YORUM | M. NEDİM HAZAR
Bilirsiniz merd-i kıptinin şecaat anındaki eylemini…
Cehalet anlaşılabilir bir şeydir.
İki yüzlülük de.
Beceriksizlik de..
Ancak işin bir de “Mütecahir”lik yönü var.
Eskiler “Hem kel, hem fodul” derlermiş bu tiplere.
Siyasal İslamcıların büyük çoğunluğu böyle.
Cehalet paçalarından akıyor, sebepsiz bir kibir tavan yapıyor, burunlar göklerde, sonradan görmelikte çığır açmış durumdalar..
Buna rağmen hala her bir haltı bildiklerini düşünüyor ve kusursuz olduklarına inanıyorlar!
AKP’li karı koca siyasetçinin sirkatlerini serdettikleri sosyal medya paylaşımı iktidar cenahının nasıl bir zihinsel esriklik içinde yuvarlandıklarının da kanıtı gibiydi.
Yalın ayaklı depremzede çocuğa, çizmeli, bakımlı bir kadının “benim de oğlum var” diyerek topkek ve meyve suyunu yardım olarak vermesi..
Türkiye Cumhuriyeti’nin geldiği dibi gösteren tarihi görsellerden biriydi bu.
Geçelim…
Acun Bey’in cilalanmış romantik acıları eşliğinde yapılan yardım gecesinin en trajik tablosu neydi biliyor musunuz?
Yok, hayır; devletin kendi kendine bağış yapması değildi.
Merkez Bankası Başkanı’nın “Eğer yardım yapmayıp doğrudan hazineye verseydik, depremde kullanılmazdı” demesi de değil.
“Düz yapmalar”dı.
Akıl alır gibi değildi tablo.
Bir iki suistimalden sonra epeydir kimseye yardım yapmamaya özen gösteriyordum.
Bizzat tanıdığım, bildiğim, güvendiğim insanların, dolandırmasalar da iyi insanların iyi niyetlerini suistimal etmeyi meslek edindiklerini üzülerek müşahede edip epeydir işi ağırdan alıyordum.
Henüz deprem olmamıştı. Şöyle bir mesaj aldım:
Çocuğuna mama ya da bebek bezi almaktan bahsetmiyoruz dikkat buyurun.
Kirlenmiş altını sarmak için kullanacağı eski gazete bile bulamamaktan bahsediyor bu kardeşimiz.
Dönelim Acun ile beraber saray sofrasında ağırlanan muktedirin sanatçı tayfasının gecesine.
Sırıtarak telefonlara cevap veriliyor.
“20 milyon TL veriyorum” diyor birisi mesela.
Acun bey kaçın kurası, ısrar ediyor: “Bunu düz 25 yapsak?”
Adam canlı yayında, “Tamam canınız sağ olsun” diyor, Acun bey aynen devam; “O zaman yuvarlayıp 30 yapalım!”
Bahsini ettiğimiz kuruş değil. Lira da… Bin de değil, yüzbin de… Milyonlardan bahsediyorlar milyonlardan.
Milyonlar havada uçuşuyor yardım gecesinde.
Beş sente muhtaç olan devlet hazinesi 30 milyar liralık bağış yapıyor.
Sanki babasının parası.
Ülkedeki gelir adaletsizliğinin geldiği korkunç boyutu göstermesi açısından “Türkiye Tek Yürek” kampanyası bence son derece ibretlikti.
Bu korkunç uçurumun tepesinden aşağı bakıyor siyasal İslamcılar ve sırıtarak “Halkımız” diyorlar utanmadan.
En acı olan ise ne biliyor musunuz?
Aşağıdan hala “Sağ olasın reis babamız” seslerinin duyulması…
NOT: Ekmek bulamazsanız pasta yiyiniz, meselesine inşallah bir sonraki yazıda gireceğiz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***