Esra ÇİFTÇİ
Artı Gerçek – Bugün Dersim Tertelesi’nin başlangıcı kabul edilen ve “Tunceli Tenkil Harekâtı” olarak bilinen 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu Kararı’nın 86. Yılı. İzmir, Bursa, Ankara, Mersin, Dersim merkez, Adana ve İstanbul’da eş zamanlı olarak saat 19.37’de anmalar yapılacak. Avrupa’nın bir çok yerinde de aynı saatte anma etkinlikleri düzenlenecek.
4 Mayıs 1937 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Bakanlar Kurulu “Dersim Tenkil Kararları” adında özel bir kararname çıkardı. Bu kararname soykırımın resmi belgesi ve başlangıç tarihi kabul ediliyor. Bu kararla birlikte Dersim’e yönelik, “Sel Harekatı” başlatıldı. Resmi verilere göre 13 bin 160 kişi öldürüldü, 11 bin 818 kişi sürgün edildi, köyler yakıldı. Katliam 1938 yılının sonuna kadar sürdü. Seyit Rıza ve oğlunun da aralarında olduğu Dersim’in önde gelen aşiret liderleri idam edildi.
‘PAH KÖPRÜSÜ YAKILIYOR, 21 MART GECESİ’
Dersim katliamına ilişkin araştırmaları ve kitapları olan, ayrıca bir çok belgesele katkı sunmuş olan Hüseyin Ayrılmaz ile 4 Mayıs Bakanlar Kurulu kararını ve sonuçlarını konuştuk.
4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu kararının, Dersim’in katliam kararı olduğunu söyleyen Hüseyin Ayrılmaz, bu kararın katliam sürecinin resmen başladığı bir dönem olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
“Aslında öncesi de var, 1937 yılının başlarında, şubat ayı sonları itibariyle operasyonlar var. Pah köprüsü yakılıyor, 21 Mart gecesine denk geliyor. Bu köprünün yakılmasının nedeni devlet bir hazırlık içinde, durmadan silah yığınağı yapıyor, seyyar karakollar inşa ediyor ve o yakılan pah köprüsü üzerinden silahlar taşıyor. Hatırlatayım, Pah Köprüsü Dersimliler tarafından kendi olanaklarıyla yapılmış bir köprü. Operasyonlar başlıyor, seyit rızanın evi, konağı ilk defa bombalanıyor. 4 Mayıs’ta da dediğim gibi bakanlar kurulu imzasıyla resmen süreç başlıyor.”
‘YAKALANANLARIN ÇOĞU YAŞLI, ONLARIN AKIBETİ BELLİ DEĞİL’
4 Mayıs 1937’den sonra korkunç bir sürecin başladığını söyleyen Ayrılmaz, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti devletine miras kalan Dersim’in Cumhuriyet hükümeti tarafından da sorun olarak görüldüğünü, 6-7 aşirete yönelik operasyonlar başlatıldığını ifade ediyor:
“Henüz devletin tanımıyla boyun eğmeyen, hala kendi değerleriyle yaşamak isteyen ve noktada hizaya gelmeyen bir kesime karşı operasyon başlatıp, diğer kalanlara dokunmayacakları sözü veriyorlar. 1937’de operasyon başladıktan sonra bütün Dersim ileri gelenleri, önderleri kimi yakalanıyor, kimi kandırılarak ya da bir şekilde görüşmeler çağrılarak tutuklanıyor. İşte Seyit Rıza verilen sözler üzerine Erzincan’a gitme kararı veriyor ve orada hepsi yakalanarak Elazığ cezaevine konuluyorlar. Yargılama süreçleri başlıyor, İhsan Sabri Çağlayangil’in ifadelerine göre 72 sanık yargılanıyor, bazıları serbest bırakılıyor, yedi kişi nihayetinde idam ediliyor. Yakalananların çoğu yaşlı. Onlarda Türkiye’nin çeşitli cezaevlerine gönderiliyor ama onların akıbeti belli değil, başlarına ne gelindiğini kimse bilmiyor.
‘1937 DİKENLERİN AYIKLANMA SÜRECİDİR’
1937 yılının “dikenleri ayıklama süreci” olduğunu söyleyen Ayrılmaz, halk önderlerinin, kanaat önderlerinin katledildiğini, ailelerinin yok edildiğini halkın da öncüsüz kaldığını söylüyor. 1937 Mayıs’ında başlayan operasyonun eylül ortalarında sonlandırıldığını, beklediklerini söyleyen Ayrılmaz, bu durumun hükümet arasında çatlaklara da yol açtığını belirtiyor. Ayrılmaz şöyle devam ediyor:
“Ocak-şubat ayında tekrar operasyonlara başlıyorlar. Kadınlara yönelik korkunç saldırılar oluyor ve halk buna karşılık veriyor. Celal Bayar devletin başında operasyonu ilkbahara bırakıyor. Tekrar mayıs ayından itibaren operasyon başlatıyorlar ve yaz boyu bir soykırım yapılıyor. Binlerce insan katlediliyor, bir o kadarı sürgün yollarına tutuluyor. Operasyon bittiğinde devletin tabiriyle kanlı bir hareket yaşatılıyor ve Dersimliler kadın, çocuk, yaşlı demeden katlediliyor. Bu durum raporlarla, belgelerle ispatlandı. O topraklarda cidden bir soykırım yaşatılıyor.”
‘KADINLAR ÜZERİNDEN PROVOKATİF HAREKETLERLE BAŞLIYOR’
“Şunu da eklemek de yarar görüyorum. Dersim meselesi esas itibariyle bir kadın sorunudur. Bölgede yapılan karakol operasyonlarında başlangıçlar kadınlar üzerinden provokatif hareketlerle yapılıyor. Taciz, tecavüz, saldırganlık olayları yaşanıyor ve buna halkın karşılık vermesi ise isyan olarak değerlendiriliyor.”
Dersim’e ilişkin yeni belge: Alpdoğan’ın korumalığını yapan askerin mektubu ortaya çıktı
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***