GERÇEK GÜNDEM – Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve 36 binden fazla vatandaşımızı kaybettiğimiz depremlerin ardından tüm Türkiye deprem yaralarını sarmak için seferber olurken, dün birçok televizyon kanalında toplanan yardımlar tartışma konusu haline geldi.
ATV, Fox TV, Kanal D, Kanal 7, Show TV, Star TV, TRT 1 ve TV8 dün akşam ‘Türkiye Tek Yürek’ başlığı altında ortak yayın yaparak AFAD ve Kızılay için toplam 115 milyar 146 milyon 528 bin TL bağış topladı.
Ancak yapılan bağışların önemli bir kısmının kamu bağlantılı kurumlardan yapılması tartışma yarattı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yardım kampanyasına 30 milyar liralık bağışta bulunarak, kampanyaya destek veren en büyük ‘bağışçı’ oldu. Reuters’a bir açıklama yapan TCMB kaynakları bağışın 2022 kârında karşılanacağını söyledi ancak uzmanlar Merkez Bankası’nın bağış yapsa yapmasa da elde ettiği kârı kanunen hazineye aktarması gerektiğini belirtiyor.
TCMB’nin yanı sıra Türkiye Varlık Fonu’na ait olan Ziraat Bankası 20 milyar lira, VakıfBank 12 milyar lira, Halkbank 7 milyar lira, Türk Telekom, THY, Borsa İstanbul ve Türkiye Sigorta 2’şer milyar lira, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım da 1’er milyar lira yardım taahhütünde bulundu.
Böylece özel şirketler ve vatandaşların da katıldığı kampanyada toplanan 115 milyar 146 milyon liranın, en az 82 milyar 500 lirası kamu çoğunluk hisseli şirketler, kamu kurumu ve kamu bankalarından aktarılmış oldu.
KİMİN PARASI KİMİN CEBİNE AKTARILIYOR?
Konuyla ilgili Gerçek Gündem’e değerlendirmelerde bulunan ekonomist Uğur Gürses, yapılan yardımların parayı bir cepten alıp diğer cebe koymaktan bir farkı olmadığını söylüyor.
Üç kamu bankasının geçen aylarda hazineden 60 milyar liralık sermaye desteği aldığını hatırlatan Gürses, “Kamu kurumları, kamu bankaları, çoğunluk hissesi kamuya ait şirketler gelirlerini nihai olarak bütçeye aktarıyorlar. Ya da ilave sermaye ihtiyacı olduğu zaman hazineden alıyorlar. Daha henüz üç kamu bankası, 60 milyar lira hazineden sermaye desteği almışken, bunu bir buçuk, iki ay sonra alıp götürüp AFAD’a bağış yapıyorlar. Bu aslında kamuoyunu aldatmak demek, başka bir şey değil” diye konuştu.
Bütçe dahilindeki kurumlardan aktarılan paranın yardım olarak kabul edilemeyeceğini belirten Gürses, “Normalde böyle bir afet durumunda, TBMM toplanır, ek bütçe yapar ve deprem hasarlarını telafi etmek için harcama planı yapar. Bu hızlı şekilde yapılabilir. Bunu kamu bütçesi içerisinde yaparsınız. Para aktaran kurumların hepsi zaten bütçe dahilinde. Bu tamamen kifayetsizliği örtmek yapılan bir şey. Sonuçta AFAD çıkıp Kızılay’a yardım yapsa, Kızılay çıkıp AFAD’a yardım yapsa biz yardım mı diyeceğiz ona?” ifadelerini kullandı.
KAMU KURUMLARINDAN AKTARILAN PARALAR NASIL TAKİP EDİLECEK?
Kamu kurumları, kamu bankaları ve çoğunluk hissesi kamuya ait olan şirketler tarafından yapılan bağışların takibi ve depremzedeler için nasıl kullanılacağı sorusu da ‘Türkiye Tek Yürek’ kampanyasıyla ilgili kamuoyunda tartışılan noktalardan biri.
Bu kurumlardan aktarılan paranın takibiyle ilgili sorumuzu yanıtlayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Doğrudan doğruya bütçeye yazılsaydı bunlar Sayıştay takibi olurdu. Ama şimdi bütçenin dışında Kızılay’ın AFAD’ın hesabında olacak. AFAD, Sayıştay denetimine tabi ama Kızılay değil. Bunları bekleyip görmek lazım, ne kadar şeffaf olacaklar görmek lazım. Şu ana kadar yapılan taahhüdün ne kadarının hesaba geçtiğini görmek lazım. Projelere harcadıkları paraları paylaşıp paylaşmadıklarını görmek lazım” şeklinde konuştu.
Yılmaz, AFAD ve Kızılay’a aktarılan bağışlarla ilgili şeffaf bir süreç bekleyip beklemediği yönündeki soruya ise, “Açıkçası şu ortamda şeffaf bir süreç beklemiyorum” diye yanıt verdi.
Yardım kampanyasına yapılan bağışların takibiyle ilgili ekonomist Uğur Gürses de eski TCMB Başkanı Durmuş Yılmaz’la benzer görüşlere sahip.
“Bütçe içerisinde yapılırsa bunun bir denetim mekanizması var her aşamada” diyen Gürses, “AFAD’ın ya da Kızılay’ın nasıl harcama yaptığını bilmiyoruz. Daha önce skandallar çıkmıştı, Kızılay’ın da başka kuruluşlara bağış yapması gibi. Hesabı sorulamayan, şeffaf olmayan süreçlere sokulursa, kamunun parası çarçur olacaktır. Kime, nasıl harcandığını bilinemeyecektir” ifadelerini kullandı.
SİYASETÇİLER YARDIM KAMPANYASI İLE İLGİLİ NE DEDİ?
Birçok televizyon kanalının ortak yayınıyla ekranlara gelen Türkiye Tek Yürek başlıklı yardım kampanyasına birçok siyasetçi de destek verdi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener ve eşi, DEVA Partisi Geneş Başkanı Ali Babacan ve eşi birer maaşlarını kampanyaya bağışladıklarını canlı yayına bağlanarak açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha sonra Twitter hesabından yaptığı açıklamada kamuoyunda ‘beşli çete’ olarak bilinen şirketleri hedef alarak, “Sevgili Beşli Çeteler, Bu akşamki bağış performansınız gözlerimi yaşarttı. Dekontları mutlaka saklayın; onları 418 milyar dolarlık borcunuzdan düşeceğim” diye yazdı.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski TCMB Başkanı Durmuş Yılmaz, Gerçek Gündem’e yaptığı açıklamada, “Şu anda insanlar açta, açıkta, soğuğun altında tir tir titriyorlar. Bu insanlara bir an önce ev yapılması lazım. Biz bu yanlışları eleştirdiğimiz zaman, öküzün altında buzağı arıyorlar. Elbette ev yapılsın, insanlar sıcak bir yuvaya kavuşsun ama bunun bu şekilde kamudan kamuya olmasın diyoruz, ondan sonra troller üstümüze geliyor. Dolayısıyla söyleyecek söz yok” ifadelerini kullandı.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu utanç verici şovun ardından, aklı başında herkes aynı soruyu sormalı: ‘Acaba toplam ne kadar çaldılar?’ Bu sorunun yanıtını, enkaz altında kalanlar enkazı yaratanlardan hesap sorduğu gün öğreneceğiz. O mahkemeler kurulduğunda ortak yayın nasıl yapılır görecekler.” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***