İLKER DOĞAN | HABER YORUM
Cumhur İttifakı için anket sonuçları hiç de iç açıcı gelmiyor. İki ismin yarıştığı bir seçimde kaba bir hesapla Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde 53-55, Erdoğan’ın oy oranı ise yüzde 45-47 civarında.
AKP’ye yakınlığıyla bilinen Optimar’ın 4 ismi sorduğu anketinde bile Erdoğan’ın oyu yüzde 47,4! Aynı ankette Kılıçdaroğlu’na yüzde 45,3, Muharrem İnce’ye 6,5, Sinan Oğan’a ise yüzde 0,7 oy çıkmış. Kısaca Cumhur İttifakı açısından durum fena…
Ancak anket sonuçlarına bakarak 14 Mayıs’ta muhalefetin kesin bir ‘zafer’ kazanacağını söylemek, Tayyip Erdoğan’ın siyasi zekasını küçümsemek olur. Erdoğan’ın, milleti açlığa mahkum ettiği, yoksulluğu derinleştirdiği, TL’nin itibarını yerle bir ettiği, enflasyonu tavan yaptırdığı bir dönemde bile yüzde 30-32 civarında oy alması tesadüf olabilir mi?
Tayyip Erdoğan’ın siyasi ‘dehasını’ son dönemde daha belirgin olarak görüyoruz. Memleket Partisi Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığına adaylığını koyması, İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu’nun Millet İttifakı’nı yerden yere vurarak partisinden istifa etmesi, Yeniden Refah Partisi’nin ret cevabı verdikten iki gün sonra Cumhur İttifakı’na ‘evet’ demesi…
Erdoğan ne zaman sıkışsa çantasından bir hatta iki, üç tavşan çıkarıyor. Bu tavşanlar Erdoğan’ın çantasına nasıl girmiş, o ayrı bir yazı konusu!
2002-2003 döneminde Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasını sağlayan isim geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’dı. Baykal bir sabah kalktı ve Erdoğan’ın siyası yasağının kaldırılması gerektiğini söyledi. Yıllar sonra bunu neden yaptığını sordular. Şöyle dedi: “Biz yüzde 34 oy almış bir partinin meşru genel başkanı olan bir siyasetçinin milletvekili olmasını engelleme pozisyonuna partiyi sokmuş olsaydık, o pozisyonda biz perişan olurduk. Dışarıda kahraman olurdu, efsane olurdu.”
Baykal’ın bu çıkışından sonra Siirt seçimleri iptal edildi, Erdoğan milletvekili yapıldı ve Abdullah Gül başbakanlık koltuğunu devretti.
2015 yılına gelindiğinde, 7 Haziran seçimleri Erdoğan için yıkım olmuştu. Muhalefet, Devlet Bahçeli’ye ‘gel hükümeti sen kur’ dedi. Ancak Bahçeli kabul etmedi. Daha sayım bitmeden “Gerekirse erken seçime gideriz.” açıklaması yaptı. Hükümet kurulamadı ve yeniden seçim kararı alındı. Ardından PKK sahneye çıktı, hendekler kazıldı. Çatımalar yaşandı. IŞİD devreye girdi. Bombalar patladı, kan döküldü. Ve 1 Kasım 2015’te yapılan genel seçimde Erdoğan yeniden iktidar oldu.
Bugüne gelelim;
Memleket Partisi lideri Muharrem İnce… Seçimi kazanma ihtimali yüzde 1 bile değil. Geçtiğimiz günlerde Habertürk’te katıldığı Fatih Altaylı’nın programında rezil oldu. Altaylı’nın, kendi açıklamasında bile ilk turda 3. olduğunu hatırlatması üzerine, “Belki biri ikinci turda çekilir.” dedi.
Muharrem İnce’nin aday olmasının hiç bir makul, mantıklı açıklaması yok. Peki İnce neden aday oldu? İddiaya göre İnce’nin aday olmasını Erdoğan istiyor. İstemekle de kalmıyor, destek veriyor. Amaç Kılıçdaroğlu’nun oylarını bölerek ilk turda seçilmesini engellemek ve seçimi bir şekilde ikinci tura taşımak.
Eski milli futbolcu Hakan Şükür’ün, Muharrem İnce’yle ilgili aktardığı anekdot çok önemli. Eski AKP milletvekili olan Şükür, Tayyip Erdoğan’ın bir çok milletvekili ve bakanın bulunduğu bir ortamda İnce için, “O bizim karşı taraftaki adamımız.” dediğini söyledi.
Hakan Şükür: Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce için ‘O bizim karşı taraftaki adamımız’ dedi
VPN’siz: https://t.co/HpR5KfC6Xahttps://t.co/MdPvCgReAJ pic.twitter.com/UIHZkp5u5r
— Tr724 (@Tr724) March 27, 2023
(Eski) İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu… CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘ortak aday’ gösterilmesine en sert tepki gösterenlerden. Kameraların karşısına geçip Altılı Masa’da kendilerine ‘pusu’ kurulduğunu iddia etti. Milet İttifakı’na ağır ifadelerle yüklendi. Son olarak iki ismin ikinci tura kalması halinde Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini söyledi. Nihayetinde dün de partisinden istifa ettiğini duyurdu.
Tayyip Erdoğan’ın Yavuz Ağıralioğlu üzerinden İyi Parti’yi dizayn etmeye çalıştığı iddiası 1 yıldan uzun süredir kulislerde konuşuluyor. En kritik dönemlerde en ‘sert’ açıklamaları yapan isim Ağıralioğlu oldu. Altılı Masa’nın 6 Mart’ta Millet İttifakı’nın adayını açıkladığı son toplantısına Akşener’in katılmayacağını bile açıkladı. Ancak Akşener masadaki yerine aldı.
Ve Fatih Erbakan… Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılması da çok konuşuldu. Partinin Genel Başkanı Fatih Erbakan, önce partisinin tabanının bu birlikteliğe sıcak bakmadığını açıkladı. Ancak iki gün sonra ittifaka ‘evet’ dedi.
DAMAT ALTINÖZ, ERDOĞAN’IN SÖZÜNDEN ÇIKMAZ!
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mustafa Kamalak bu konuyla ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. Eski genel başkan Kamalak, Halk TV’de katıldığı bir programda, “Yeniden Refah Partisi’nde son sözü söyleyen Fatih Erbakan değil, damat Mehmet Altınöz’dür. Fatih beye ne söyleyeceğini belirten Altınöz’dür. Ona da o yönü veren AK Parti’dir. Yeniden Refah’ın kurulmasını, mesafe almasını sağlayan AK Parti’dir. Onun çizdiği rotanın dışına çıkamaz.” dedi.
Görüldüğü gibi Erdoğan’ın şapkasından çıkan ‘tavşanlar’ bitmiyor… Ne zaman başı sıkışsa bir yerlerden bir ‘tavşan’ çıkıyor ve can suyu oluyor. Erdoğan’ın daha nerelerde ‘tavşanları’ var bilinmez; bu yüzden muhalefet seçimi ‘çantada keklik’ olarak görmese iyi olur…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***