YUSUF DERELİ | HABER YORUM
Muhalefetin ‘vurdumduymaz’ tavrı, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olamayacağı konusundaki tartışmaları alevlendirdi. Son olarak Altılı Masa’nın bileşenlerinden Deva Partisi’nin lideri Ahmet Davutoğlu, hukuken Erdoğan’ın aday olamayacağını ama aday olmasına itiraz etmeyeceklerini’ açıkladı. Rejim ‘anayasayı’ çiğnerken, muhalefetin de bu hukuksuzluğa ortak olmasına kamuoyunda ciddi tepki var.
Benzer bir tavrı Erdoğan’ın ‘diploması’ konusundaki tartışmalarda da görüyoruz. Eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, dün konuyla ilgili çok önemli paylaşımlarda bulundu. Erdoğan’ın üniversite diploması olmadığı için aday olamayacağını yazdı. Bir takipçisinin sorusu üzerine ise “Araştırmadığımı nereden biliyorsunuz. Kayalara çarptığınız ve bir sonuca ulaşamadığınız zaman genellikle söylenecek söz olmuyor.” dedi.
Tekrar söyleyelim; Araştırma yaptığını ve Erdoğan’ın diploması olmadığını söyleyen kişi eski YÖK Başkanı!
Muhalefetin bazı temel konulardaki ‘tavrını’ anlamak mümkün değil. Bir seçim var ve bu yarışa katılabilmenin şartları Anayasa’da belirlenmiş. Adaylardan biri şartları taşımadığı halde ‘aday’ olduğunu açıklıyor. Rakipleri bu kişinin adaylığının Anayasa’ya aykırı olduğunu biliyor ve bunu deklare ediyor ama itiraz etmiyor.
Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarına benzer ifadeleri ilk olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kullanmıştı. 24 Ocak’ta katıldığı bir etkinlikte kendisine konuyla ilgili sorulan bir soru üzerine, “Sanki biz başvursak YSK gelecek, hukuka uygun, anayasaya uygun karar verecek! Yargıya, Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyoruz; bu kadar açık.” demişti.
Geçtiğimiz hafta ise İyi Parti lideri Meral Akşener, HaberTürk TV’de Fatih Altaylı’nın aynı konuyla ilgili sorusunu, “İtiraz etsek ne etmesek ne!” diyerek cevapladı. Meral Akşener’in açıklamasına göre Erdoğan’ın adaylığının Anayasa’ya aykırı olduğu konusundaki tartışmalar Altılı Masa’nın gündemine bile gelmemiş!
Nasıl olur böyle birşey? Bu kadar önemli bir konu nasıl ‘Altılı Masa’nın gündemine bile gelmez!
Ve son olarak Ahmet Davutoğlu, “Erdoğan 2014 ve 2018’de iki dönemini tamamlamıştır. 2017’de referanduma gidilirken yeni bir dönemin başladığı ifade edilmediği için aslında 3. kez aday olmaya hakkı yoktur ancak biz bunu mesele yapmamaya karar verdik. Erdoğan sandıkla gitmeli.” diyebildi!
ANAYASAYA UYMAK BİR TERCİH MİDİR?
Bütün bu açıklamalardan muhalefetin ‘hukuka, anayasaya’ uymanın bir ‘zorunluluk’ değil; tercih olduğunu düşündüğü sonucu çıkıyor. Yani istersen Anayasa’ya, hukuka uyar; istemiyorsan uymazsın; öyle mi?
Rejim açıktan ‘Anayasa’ya uymayacağını’ ilan ediyor; muhalefet ise ‘Tamam sen Anayasa’ya uyma, ben de itiraz etmeyeceğim.” diyor. El birliğiyle hukuku, Anayasa’yı çiğniyorlar.
Bu durumda gücü eline geçiren herkesin Anayasa’yı çiğneme hakkına sahip olduğunu söylemek mümkün. İktidar yasaları çiğnerken, muhalefet partisi liderlerinin sessiz kalması hatta ‘itiraz bile etmeyeceklerini’ ilan etmeleri başka türlü nasıl açıklanabilir?
“Efendim karşı tarafa ‘mağduriyet’ kozu vermeyelim! Seçimle gelen seçimle gitsin!”
“Anayasa’ya ve yasalara uyun!” demek neden mağduriyet sebebi olsun?
Kolonları dikmeden bir binayı inşa edebilir misin? Edersin tabi ama sonuç Kahramanmaraş depremlerindeki felaket olur! Anayasa, hukuk bir binanın taşıyıcı kolonları gibidir; kolon olmazsa bina yıkılır!
“YSK nasıl olsa itirazımızı reddedecek!” kadar saçma bir savunma olamaz. Sen olması gerektiği gibi itiraz et, YSK hukuku çiğneyerek Erdoğan’ın önünün açsın. Belki hukuksuzluğu engelleyemezsin ama en azından Anayasa’nın çiğnenmesine karşı ‘tavır almış’ olursun.
Kaldı ki, Anayasa’ya aykırılığa itiraz etmeyeceksen; neye itiraz edeceksin?
ERDOĞAN İLANİHAYE BAŞKAN OLMAK İSTİYOR
Anayasa’nın 101. maddesinde, “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” deniliyor. Madde çok açık ve net…
Anayasa’nın 116. maddesinde ise “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” ifadeleri kullanılıyor. Bunun için TBMM’nin üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla, yani 360 milletvekilinin seçimlerin yenilenmesine karar vermesi gerekiyor.
Tayyip Erdoğan, ilk kez 2014 yılında cumhurbaşkanı seçilmişti. 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildi. Erdoğan, 24 Haziran 2018’de yapılan seçimlerde halk tarafından ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi.
Ancak iktidar temsilcileri Erdoğan’ın 2014’teki cumhurbaşkanlığını saymıyor! Onlara göre Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 2018’de seçildi ve bu yılki seçim ikinci olacak.
İktidar temsilcilerinin planı açık; normal şartlarda Erdoğan iki seçim hakkını doldurdu. Ancak iktidar temsilcileri ilk seçimi kabul etmeyip, 2018’deki ikinci seçimi ‘ilk’ saymaya çalışıyor. Eğer böyle kabul edilir ve gelecek dönemde de Meclis süre dolmadan yeniden seçim kararı verirse, 116’ya göre Erdoğan’ın 4. kez yeniden seçilmesinin de önü açılmış olacak.
Muhalefet ne yaptığının, neye ‘itiraz etmediğinin’ farkında mı; emin değilim…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***