Artı Gerçek – İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Genel İdare Kurulu toplantısının ABB Başkanı Mansur Yavaş ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na cumhurbaşkanlığı adaylığı için çağrıda bulunarak, Altılı Masa’dan ayrılma sinyali verdi.
Artı Gerçek yazarları Akşener’in açıklamalarını Artı Gerçek yazarları değerlendirdi.
MEHMET ALTAN: BEŞLİ MASA, HDP’NİN DE DESTEĞİYLE SEÇİMİ KAZANIR
Hayırlı oldu….
Muhalif cephede kaçınılmaz olarak bir ihanete uğramışlık duygusu var. Haklılar da. Açık bir ihanet var ortada. Son anda Meral Akşener ve İyi Parti, Erdoğan’ın elini güçlendirecek gibi gözüken bir hamleyle pozisyonunu değiştirdi.
Doğrusu ben bunu İyi Parti’nin kendisi için ölümcül, Türkiye’nin geleceği için de hayırlı bir gelişme olarak görüyorum. Eğer İyi Parti, Altılı Masa’nın içinde yoluna devam etseydi, bugün yaptıklarına benzeyen hamleleri iktidara geldikten sonra da yapacak ve sistemi kilitleyecekti.
Üstelik Altılı Masa’yla birlikte seçimi kazanması halinde MHP’yi yutması ve CHP’den bir miktar oy devşirmesi de mümkündü ve çok büyük, çok sorunlu bir parti olarak değişimlerin önünde durabilirdi.
Yaptığı bu yanlış hamleyle İyi Parti’nin kendini bitirme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu partinin tabanı, AKP iktidarından en nefret eden gruplardan biri. Bu taban, Erdoğan’a hizmet eden böyle bir gelişmeyi kabul etmeyecek gibi gözüküyor.
Sanıyorum, bu kararın sonucunda Türk siyaseti “eski usul milliyetçiliğin” bittiği bir döneme girecek. MHP ve İyi Parti ilk seçimde çok gerileyecekler bence. Bu kök ya kuruyacak ya da çağa uygun başka bir biçime dönüşecek.
Ayrıca Akşener’in ve partisinin neyi, niye yaptığı da bir türlü açıklık kazanamadı. “Kılıçdaroğlu seçimi kazanamaz” deyip seçimin kazanılmasını tümüyle tehlikeye atacağını düşündüğü bir hamleyi bir parti niye yapar?
CHP’yi bölmeye kalkmanın, CHP’li belediye başkanlarını kışkırtmaya uğraşmanın amacı nasıl açıklanır?
Hem bir buçuk yıldır beraber yol yürüdüğün ve daha dünce gece aynı mutabakat metnine imza attığın insanları çok ağır bir biçimde suçlamak, nasıl bir siyasal ahlaktır? Nasıl bir dönüş bu?
Meşru Kürt Siyaset ile tokalaşmaya eğreti bakıp Sedat Bucak ziyaretleri yapan bir partinin yol yakınken kervandan ayrılması herhalde en iyi çözüm oldu.
Temel hak ve özgürlüklere ihanet ederek, din, dil, ırk üzerinden siyaset yapmayı sürdürmek, yeniden inşa ihtiyacı içinde kıvranan Türkiye’de zaten bir karşılık bulamazdı…
Peki, şimdi ne olacak?
Beşli Masa, HDP’nin de desteğiyle seçimi kazanır.
Yeni bir Türkiye kurulur.
İyi Parti gibi eskinin temsilcisi olan güvenilmez partiler de yoldan kendi hatalarıyla çekilmiş olur.
CELAL BAŞLANGIÇ: AKŞENER SİYASİ OLARAK İNTİHAR ETMİŞTİR
Şu an itibariyle artık seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağını söyleyebiliriz. Çünkü Saray iktidarı sonuç olarak amacına ulaştı ve bir yıldır yoğun biçimde sürdürdüğü muhalefeti bölme çabalarını 6’lı Masanın ‘çürük diş’i İYİ Parti Lideri Meral Akşener üzerinden gerçekleştirdi. Bu son gelişmenin iktidar açısından değerlendirilmesi.
İYİ Parti açısından bakacak olursak, bugünkü açıklamasıyla Meral Akşener siyasi olarak intihar etmiştir.
Merkez sağda bir parti olmak için yola çıkan Akşener’in İYİ Partisi sonuç itibariyle artık çökmekte olan MHP’nin yerine Saray bahçesinin yeni bekçisi olma hevesini ortaya koymuştur. Ancak Akşener’in son kararı partisinin bazı kadrolarını, üye ve seçmenlerinin büyük bölümünü de Saray iktidarına karşı verdikleri mücadelede de açığa düşürmüş, hayal kırıklığına uğratmıştır. Ayrıca, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını reddederken CHP’nin iki büyükşehir belediye başkanını göreve çağırması da siyasi ahlak açısından tarihte eşi görülmemiş bir kötü örnek oluşturmuştur.
Muhalefet cephesinde Akşener’in açtığı bu gedik ancak başta CHP olmak üzere Saray iktidarından kurtulmak isteyen herkes için bir fırsata çevrilme potansiyeli de taşımaktadır. Bu saatten sonra İYİ Parti’nin çıkartacağı aday ancak Erdoğan’ın kazanması için koşturulan ‘tavşan atlet’ olacaktır.
BASKIN ORAN: İNTİHAR + CİNAYETE TAM TEŞEBBÜS
Başlığı rahatça şöyle de koyabiliriz: “Akşener’in Altılı Masa’dan çekilişi: İntihar + Cinayete Tam Teşebbüs”.
1) İntihar. Çünkü başka bir partinin (CHP), aday olmadıklarını ifade etmiş iki belediye başkanını aday gösteren İYİP genel başkanı kendisini ve partisini bitirmiştir.
Mefhum-ı muhaliften düşünmek çoğu zaman mevcut saçmalığı en iyi biçimde ortaya çıkartır: CHP kalkıp da İYİP içinden iki kişiyi aday gösterseydi M. Akşener ne yapardı?
2) Cinayete Tam Teşebbüs. Çünkü bunca zamandır toplanıp duran Altılı Masa’yı bu noktaya getirip silkelemenin sonucu şu olabilir:
R. T. Erdoğan’ın, daha asil üye-yedek üye ayrımını bile yapamamış olan YSK’yi ayarlayarak, tekrar seçilmesi. Yani Türkçesi, zaten şu anda her saniye daha yoğun baskı altına alınan Türkiye’nin zifiri karanlığın dibine itilmesi.
Kemal kazandı deyişimin sebebi:
Akşener hep fazlasıyla oynaktı. K. Kılıçdaroğlu şimdiye kadar hep düzgün hareket etti; hiç “faul” yapmadı.
Şimdi Akşener’in vurduğu bu darbe kendisini seçmen gözünde yüceltecek çünkü günahsız biçimde arkadan vuruldu. Üstelik “dışarıdan” değil “içeriden” vuruldu.
Türkiye’de seçmen mağduru sever. 1950’de Menderes öyle geldi. 1965’te Demirel öyle geldi. 2022’de Erdoğan öyle geldi.
Kılıçdaroğlu da “sapına kadar” mağdur.
*
Bu durumun gösterdiği gerçek: Akşener partisine hiç hâkim değilmiş.
Parti yamalı bohça idi: 1) Eski MHP’liler; 2) Reforme MHP’liler; 3) Her partide bir miktar bulunan oportünistler; 4) R. T. Erdoğan’ı desteklemekte Bahçeli’nin yerini almak isteyenler.
Başkaları da olabilir.
Zaten İYİP’in MHP’yle benzerliği hatta ayniyeti şuradan belliydi ki, MHP oy kaybettiği oranda İYİP kazanıyordu. Zaten Akşener’i coşturan da buydu.
Bu MHP bileşenlerinden birincisi şimdi Akşener’e hâkim oldu. Durumun gösterdiği budur. Artık beklenen, partiden şakır şakır istifalardır.
*
Akşener partisine söz geçiremez miydi?
Geçiremez olduğu anlaşılıyor. Çünkü yukarıda saydığım 4 kategorinin dördü de “iktidar” olmanın nimetlerini fevkalade acıkmış biR vaziyette alesta bekliyorlardı. Hangisini tatmine kalkışsa, diğerleri isyan edecekti. Mama bekleyenleri doyurmak ancak tek başına “cumhurbaşkanı yardımcısı” yapılmak sonucu biraz daha mümkün olabilirdi.
Onu denedi. Ama olacak iş değildi. 2018’de CHP’nin 15 milletvekilini ödünç vererek grup kurdurduğu İYİP’in bodur boyuyla ikinci büyük parti CHP’den daha öne çıkması siyasetin doğasına aykırı idi. Diğer 5 partiye de büyük hakaret.
Üstelik, “Ben CHP’den iki kişiyi aday gösterdim” gibi bir gerekçeye dayanarak.
Yani, ayıptır söylemesi, Brütüs avına çıkarak.
*
Başa dönelim:
Meral kaybetti, Kemal kazandı.
Bu tablo sonuçta cumhurbaşkanlığı seçimlerine de yansıyabilir. Kemal’i cumhurbaşkanı yapabilir.
AYDIN SELCEN: SEÇİMİN ANAHTARI YİNE HDP’DE
Akşener’in açıklamasını siyasal bir deprem olarak tanımlamak herhalde yanlış olmaz. Buna karşılık çok sert konuştu ama kendi adaylığını duyurmadı. Artık ikinci tura kalma olasılığı çok güçlenen seçimde Erdoğan’ın karşısında (bundan böyle Beşli Masa’nın çıkaracağı) adayı destekleme çağrısı da yapıp yapmayacağı veya yaparsa nasıl yapabileceği de belirsiz. İYİP seçmeninin böyle bir çağrıya tepkisi de öngörülemez.
Ekrem veya Mansur başkanlardan göreve çağrıya olumlu yanıt gelmesi de yine herhalde beklenmez. Gelirse önceden bir uzlaşıya varmış demek olur. Öte yandan Erdoğan kazanırsa sonraki seçimde artık başkanlık rejimi tartışması olamayacağını Akşener sürekli vurguluyordu, bu hamlesiyle o kaçınılması gereken sakıncayı kendi güncelleştirmiş oldu sanki.
Akşener, bu çıkışıyla merkez sağa hamle ederken, MHP’ye doğru geri savrulmuş olabilir. İYİP yönetimine bizzat Akşener eliyle gelen kimi merkez sağ isimlerin de ne yapacağını öngörmek zor. Buna karşılık, Akşener Altılı Masa’yı terk mi ettiği, yoksa o masanın dışına mı itildiği sorusu da, özellikle son toplantının ardından ortada. İkincisiyse bedeli Kılıçdaroğlu’nun, seçmenin varılan durumu ilki olarak algılaması durumundaysa Akşener’in bedel ödeyeceği varsayılabilir.
Öte yandan Kılıçdaroğlu’nun adaylığı Altılı Masa’ya oturan liderlerden birinin aday olmaması ve o adayın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde parti genel başkanlığını bırakması iddiasını büyük ölçüde geçersiz kılıyor. Zira Kılıçdaroğlu’nun bugünden yarında CHP genel başkanlığı görevini (istese de) bırakamayacağı da anlaşılıyor.
Kısacası Kılıçdaroğlu ile Akşener karşılıklı geçip bir Rus ruleti oynadı ama korkarım tabanca bizim şakağımızda patladı. Artık buraya nasıl geldiğimiz değil, buradan sonrasına nasıl devam edeceğimiz önemli. Eğer seçim 14 Mayıs’ta yapılacaksa, ki Erdoğan’ın bu gelişmenin ardından kazanma inancı güçlenmiştir, o seçimin ikinci tura kalma olasılığı da çok güçlendi.
Ve o seçimin anahtarı yine HDP’de. Olası ikinci turda İYİP seçmeni de, Akşener herhangi bir adayı işaret etmese de, sandığa gidecektir. Onlar da herhalde Erdoğan’ın karşısındaki adaya oy atacaktır. Böylece eğer Akşener bu hamlesiyle HDP’ye borçlu kalmadan seçimi kazanmayı öngördüyse, sanırım aksine kendi kendini ve İYİP’i gelecek yeni yönetimin dışında bırakmış oldu.
SÜREYYA KARACABEY: İYİ BİR FIRSATIN ÖNÜMÜZDE AÇILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Kritik bir dönemeçte ortak bir eylemlilik kararı ile bir araya gelen altılı masanın potansiyel bozguncu unsuru zaten başından beri Akşener olarak görünüyordu. Uzun zamandır verdiği sözsüz mesaj, partisinin tutumu bu final için bir fikir verir nitelikteydi, fakat çoğunluk, bir çeşit “bu kadarını herhalde yapmaz” düşüncesinin hayata geçmesi için bu açık manzarayı görmezden gelmek istiyordu. Oysa bu kadarını yaptığı gibi fazlasını da yapacağından şüphe duymamak sağcı politikaların çizgisini bilenler için beklenmedik bir şey değildir. Bu ülkede siyaset yapmanın en yaygın formuna uygun davrandıklarını düşünüyorum ve başlarına ne gelirse gelsin, Sünni, beyaz, milli olandan yana tercihleri için hepimizi gözden çıkarabileceklerini de biliyorum. Hep böyleydi, şimdi niye değişsin? Akşener’in ülke tarihindeki rolü geçici bir rol değildir, temele, derine, betona dönmüş olanla birleşmiştir ve bu rolden vazgeçiş, daha önce yaptıklarına ve yapmak istediklerine aykırıdır.
Dolayısıyla kendi misyonuna uygun davranan biri var karşımızda, ondan medet bulma noktasına gelenler düşünsün şimdi. İYİ Parti’nin siyasi tarihteki işlevi konusunda şüphesi olanlar düşünsün şimdi. Geniş katılımlı bir ittifak için bile bir mottoya ihtiyaç var. Ne olacak bu, antifaşist mi, demokratik bir toplum mu? Bunlarda mı uzlaşacaklardı? Uzlaşamayacakları muhakkaktı. Şimdi iyi bir fırsatın önümüzde açıldığını düşünüyorum, bir defa da daha heterojen bir toplum için biraraya gelmekten çekinmeyenlerin biraraya gelmesi gerekiyor. Bilindik yol çürüdü. Emek ve Özgürlük İttifakıyla diyalog yolu açılmalı, daha geniş bir ittifak halinde seçime gidilmeli. Bu gerçekten iyi bir dönemeç. Cesaret, bir parça cesaret sadece.
Meral Akşener: Sayın Yavaş ve İmamoğlu’na çağrıda bulunuyorum
Akşener’in açıklamalarının ardından Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ilk yorum
Meral Akşener’in sözleri yeniden gündemde: Ben sülaleme Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim
DEVA Partisi’nden Akşener tepkisi: ‘Hakikate sadakat yoksa gerisini konuşmaya gerek yok’
Meral Akşener’e sosyal medyadan tepki yağdı
HDP Onursal Başkanı Kürkçü’den Akşener yorumu: Kendisini CHP’ye ve muhalefete kayyım ilan etti
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***