SERBEST GÖRÜŞ – Gezi Parkı davası nedeniyle 25 Nisan 2022 tarihinden bu yana tutuklu olan avukat Can Atalay, 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde Hatay’da Türkiye İşçi Partisi (TİP) listesinden girdiği seçimlerde, 76 bin oy alarak milletvekili oldu.
Atalay, 14 Mayıs Genel Seçimi’nin üzerinden günler geçmesine rağmen halen tahliye edilmedi. Atalay, 2 Haziran’da yapılan Meclis yemininde kürsüye çağırıldı ancak yemin edemedi.
Yemin töreninde Atalay’ın ismi okunduğunda TİP İstanbul milletvekili Sera Kadıgil “Silivri’de esir tutulduğu için şu anda yemin edemiyor” diye seslendi.
Atalay’ın hukuka aykırı olarak halen tahliye edilmemesi yargının iktidar eliyle ne kadar siyasallaştırıldığını da bir kez daha gözler önüne serdi.
Atalay’ın günler geçmesine rağmen halen tahliye kararının Yargıtay’da bekletilmesine ilişkin Gerçek Gündem’e değerlendirmede bulunan TİP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Hakan Güneş, “Siyasi bir karar çerçevesinde tahliye talebimizi beklettiklerini görüyoruz” dedi.
“YARGITAY GÖREVİNİ YERİNE GETİRMİYOR”
Anayasa’nın 83’ün maddesini hatırlatan Güneş, “Bizim yaklaşımımız şu: Anayasa’nın açık hükmü var. 83’üncü Maddesi çok açıkça diyor ki, seçimden önce veya sonra bir milletvekili Meclis kararı olmaksızın, sorguya çekilemez, tutuklanamaz, yargılanamaz. 83’üncü Madde çerçevesinde Yargıtay savcısının derhal bu konuyu işleme koyması ve tahliyeyi gerçekleştirmesi gerekir.
Bizim gördüğümüz şey şu an Anayasal bir kurum olan Yargıtay’ın şu an görevini yerine getirmediği” ifadelerini kullandı.
“ANAYASAL DÜZENLEMEYE İTİRAZDIR BU”
Atalay’ın tahliye edilmeme sürecine ilişkin TİP olarak üç şeye dikkat çekmek istediklerini belirten Güneş, “Üç şeye dikkat çekmeye çalışıyoruz. Bir tanesi, seçme seçilme hakkına ilişkin durum. Seçilmiş bir milletvekilinin görevini yapması gerekiyor. Duruma uygun şekilde tahliye edilmesi gerekiyor” dedi.
Güneş, açıklamasında ‘kişi hürriyetinin engellenmesine’ dikkat çekerek, diğer konuyu ise şöyle açıkladı:
“İkincisi, halkın iradesine saygısızlık, Anayasal düzenlemeye itirazdır bu. Milletvekili seçilmiş ve görevini yapamamaktadır. Dolayısıyla oylarıyla seçildiği halkı temsil edememektedir. Bunu engelleyen bir durum söz konusudur. Halkın iradesine bir saygı bekliyoruz. Bu konuda bir kampanya yapmaya çalışıyoruz.
Zaten tutuksuz yargılanabileceği halde, çünkü Yargıtay’da dosyası sürüyor. Kişi hürriyetinin engellenmesidir bu milletvekili olarak da birey olarak da.
Üçüncüsü de, çok büyük bir felaket yaşamış olan Hatay halkını, Hatay’ın yeniden inşası noktasında Can’ın halkına verdiği söz var, halkın Can’a verdiği bir görev var. Bu başlıkları öne çıkaracak şekilde bir kampanya başlattık.”
ALADAĞ’DAN SOMA’YA, ÇORLU TREN KATLİAMI’NDAN HENDEK’E BİRÇOK DAVANIN AVUKATI
Atalay’ın TİP milletvekili olmasının yanı sıra, kamuoyunu ilgilendiren birçok davanın da avukatı olduğuna dikkat çeken Güneş, Atalay’ın Meclis’e girmesinin Aladağ, Soma, Hendek, Çorlu Tren Kazası, Gezi’de hayatını kaybeden yurttaşların da sesinin taşınması anlamına geleceğini söyledi. Güneş konuya ilişkin şunları söyledi:
“Can’ın Türkiye İşçi Partisi milletvekili olması önemli ama aynı zamanda Can, birçok davanın avukatı. Aladağ, Soma, Hendek, Çorlu Tren Kazası, Gezi’de kaybettiğimiz insanların davaları… gibi… Bütün buralardaki insanların sözünün taşınması anlamını da taşıyor. Bu topluluklarla beraber, hukukçularla, Hataylılarla beraber bir kampanya yürüyoruz. Daha belirgin hale gelecek bu.”
“SEÇİMİN ARDINDAN TÜRKİYE’NİN NE YÖNDE İLERLEYECEĞİNİN GÖSTERGESİ OLACAK”
Atalay hakkında verilecek olan kararın, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından Türkiye’nin ne yönde ilerleyeceğinin de göstergesi olacağının altını çizen Güneş, sözlerini şöyle noktaladı:
“Kanunlara uyulacak mı yoksa kanuna aykırı siyasi kararlarla bir dönem mi devam edecek, bunun da çok önemli bir göstergesi olacak. Bu bakımdan, sadece Can’a oy vermiş seçmenin, Hataylıların, Türkiye İşçi Partililerin sorunu değil bu. Türkiye’nin bir meselesi ve davasıdır bu aynı zamanda. Tüm toplumun ses vermesi için elimizden geleni yapacağız ve bunu göstermeye çalışacağız.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***