Türkiye’de 14 Mayıs seçim sonuçlarının Erdoğan’ın yeniden kazanma ihtimaline yaklaştıran bir tablo çizmesiyle Türk Lirası’nda değer kaybı hızlandı, borsa düştü ve ülkenin risk primi yükseldi. Pazar gecesi yapılan seçimden beri TL değer kaybetmeye devam ederken, Merkez Bankası rezervleri seçim haftasında 9 milyar azalarak son 21 yılın en düşük seviyesine indi.
Ekonomik tablo neden sandığa yansımadı?
VOA Türkçe’nin 28 Mayıs sonrası için nasıl bir ekonomik görünüm olacağı sorusunu yanıtlayan, daha önce ABD Merkez Bankası’nda (FED) ekonomist olarak görev yapan Prof. Dr. Selva Demiralp, ekonomik zorlukların seçim sonuçlarına düşündüğünden az yansıdığını, sonuçlara göre seçmenin yaklaşık yüzde 45’inin mevcut ekonomik koşullardan memnun, ya da ekonomik zorlukların altında yatan nedenlerin politik hatalardan kaynaklanmadığını düşündüğünü söyledi.
Ancak yine de nüfusun yüzde 49’unun mevcut hükümet lehine oy kullanırken yüzde 51’inin aleyhte oy kullandığını hatırlatan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Demiralp, yine de bunun bir memnuniyetsizliğin işareti olduğunu belirtti. İkinci turda Erdoğan’ın kazanma şansının arttığını vurgulayan uzman, seçmenin genelde ilk turda favori adaya oy verdiğini, ikinci tura giden yolda da Türkiye’de ekonomik açıdan zorlu bir süreç yaşandığını zira piyasaların belirsizliği sevmediğini hatırlattı.
“Türkiye giderek kapalı bir ekonomi olabilir”
Erdoğan’ın kazanma şansının artmasının belirsizliği azaltan bir faktör olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Seda Demiralp, hükümetin döviz kurunu kontrol altına almak için ikinci tura kadar elinden geleni yapacağına inandığını söyledi. Demiralp, Türk Lirası’nda 28 Mayıs’a kadar çok büyük bir değer kaybı öngörmüyor. Ancak Erdoğan’ın kazandığı bir ikinci tur senaryosuna ilişkin öngörülerini şöyle paylaşıyor:
“Uzun zamandır hükümetin sürdürülemez olanı ayakta tutmaya çalıştığını ve Türk Lirası üzerinde çok büyük bir baskı olduğunu gördük. Ancak bu baskılar, döviz rezervleri satılarak ve şu anda Merkez Bankası’nın döviz rezervleri tehlikeli derecede düşük seviyelerde tutularak bastırıldı. Dolayısıyla talebi azaltmak ve döviz kurunu kontrol altında tutmak için daha sıkı sermaye kontrolları görebiliriz. Bence ekonominin ileriye dönük şekli bu olacak. Mevcut hükümet ve politikalar devam ederse, giderek daha kapalı bir ekonomi haline geleceğiz.”