ENSAR NUR, TR724 HABER
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Basın Özgürlüğü Endeksi 2023 verilerine göre, Türkiye 180 ülke arasında 165’inci sırada yer aldı. Türkiye 2022 yılında 149’uncu sırada bulunuyordu.
2002 yılından bu yana her yıl dünyada basın özgürlüğünü değerlendirerek bir liste hazırlayan Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) 2023 endeksinde Türkiye 180 ülke arasında 165’inci sıraya kadar geriledi. 2023, Türkiye’nin gittikçe kötüleşen medya özgürlüğü konusunda dibe vurduğu yıl olarak dikkat çekti.
Türkiye’nin 2002 yılından bu yana medya özgürlüğü konusundaki karnesi hiçbir zaman iyi olmadı. Türkiye sadece 2005 yılında ilk 100’e girerek 98’inci sırada yer almıştı. Ancak son yıllarda Türkiye’nin durumu gittikçe daha da kötüleşerek diktatör ev otoriter rejimlerle ayni klasmana düştü.
RSF, Türkiye ile ilgili kısımda ülkede otoriterliğin gittikçe zemin kazandığına ve medya çoğulculuğuna meydan okuduğuna dikkat çekti. Rejimin, eleştirileri baltalamak için mümkün olan tüm araçları kullandığı belirtildi.
RSF’nin endeksinden Türkiye ile ilgili dikkat çeken noktalar şöyle:
Medya ortamı
Ulusal medyanın yüzde 90’ının hükümet kontrolünde olduğu son 5 yılda halk, ekonomik ve siyasi krizin ülke üzerindeki etkilerini öğrenmek için çeşitli siyasi görüşlere sahip eleştirel ya da bağımsız medya kuruluşlarına yöneldi. Bunlar arasında Fox TV, Halk TV, Tele1 ve Sözcü gibi yerel televizyon kanalları ile BBC Türkçe, VOA Türkçe ve Deutsche Welle Türkçe gibi uluslararası haber siteleri yer aldı.
Siyasi bağlam
2023 seçimleri yaklaşırken Recep Tayyip Erdoğan’ın “hiper-başkanlığı”, dikkatleri ülkenin ekonomik ve demokratik gerilemesinden başka yöne çekmek ve siyasi tabanını güçlendirmek amacıyla gazetecilere yönelik saldırılarını artırdı.
Ancak, internette neredeyse sistematik sansür, eleştirel medya kuruluşlarına karşı anlamsız davalar veya yargı sisteminin kötüye kullanılması gibi taktikler, şimdiye kadar Erdoğan’ın büyük yolsuzluk ve siyasi kayırmacılık davalarına adı karışmaya devam etse de tabanında popülerlik oranını geri kazanmasını sağladı.
Yasal çerçeve
Eleştirel gazetecilere ve medya kuruluşlarına karşı, basın kartlarının ellerinden alınması gibi ayrımcı uygulamalar yaygın. Hükümetin emrindeki yargıçlar, yolsuzluk ve benzeri hassas konuları ele alan internetteki makaleleri sansürleyerek demokratik tartışmayı sınırlandırmaya çalışıyor. Bu da kaliteli haberlerin yayınlanmasını zorlaştırıyor. Bazı gazeteciler yine de tam bir bağımsızlıkla haber yapma misyonlarına sadık kalmaya çalışıyor.
Ekonomik bağlam
Hükümet ve hükümetle işbirliği yapan özel sektör şirketleri, reklamları ve sübvansiyonları kendilerine olumlu yayın yapan medya kuruluşlarına yönlendirerek medyada çoğulculuğu tehlikeye atıyor.
Basın İlan Kurumu (BİK), devlet reklamlarının tahsisini kullanarak söz dinlemeyen gazeteler üzerinde mali baskı oluştururken, RTÜK de ağır para cezaları vererek eleştirel TV kanallarının ekonomik olarak zayıflamasına neden oluyor. Bazı gazeteler kağıt fiyatları nedeniyle sayfa sayılarını azaltmak zorunda kaldı.
Sosyokültürel bağlam
Tanınmış dini figürleri eleştiren veya sorgulayan gazeteciler bazen “hakaret” suçlamasıyla açılan davaların hedefi oluyor. Aile içi şiddet veya çeşitli istismar türlerine yapılan atıflar, özellikle kadın gazeteciler tarafından yapıldığında, sosyal medyada nefret kampanyalarına yol açmaktadır.
Güvenlik
İktidardaki AKP-MHP ittifakını eleştiren gazetecileri hedef alan şiddet sarmalı 2019 yerel seçimlerinden bu yana yoğunlaştı. 2023 seçimleri yaklaşırken, medya karşıtı siyasi retorikten güç alan aşırı milliyetçi gruplar, siyaseti takip eden ve ekonomik krizi tartışan muhabirlere, köşe yazarlarına, yorumculara ve yurttaş gazetecilere saldırmak için sokaklara dökülüyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***