YORUM | M. AHMET KARABAY
Açıkladığı takvimde bir değişiklik olmazsa, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bugün Anayasanın kendisine verdiğini var saydığı yetkiye dayanarak Meclis’i feshedecek. Bu fesihle birlikte erken seçim kararı alacak.
Erkene alınmış seçimin tarihi daha önceden 14 Mayıs 2023 olarak duyurulmuştu. Bundan sonra top Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK). YSK heyetinin geçen hafta deprem bölgesine gidip yaptığı incelemelerin sonucu, kamuoyuna duyuruldu.
YSK heyeti 11 ilin seçim ve 140’tan fazla ilçe seçim kurulunun, illerde ve ilçelerde bulunduğu adliye binalarını inceledi. Heyetin yaptığı tespitlere göre, afet yaklaşık 9 milyon seçmeni, 96 milletvekilini ilgilendiren bir seçmen hareketliliği yaşanmasına neden oldu. Heyetin hazırladığı raporun en önemli tarafı, afet bölgelerinde tespit edilen eksikliklerin giderilebileceğini belirlemiş olması.
YSK’nın raporuna bakıldığında seçim tarihi olan 14 Mayıs’ın değişmeyeceği anlaşılıyor. Ancak, bazı şeylerin değişmesi gerektiğine ilişkin farklı kesimlerden bir takım çıkışlar var.
Erdoğan’ın hukuk konularında bir dönem akıl danıştığı Prof. Dr. İzzet Özgenç, Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshederek seçim kararı alması halinde önemli bir noktaya dikkat çekti:
“Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nın seçim tarihinin erkene alınmasına karar vermesi halinde, kendisinin aday olamayacağını, etrafında bulunan ve -şayet varsa- vicdan sahibi kişilerin söylemesi gerekir. Bu felaket şartlarında topluma yeni bir kaos yaşa(t)maya hiç kimsenin hakkı yoktur.”
İzzet Hoca, pek çok hukukçu gibi Erdoğan’ın, erken seçim kararının Meclis tarafından alınmaması halinde üçüncü kez aday olma durumunun ortaya çıkacağı, buna da Anayasa’nın izin vermediği görüşünde.
Şimdi ortadaki tabloyu birlikte değerlendirelim. Anayasa’ya göre yeniden aday olmasına imkân bulunmayan bir Erdoğan var orta yerde. İkincisi, kamuoyuna ve partilerin konumlanmalarına baktığınızda aday olsa bile zor kazanacak bir Erdoğan var…
Bu iki aylık sürede, Erdoğan’ın Anayasal engeli yok sayarak aday olması halinde bile normal seçim kampanyalarıyla aradaki farkı kapatması ve sandıktan yeniden çıkması kolay görünmüyor.
Erdoğan’ın etrafında rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun çevresinde olduğu gibi güçlü bir ekip yok. Erdoğan; Kılıçdaroğlu gibi her biri aday olsa galip gelecek güçte iki cumhurbaşkanı yardımcısına da sahip değil.
O zaman akıllara hemen farklı bir senaryo geliyor. Erdoğan yine siyaset dışı yollara başvuracak ve bir şekilde sandıktan çıkacak.
Bu yolların neler olabileceğine ilişkin ayrıntıya girmeyip, başka bir konuyu gündeme getirmek istiyorum.
YENİLMEZ ARMADA GİBİ GÖSTERİLEN ERDOĞAN’IN YENİLGİLERİ
Tayyip Erdoğan hem etrafındakiler hem de muhalefet tarafından yenilmez armada gibi gösteriliyor. Oysa Erdoğan siyasi hayatında pek çok kez yenilgi yaşadı. Öteki yenilgilerini ve aldığı cezaları 2 Şubat 2022 tarihli yazıma bırakıp başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemindekilere odaklanmak istiyorum.
İLK YENİLGİ GEZİ EYLEMLERİ: 2013’teki Gezi Eylemleri, Erdoğan ve etrafındakiler için bir paranoyaya dönüştü. Ülkeyi yağmalanma alanı olarak görenler, 31 Mayıs’ta alevlenen Gezi Parkı direnişi sonrasında geri adım atmak zorunda kaldı.
İstediği yere istediği binayı dikeceğine inanan Erdoğan, Taksim’e “Topçu Kışlası” adı altında bir ticarethane kuramayacağını gördü. Dahası bu tarihten itibaren devletteki kontrolü zayıfladı. Etrafındaki liyakat sahibi isimler teker teker ayrıldı. Oluşan boşluğu hukuk dışı iş birlikleriyle doldurmaya çalıştı. Devlet hukuk devleti olmaktan çıkıp derin güçlerin koalisyonuna dönüştü.
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ: Erdoğan’ın hafızasından silinemeyen bir başka yenilgi ise 7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerde aldığı sonuç. Tek başına hükümet kuracak oyu alamayan AK Parti’nin yardımına bu kez müesses nizamın ekran görüntüsü olan MHP yetişti.
Devlet Bahçeli’nin yeniden seçime gidilmesi yolundaki çağrısından sonra Erdoğan, MHP ile örtülü koalisyona girdi. 1 Kasım’daki seçime giden dönemde Erdoğan, derin yapıların ve MHP’nin bileşkesi olarak hizmet vermeye başladı.
2019 YEREL SEÇİMLERİ: Erdoğan’ın kimyasını bozan yenilgiyi, 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde yaşadı. Ülke nüfusunun yarıdan fazlasının yaşadığı büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin tamamına yakını muhalefetin yönetimine bırakmak zorunda kaldı.
AK Parti’nin para ve organizasyon kabiliyeti açısından beyni olan ve “Kazansalar bile vermezler” denilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ellerinden çıktı. 31 Mart’taki yenilgi yetmedi, “Belki bir yolunu bulur alırız” deyip yeniden gittikleri seçimlerden daha büyük hezimetle çıktılar.
Aslında İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na karşı kaybeden Binali Yıldırım değil Tayyip Erdoğan oldu.
2015 seçimlerinde de 2019 seçimlerinde de Erdoğan’a yenilgileri yaşatan Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde ortaya konulan kurmay zekâsı idi.
AYM’NİN ALDIĞI BLOKE KARARI VE BELİRLEDİĞİ SAVUNMA TARİHİ
Şu sıralar milliyetçi kanadın Erdoğan’ın kolları altındaki iki ismi olan Devlet Bahçeli ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, HDP’nin kapatılması için yoğun çaba sarf ediyor. HDP’nin kapatılmasına ilişkin dosya Anayasa Mahkemesi’nin önünde duruyor.
Anayasa Mahkemesi, HDP’nin hazine yardımı olarak ödenen hesaplarına konulan blokeyi kaldırdı. Karar oy çokluğuyla alındı. AYM, hesaplarındaki blokenin kaldırılmasına Kadir Özkaya, Muammer Topal, Recai Akyel, Basri Bağcı, İrfan Fidan, Kenan Yaşar ile Muhterem İnce’nin karşı oyları ile karar verdi.
Bu isabetli bir karar. Ancak bu karar AYM’nin iyi niyetli bir yaklaşım içinde olduğunu göstermiyor. HDP’nin kapatılma davasında savunma yapmak için verilen tarih ise 11 Nisan olarak belirlendi. Savunma tarihi, milletvekili listelerinin YSK’ya verileceği son gün olan 8 Nisan’dan sonraya bırakıldı.
AYM’nin, listelerin verilmesinden sonra alacağı bir kapatma kararı, seçimin adil, dürüst ve güvenilir yapılamayacağını ortaya koyar. Kapatma kararından sonra seçimler baştan şaibeli hale gelir.
DEMİRTAŞ’IN ARŞİVDEN ÇIKAN VİDEOSU
HDP’nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bir videosu şu sıralar çok popüler olmaya başladı. Demirtaş’ın AK Parti’nin, MHP’yi yüzde 10’luk barajın altına itme çalışmaları yürüttüğü 2011 seçimleri öncesinde katıldığı programda söyledikleri, bugün MHP ve BBP’lileri utandırır mı bilmem.
2011 yılında, Selahattin Demirtaş’ın MHP hakkında söyledikleri. İlk defa duydum ve çok şaşırdım: pic.twitter.com/SADil5XOpk
— Eleştirel Yaklaşımlar (@ilahiyatteoloji) March 4, 2023
Selahattin Demirtaş, AK Parti tarafından yapılan çirkin yaklaşımları doğru bulmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor ve MHP’nin mutlaka Meclis’te temsil edilmesi gerektiğini savunuyor.
Bahçeli utanma yetisini kaybedeli hayli zaman oldu. Ama bu videoyu MHP ve BBP’lilerin izlemesinde fayda var. Liderlerinde olmayan utanma duygusunun onlarda olduğundan eminim.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***