6 yıl boyunca tutsak edildiği Silivri 8 Nolu Cezaevi’nde 30 Temmuz 2022’de geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden eski Polis Akademisi öğretim görevlisi Şükrü Tuğrul Özşengül’ün avukatına, duruşmadaki sözleri nedeniyle “hakaret” ve “tehdit” iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu.
Cansu Pişkin’nin haberine göre, kamuoyunda “Altanlar Davası” olarak bilinen davada hakkında verilen mahkûmiyet kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bozulan müteveffa sanık Şükrü Tuğrul Özşengül’ün yeniden yargılamasını yürüten İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Özşengül’ün avukatı Mustafa Bal hakkında duruşmadaki sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
Dava kapsamında gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak, Zaman gazetesi görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı ve marka pazarlama direktörü Yakup Şimşek ile birlikte yargılanan eski Polis Akademisi öğretim görevlisi Özşengül, 30 Temmuz 2022 tarihinde tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmişti. Eylül 2016’da tutuklanan yüksek tansiyon ve kalp hastası olan Özşengül, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 12 yıl hapis cezasına çarptırılmış, hüküm Yargıtay’a taşınmıştı.
Özşengül, Yazıcı ve Şimşek hakkında verilen mahkûmiyet kararları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 8 Aralık 2022 tarihli kararıyla bozulmuş ve dosya yeniden yargılama için ilk derece mahkemesi olan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Bozma ilamı gereği yeniden yargılama için 2 Mart 2023 tarihinde tensip zaptı düzenleyen İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Özşengül’ün bihakkın tahliyesine karar vermiş ve dosyasını ayırmıştı.
Özşengül’ün ayrılan dosyasının görülmesine 21 Mart günü başlandı. SEGBİS kayıtlarına göre, duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, yaşamını yitiren Özşengül hakkında açılan davanın düşürülmesini istedi. Özşengül’ün avukatı Mustafa Bal ise esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanında, düşme kararı yerine beraat kararı verilmesi gerektiğini söyledi.
Bal, “Mahkemeniz müvekkilin vefatından 8 ay sonra bihakkın tahliyesine karar verdi ve gerekli işlemlerin ikmali için Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılması şeklinde ara karar oluşturdu. Bu davada biz sanığın daimî ikametgahının cezaevi olarak belirlenmesine dönük bir gayreti fazlasıyla müşahede etmiştik. Bütün uyarı, gayret, çaba ve didinmemize rağmen daimî ikametgahı maalesef İstinye Mezarlığı haline getirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Kronik yüksek tansiyon hastası Özşengül’ün cezaevinde daha önce kalp krizi geçirdiğini, iki kez anjiyo bir kez de açık kalp ameliyatı olduğunu anımsatan Bal, “Sanığın sağlık durumunu her dilekçemizde ifade ettik. Ancak mahkeme Adli Tıp’a sevk etmek yerine bir hastaneye sevk etti. Göz ve cilt uzmanlarının verdiği raporla ‘sanığı cezaevinde ağırlayabiliriz, misafir edebiliriz’ raporu geldi. Şimdi de müvekkilin daimî ikametgahı mezarlık müdürlüğü oldu” dedi. Bal, “Kaf dağının ardındaki adalete bir gün ulaşılır, umarım bizler o gün yine bu salonlarda olacağız ama muhtemelen yerimiz değişik olur, belki sanık müdafi tarafında olmam. Yine layıkıyla görevimi yerine getirmeye çalışacağım” diye konuştu.
Bal, emekli savcı Mete Göktürk’ün kitabından yaptığı alıntıyla beyanını sonlandırdı: “Anayasa ve yasalarda yer almasa da bazı yargı kararları için görünmeyen onay mercileri vardır. Bunun sonucu olarak bazı yargıç ve savcılar kolay yolu seçmişler hukuk ve adalet ilkelerini bir kenara iterek uzaktan kumandalı bir şekilde görev yapmayı, başka bir deyişle ağır basan güçlerin tetikçiliğini üstlenmeyi kendileri için daha güvenceli bulmuşlardır.”
Duruşma sonunda vefatı sebebiyle Özşengül hakkındaki davanın düşürülmesine hükmeden mahkeme, duruşmadaki beyanları nedeniyle avukat Mustafa Bal hakkında ise “hakaret” (TCK 125) ve “tehdit” (TCK 106) kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunmasına karar verdi.
Altanlar Davası kapsamında yargılanan gazeteciler Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak hakkındaki mahkûmiyet kararları Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından Nisan 2021’de bozulmuştu. Mehmet Altan ise daha önce beraat etmiş, beraat kararı Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***