şartlarının ağırlaştığı, doğal gaza, elektriğe, benzine, gıda maddelerine, ulaşıma fahiş oranlarda zam yapılırken, Türk lirası dolar ve euro karşısında erirken, yurttaşların alım gücü günden güne azalırken bugün hangi oranların pazarlığını yaptınız, memuru, memur emeklisini hangi yüzdelik oranlarla aldatmanın planlarını yaptınız.
“SORUNLAR YÜZDELİK VE EK ZAMLARLA ÇÖZÜLMEZ”
Kapılar kapalı olduğu sürece bizler dışarda sizler içerde olduğunuz sürece size güvenmiyoruz. Bu sözde yetkili konfederasyonun yüzdelik, üç buçukluk zam utancı akıllardadır. İşte böyle bir yandaş sendikacılık ortamında 2024-2025 yıllarda kamu emekçilerine kazandıracağı hiçbir şey olamaz. Kamu emekçileri sendika ağalığının geldiği durumu görmelidir ve yandaş konfederasyondan uzaklaşmalıdır.
AKP iktidarı ekonomik krizi yok sayan anlayışından ve TÜİK’in enflasyon hesaplarında kullandığı oranlarla kamu emekçilerine zam yapmaktan vazgeçmelidir. Kamu emekçilerinin sorunlarının yüzdelik ve ek zamlarla çözülmesi mümkün değildir. Siyasi, ekonomik, sosyal haklarını kazanmayı ve emekçileri, sınıf mücadelesini önceliği yapmayan hiçbir emek örgütü başarılı olamaz. Bu ‘sözde toplu iş sözleşmesi süreci’, görüşmeler yapılsın ama sonunda hükümetin istediği olsun yaklaşımı terk edilmelidir.”
Birleşik Kamu-İş’in toplu sözleşme sürecinde dikkate alınmasını istediği talepleri şöyle:
“ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz.
Sendika özgürlüğünü sınırlayan yüzde 2 barajı kaldırılmalıdır.
2024-2025 yıllarında yapılması gereken ücret zamlarına temel oluşturacak şekilde tüm kamu çalışanlarının maaşları en az yüzde 115 oranında artırılmalıdır. 2024 ve 2025 yıllarında yapılacak zam oranları bu rakam üzerinden hesaplanmalıdır.
Yüzde 115 oranında artırılarak belirlenecek bu tutarlara 2024 ve 2025 yılında ocak, nisan, temmuz ve eylül aylarında (üçer aylık sürelerle) yüzde 15 zam yapılmalıdır. Ayrıca Ocak 2024’te yüzde 5 oranında refah payı eklenmelidir.
Birikimli enflasyonun yüzde 15’i aştığı aydan itibaren enflasyon farkı maaş ve ücretlere aylık olarak yansıtılmalıdır. Kamu çalışanlarına Ocak 2024’ten başlayarak aylık 10 bin 000 lira barınma yardımı verilmelidir. Bu tutar memur maaş katsayısı artışı oranında artırılmalıdır. Tüm memurların ek göstergeleri 3600’e çıkarılmalıdır.
Kamu çalışanlarına maaşlarıyla birlikte yapılan tüm ek ödemeler emekliliğe esas alınmalı ve bu tutarlar emekli aylığına da yansıtılmalıdır. Seyyanen artıştan memur emeklisinin yok sayılması eşitlik ilkesi gereği adaletsizliktir.
Memurlara, yılda bir defa yıllık izne ayrılırken bir maaş tutarında yıllık izin ikramiyesi ödenmelidir. Tüm kamu çalışanlarına her yıl iki defa birer net maaş tutarında bayram ikramiyesi ödenmelidir.
Aile yardımı enflasyon oranları dikkate alınarak birinci çocuk için 3 bin 000 lira, ikinci çocuk için 4 bin 000 lira ve üçüncü çocuk için 6 bin 000 liraya çıkarılmalıdır. Ölüm yardımı ödeneği en düşük memur maaşı seviyesine çıkarılmalıdır. Kamu çalışanlarına ya kreş olanağı sağlanmalı ya da günün koşullarına uygun olarak kreş yardımı verilmelidir.
Kamuda eşit işe eşit ücret ödenmelidir. Kamuda mülakat kaldırılmalıdır. Kamuda sözleşmeli çalışan sonlandırılmalı tamamı kadroya geçirilmelidir. Kamuda çalışanların mesai ücretleri günün şartlarına uygun ve eşit düzenlemelidir. Vergi dilimi adaletsizliği giderilmeli yüzde 15’te sabitlenmelidir.
Sendika üyelik ve çekilme işçilerde olduğu gibi e-devlet üzerinden yapılmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalıdır. Devlet memurlarına yiyecek, kıyafet ve ulaşım yardımı yapılmalıdır. Kamu çalışanlarının aile birlikteliği için aynı yerde görev yapmaları sağlamalıdır. Memur ve memur emeklisi bankalardaki promosyonlardan eşit yararlanmalıdır.”
Kaynak: ANKA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***