Aydın Cezaevi’nde ‘intihar ettiği’ öne sürülen Yılmaz Ekinci’yle ilgili dava öncesi, aynı cezaevinde yaşananlara tanık olan Murat Birgül yaşananları anlattı. Ekinci’nin gardiyanların işkencesine uğradığını belirten Birgül, olayı gördüğü için gardiyanın kendisine “sus işareti” yaptığını da anlattı.
Aydın E Tipi Cezaevi’nde 13 Ocak 2022’de “intihar ettiği” ileri sürülen ancak daha sonra gardiyanlar tarafından müşahede odasına götürüldüğüne dair kamera görüntüleri ortaya çıkan 28 yaşındaki Yılmaz Ekinci’nin şüpheli ölümüne dair açılan davanın ikinci duruşması 28 Mart’ta görülecek.
Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’in haberine göre, Cem A., Mehmet E.D., Mustafa İ., Ömer G.T. ve Taşkın G. isimli gardiyanların “görevi kötüye kullanmak” yargılandığı davanın duruşması, Aydın 1’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Ailenin, ikinci duruşmada tanıkların dinlenilmesi için yeniden başvuracağı öğrenildi.
‘GARDİYAN BANA SUS İŞARETİ YAPTI, MAZGALI KAPATTI’
Olayın tanıklarından Murat Birgül ise olay günü yaşananları anlattı. Olaydan bir gün önce hücrede bulunduğunu söyleyen Birgül, saat 03.00’da uyuduğu sırada bağırış sesleri ile uyandığını belirtti. Açık olan mazgaldan baktığını belirten Birgül, “Hücre 1 ve 2’deki arkadaşlarımız da baktı ve müdahale etmek istedik. Gardiyanlar mazgallarımızı kapattı. Gardiyanlar gittikten sonra ‘yeni gelen arkadaş kim?’ diye seslendim. Yılmaz kendisi olduğunu söyledi. Gardiyanlar onu dövdüğü için konuşmak istemedi. ‘Daha sonra konuşalım’ dedi. Ben de uyudum” dedi.
Ertesi gün saat 10.30’da mahkemesi olduğunu ve ona gidip döndüğünü söyleyen Birgül, “Gidip geldikten sonra gardiyanlarla birlikte tekrar Yılmaz geldi. Sarı saçlı, uzun boylu bir gardiyan önden geldi. Daha sonra Yılmaz geldi. Yılmaz’a ne olduğunu sordum. O da ‘Çok üstüme geliyorlar. Yaptıklarına anlam veremiyorum’ dedi. Yılmaz, başgardiyan Aydın’a, ‘Beni üst tarafa koymayın. Orası bir insanın kalabileceği bir yer değil’ dedi. Aydın’da ‘Sen köpek gibi yukarda kalacaksın’ dedi. Sonra benim görüş açımdan çıktılar ama 6 gardiyan orada Yılmaz’a vurmaya başladı. Onlar Yılmaz’a vurmaya başladıktan sonra yukarıda kapı kapanırken ‘küt’ diye bir ses geldi. Hücre küçük bir yer ama merdiven basamakları ve yatak olan zeminin beton çıkıntısı var. Büyük bir ihtimal, Yılmaz’ı içeri ittirdiler ve o sırada ses geldi. Yılmaz tökezlemiş ve düşmüş olabilir. Gardiyanlar aşağı inerken kıvırcık saçlı bir gardiyan bana sus işareti yaparak, mazgalı kapatıp önümden geçti” ifadelerini kullandı.
‘SAĞLIKÇI BOYNU KIRIK DEDİ’
Yemek saatinde ekmekçinin gelip mazgalını açtıktan sonra Yılmaz’a seslendiğini fakat cevap alamadığını dile getiren Birgül, “Ekmekçi yukarı çıktıktan sonra gardiyana ‘Bunun burnundan kan geliyor’ diye seslendi. Gardiyan yukarı çıktı. ‘Sağlıkçıyı çağır’ dedi. Sağlıkçı geldiğinde boynunun kırık olduğunu söyledi. Gardiyan ‘kalp masajı yapsan’ dedi. Sağlıkçı ‘kalp masajı yapacak bir durum yok’ dedi” şeklinde gardiyanlar arasında geçen diyalogları aktardı.
‘KENDİNİ ASTIĞINI İDDİA ETTİKLERİ YER 1 METRE 20 SANTİM, YILMAZ 1.70 BOYUNDA’
“Ben daha önce o koğuşta kaldım, bir insanın orada kendisini asma imkanı yok” diyen Birgül, Ekinci’nin intihar ettiği iddia edilen yerin fiziki koşullarına değindi. Birgül, “Kendini astığını iddia ettikleri yer 1 metre 20 santim, Yılmaz 1.70 boyunda. Bir insan burada kendisini öldüremez. Yılmaz zaten bunu yapacak biri değildi. Zaten boynu kırılmış, kaburgasının bir tanesinin kırık olduğu söylendi, darp izleri var. Kendisini önce ‘t shirt ile astı’ dediler. Daha sonra ‘ayakkabı bağcığıyla’ dediler. Ama olay anına dair izlediğim videolarda ayakkabı bağcıklarını çıkardığı görülüyor. Oradaki fanın üstüne bırakıyor. Orada başka bir ip bulması imkansız. Koğuşlarda ayakkabı bağcıkları çıkarılmıyor olabilir. Ama tek kişilik koğuşlarda bunlara izin verilmiyor” diye belirtti.
‘CAN GÜVENLİĞİM OLMADIĞI İÇİN CEZAEVİNDEN AYRILMAK İSTEDİM’
Cezaevinde şiddetin hep olduğunu ve defalarca şiddet gördüğünü dile getiren Birgül, “Olaydan sonra savcıya ifade verdim ve can güvenliğim olmadığı için cezaevinden ayrılmak istedim. İkinci müdürle görüştüğümde beni 5 kişilik bir hasta koğuşuna göndermek istedi. Ben gitmek istemedim. H4 koğuşunu istedim ve oraya gittim. Ertesi gün tekrar hücreye götürmek istediler. Doktorla görüştüğümde ‘hücrede kalmadan başka yere sevk edilemezsin’ dedi. Ama yaklaşık 10 gün sonra Şakran Açık Cezaevi’ne gittim” ifadelerinde bulundu.
DAVA AÇILDI
Savcıya verdiği ifadeden kaynaklı gardiyanların kendisine hakaret davası açtığını söyleyen Birgül, “O dava devam ediyor. Oradan ceza alıp almamak umurumda değil. Ben vicdanen arkadaşım için bir şeyler yapıyorum. Bizim için insan hayatı çok önemli. Yılmaz bunları hak etmedi. Ayrıca bir sorunu da yoktu. Ailesi sürekli ziyaretine geliyor, para yatırıyordu. Bir insanın cezaevinde psikolojisinin bozulması için kimsesinin olmaması gerekir. Ama Yılmaz’ın her şeyi vardı. Gerçekler ortaya çıksın istiyorum” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***