YORUM | M. AHMET KARABAY
Türkiye, bir tercihe zorlandı ve bu tercihin ne olduğu 28 Mayıs 2023 seçimleriyle belirlenmiş oldu. Bundan sonra kimse kendini kandırmasın. Muhalefet artık bir iktidar alternatifi değil, tamamen bizzat iktidarın dizayn ettiği yapıya dönüşecek.
Önce muhalefet içinde yer alıp da ilk günden bu yana Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanlış aday olduğunu söyleyenlere kısaca değinmek istiyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu, muhalefet için bulunabilecek en doğru adaydı. Kılıçdaroğlu, sanıldığının aksine Erdoğan’ın radarına Deniz Baykal’a yapılan kaset kumpasından sonra 2010’dan itibaren girmedi.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu CHP Grup Başkanvekili olduğu 2008’den bu yana mercek altına almıştı. Bu da Kılıçdaroğlu’nun canlı yayında Dengir Mir Mehmet Fırat’ın AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde kirli işlerini Eylül 2008’de ortaya dökmesiyle başladı.
Kılıçdaroğlu’nun, Fırat’ın hayali ihracat ve uyuşturucu işine bulaştığını belgelere dayanarak anlatmasının ardından, bu kez Melih Gökçek gündeme geldi. Gökçek’in elektrik sayaçları üzerinden yaptığı vurgun iddiaları ile başlayan tartışma, Uğur Dündar’ın yönettiği Star ana haber bülteninde canlı yayında devam etti.
Erdoğan, iki önemli isminin adi suçlu olarak kamuoyu önüne sergilenmesinden bu yana Kılıçdaroğlu’nun her şeyini didik didik ettirdi. Bugüne kadar bula bula “SSK’yı batıran adam” ithamını ortaya atabildi.
Süleyman Demirel’in de iktidara gelebilmek için 1991’de 35 yaşında emekliliğin yolunu açmasıyla SGK’nın batışına imza atılmış oldu. Bu yıl da SGK’nın sırtına EYT ile dev bir kambur yüklendi. SGK’nın batış sorumlusu dönemin bürokratı olabilir mi?
Oysa Turgut Özal, Bağ-Kur’da yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı Kılıçdaroğlu’nu SGK’yı rehabilite etmesi için kurumun başına getirmişti. Demirel, SGK’nın ipini çektiğinde Kılıçdaroğlu, sadece üst düzey bir bürokrat olarak görev yapıyordu.
ERDOĞAN, İMAMOĞLU VE YAVAŞ’IN TOZUNU ATTIRIRDI
Aralarında İYİ Parti lideri Meral Akşener’in de bulunduğu önemli bir kesim, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğinden dolayı halkın oy vermeyeceğine gönderme yaparak belirlenen adaya kazandırma yerine “Kazanacak aday” olması gerektiğinde diretti.
Eğer İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş aday gösterilseydi, Erdoğan bunları hallaç pamuğu gibi attıracağını biliyordu. Dahası ön hazırlıklarını da yapmıştı.
Kılıçdaroğlu’nu montaj bir videoyla PKK liderlerinden Murat Karayılan’la klip çekmiş gibi gösterip bunu pazarlayan Erdoğan, iki belediye başkanına akıl almaz yolsuzluk ve hırsızlık ithamlarında bulunacaktı. Adaylıkları düşürülür müydü bilmem ama muhalefete toplum içine çıkacak yüz bırakmazdı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şahsi makam ihtirasından çok işin bu tarafından hareket ederek İmamoğlu ve Yavaş’ı aday göstermedi.
Kılıçdaroğlu’nu sürekli Erdoğan’a karşı seçim kaybetmekle itham edenler, Türkiye’nin siyasi tarihine bakmadan suçlamalar yöneltiyor. Dahası, Erdoğan tarafından beyinlerine zerk edilen sözleri bilmeden kullanıyorlar.
Türkiye’de sol 1970’lerde Bülent Ecevit’in “Karaoğlan” rüzgarından bu yana hiç alternatif bir iktidar partisi olamadı. Aynı tablo 2000’ler sonrasında da devam etti.
Türkiye’de sol oyların toplandığı havuz yüzde 30’ları bulmuyor. Karşı tarafta ise yüzde 70’e yaklaşan bir oy potansiyeli var. Dolayısıyla yüzde 60-70’lere hitap eden bir siyasi liderle Kılıçdaroğlu’nu suçlamak insaf ölçülerinin ötesine geçer.
Kılıçdaroğlu’nun seçilememesi üzerine en önemli tespiti, CHP Erzincan Milletvekili olarak Meclis’e giden Mustafa Sarıgül, “Sayın Kılıçdaroğlu siz kaybetmediniz. Biz kazandıramadık” açıklamasıyla yaptı.
MİLLET İTTİFAKI ARTIK TEK PARÇA KALAMAZ
Meral Akşener, ilk günden bu yana Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktı. Dün seçimlerin rengi belli olduktan sonra Kılıçdaroğlu, kameralar karşısına geçip “Bana oy veren 25 milyonu aşan vatandaşımızı moralli bir şekilde dimdik ayakta görmek istiyorum. Yürüyüşümüz sürüyor ve buradayız” diyerek bir ön çıkışta bulundu.
Kılıçdaroğlu’ndan 45 dakika sonra bir basın açıklaması yapan Meral Akşener, başka telden çaldı. Demokratik bir yarış yapıldığını ve milletin son sözü söylediğini belirterek Erdoğan’ı yeniden seçilmesinden dolayı tebrik etti.
Akşener, Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı bileşenlerinin liderlerini CHP Genel Merkezi’ne çağırdığını söylerken takındığı tavrı ise yorumlamayacağım.
TÜRKİYE ARTIK ORTA DOĞU’NUN AYRILMAZ PARÇASI
Bundan sonra Ankara’dan din ve milliyetçilik pompalamasının dozu daha da artırılacak. “Türkiye teröre destek veren siyasi yapılara dur diyerek bir tehlikeyi savuşturduğu” için seçmene övgü dizilecek, fakat tehlikenin geçmediği vurgusu yapılacak.
* FETÖ sakızı daha çok çiğnenip Orta Doğu bataklığına sürüklenmemiz, “terörle mücadele” adı altında topluma olağan bir şeymiş gibi sunulacak.
* Bir sonraki seçimler artık sembolik anlam taşıyacak
* Muhalefetin başındaki isimlerin çoğunu Beştepe Sarayı belirleyecek.
* Dini yapılanmalar daha pervasız hale gelecek ve hayat tarzı dayatması yapacaklar.
* Ekonomide taşıma suyla değirmenin çarkı bir süre daha satış vaatleriyle döndürülecek.
* İktidar yanlılarının kendi içlerindeki menfaat savaşları daha belirgin hale gelecek.
Size “şanlı tarih” diye anlatılan masalları bir tarafa bırakırsanız, daha çok din isteyen toplumların iyi yönetildiği görülmedi. Dindarlaştıkça daha kötü yönetilirler, daha kötü yönetildikçe de daha çok dini inançlarına sarılırlar. Bu birbirini besleyen bir kısır döngüden başka bir şey değil.
Türkiye, 28 Mayıs’ta Erdoğan’ı yüzde 52 oyla yeniden cumhurbaşkanı seçerek yönünü net bir şekilde belirlemiş oldu. Seçmen yaptığı tercihle, ülkenin yerinin demokratik bir süreçle değiştirilemeyecek bir şekilde Ortadoğu olduğunu ortaya koydu.
Erdoğan kazandı diye Orta Doğu’da pek çok merkezde kutlamalar yapıldı. Bu daha çok “Aramıza hoş geldin” kutlaması gibiydi. Kutlama yapılan yerler arasında Suriye, Lübnan, Afganistan ve Pakistan da vardı.
Sultan Suleiman Shah mercenaries celebrating Erdogan’s re-election in Turkish-occupied Afrin, which has already resulted in injuries. There are reports that a child has been killed. pic.twitter.com/lzXrPX0lzI
— Lindsey Snell (@LindseySnell) May 28, 2023
Kazanan Türkiye değil, BOP oldu. Kur-faiz-enflasyon sarmalı bir süre sonra hız kazanacak. Bundan çıkış yolu muhtemelen dikkatleri dışa çeviren bir hamle olacak. Kim bilir biz Yunanistan’la savaş beklerken, Taliban’ın İran’a saldırmasıyla başlayan doğudaki gerginlik yayılacak ve bölgeyi kapsayacak.
İşadamı Sani Şener’in bir ortamda anlattığı fıkrayı bağlamından koparıp Türkiye’nin durumunu anlatmak için buraya alayım, yazımı noktalayayım.
Milletimiz seçimini yaptı. Çoğunluk mevcut durumdan memnun.
Durum bu:👇 pic.twitter.com/kGHZCkq7X8
— Dr. Murad Karasoy (@KarasoyMurad) May 29, 2023
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***