HABER MERKEZİ – Paris katliamındaki sırrın Fransa tarafından açığa çıkartılmasını talep eden KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, benzer katliamların yaşanmaması için Avrupa’nın Kürtler üzerindeki siyasi ambargoyu kaldırması gerektiğini söyledi.
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Kurdistan’daki gelişmeler, Paris Katliamı, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehditlerine ilişkin Rojnews’e değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin eliyle Avrupa’da gerçekleştirilen saldırıların iki başlıkta ele alınabileceğini belirten Remzi Kartal, Türkiye’nin kritik ve zorlu bir süreçten geçtiğini, 100 yıldır da kendini Kürt halkının inkarı ve soykırımı üzerinden var ettiğini ifade etti. Kürt halkının saldırıları geliştirdiği direnişle boşa çıkardığını dile getiren Kartal, “Türk devletinin siyasi saldırıları da sonuç almadı. Özgürlük direnişi dört parça Kurdistan ve dünyada artık evrenselleşmiştir. Ayrıca Türk devletinin ekonomi politikaları çökmüştür. Türk halkı artık isyan eder duruma geldi. Faşist şef Erdoğan ve AKP-MHP iktidarı yok olma durumuna geldiği için Rojava’ya saldırarak ömrünü uzatmaya çalıştı. Bir gündem yapmaya çalıştı. Türkiye, önümüzdeki aylar içerisinde seçimlere gidecek. Bu çerçevede seçimlerde oy kazanabilmek için çözümü savaşlarda arıyor. Savaş açarak destekçilerine ve ırkçı tabana moral vermeye çalışıyor. Kuşkusuz bu yöntemle artık sonuç alamıyor” dedi.
SALDIRILARDA NATO ORTAKLIĞI
Avrupa’da Kürt halkının öncülerine yönelik saldırın Ankara merkezli olduğunu dile getiren Remzi Kartal, her iki katliamın da Türk devleti tarafından yapıldığını belirtti. Remzi Kartal, “Türk devleti siyasi kırılmalarının sonucunda bu saldırıyı gerçekleştirmiştir. Türk devleti nereden bu desteği alıyor? Kuşkusuz NATO’dan alıyor. Türkiye, NATO ile bu gibi saldırıların ortaklığını yapmamış olsaydı, Türk devleti bu saldırıyı gerçekleştiremezdi” ifadesinde bulundu.
SALDIRI SİYASİDİR
Fransa devletinin tarihi karanlık bir tarihe sahip olduğunu ve Fransa, Türkiye ve NATO’nun birlikte yürüdüğüne dikkat çeken Remzi Kartal, şu değerlendirmelerde bulundu: “Katliam dosyalarını kapattılar. Bu katliamı yapanlar ile MİT’in ilişkilerine dair birçok belge vardı. Ancak Türk devletinin yaptığı anlaşılmasın diye dosyayı kapattılar. Fakat son katliamın da ilk katliamın da açığa çıkarılması için çalışmalar yürütüyoruz. Bizim en büyük gücümüz halktır. Biz gücümüzü halkımızdan alıyoruz. İlk katliamdan sonra ikinci katliama karşı halkımız büyük bir öfkeyle cevap verdi. Özellikle, Önderlik üzerinde tecrit devam ederken, gerillalara karşı kimyasal silahlar kullanılırken ve Kuzey Kurdistan’da Kürt halkına yönelik saldırılar yürütülürken Paris Katliamının gerçekleşmesi Kürdistan halkında büyük bir tepki yarattı. Tabi bu tepkiler Fransa Hükümeti ve kamuoyunda büyük bir etki de yarattı. Kürt halkı ve dostları meşru mücadelesine devam etmelidir. Gerçekleştirilen saldırı sıradan, adli bir vaka değildir. Doğrudan siyasi bir vakadır ve bu böyle bilinmelidir.”
‘KATLİAM SIRLARI AÇIĞA ÇIKARTILMALI’
Fransa halkı ve yetkililerinin Kürtlerin katledilmesine karşı verdikleri desteğe de değinen Remzi Kartal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt halkının dostları, Fransa Hükümetinin bu katliamı aydınlatması için çok eylem ve çalışmalar yaptı. Çok güçlü ve pozitif bir tutum sergilediler. Katliama karşı gerçekleştirilen yürüyüşe aktivist, aydın ve sanatçıların katılımı oldu. DAİŞ’e karşı mücadele verenlerin Paris’te katledilmesi Fransa halkı ve yetkililerini çok öfkelendirdi, utandırdı. Fransa yetkilileri gerçekleşen her iki katliamın aydınlatılması için Fransa Mahkemesine başvuruda bulunacak ve çalışmalar yürütecekler. Kürt halkı ve kurumları, Fransa Hükümetinden her iki katliamda yer alan devlet sırlarının aydınlatılması talebinde bulunuyor. Avukatlar başta olmak üzere Kürt halkı şunu bilmek istiyor. Katliamı gerçekleştiren kişilerin Avrupa ve Türkiye’de kimlerle bağlantısı var? Katliamların arkasında kim var ve bu katliamlarla neyi amaçlıyor? Tutuklananların dosyaları neden kapatılıyor? Katliamları gerçekleştirenlerin arkasında hangi merkez var? Bu sırlar derhal açıklığa kavuşmalıdır. Şu an ilgili kurumlar tarafından çalışmalar yürütülüyor. Umuyoruz Fransa Hükümeti, Kürt halkının ve dostlarının bu sorularına karşı olumlu bir cevap verir. Ayrıca katliamı gerçekleştirenlere gereken cezayı da vermelidir.”
AMBARGO KALDIRILMALI
Yeni bir katliamın yaşanmaması için Avrupa’da bulunan Kürt halkının önündeki siyasi ambargonun kaldırılması gerektiğini ifade eden Remzi Kartal, PKK’nin yasaklı örgütler listesinden çıkarılması ve Türk devletinin yasaklı ve kimyasal silahlar kullanmasına ilişkin hukuki, siyasi ve diplomatik çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
KDP’NİN TUTUMU
Avrupa ve NATO’dan sonra işgalci Türk devletine en çok destek veren partinin KDP olduğunu vurgulayan Remzi Kartal, “Ulusal Kongrenin önünde en büyük engel yaratan ve çözüme gelmeyen KDP’dir. KDP’nin kendi ifadesiyle, ‘Türk devleti Kürt halkına düşman değildir. Türk devletinin düşmanı PKK’dir’ değerlendirmeleri Kürt halkının mücadelesini körüklüyor. KDP’nin bu ifadeleri Türk devletine hizmet etmektedir. Türk devleti, saldırmak istediği her yerde KDP’den destek almaktadır. Kürt halkının KDP’den tek isteği Türk devleti ile ortaklığına son vermesidir. Türk devleti ile savaşmasını istemiyoruz. PKK’ye, özgürlük gerillalarına ve Kürt halkının kazanımlarına karşı Türk devleti ile ortaklık yapmasın, ortak hareket etmesin yeterlidir. KDP tarihe ve Kürdistan halkına hesap vermelidir. En kısa zamanda Türk devleti ile ortaklığını sonlandırmalı, ihanetçi çizgiden vazgeçmelidir” dedi.
‘ÖCALAN OLMADAN KÜRT SORUNU ÇÖZÜLEMEZ’
Remzi Kartal, 23 Aralık’ta gerçekleştirilen ikinci Paris Katliamına karşı Kürt halkının öfkesi, tutumu, yaklaşımının önemine ilişkin de şunları söyledi: “Özellikle Kürt Sorunu ve Önder Apo’nun üzerindeki tecridin kırılmasında belirleyici bir etkendi. Bu protestolarla herkes Kürt halkının ve PKK’nin birbirinden ayrılmaz bir parça olduğunu gördü. Ayrıca Kürt halkının tutumu siyasi ve psikolojik olarak kamuoyunda da büyük bir etki yarattı. Türk devletinin Kürt halkına yönelik saldırı konsepti boşa çıkarıldı. Bu durum artık Avrupa’yı zorluyor. Çünkü Türk devleti savaşı Avrupa taşırıyor. Tabi ki Avrupa’da bu durumu kabul etmiyor. Bu gerçeklik ortaya çıktı ve bu önemliydi. Genel olarak baktığımızda Kürt sorununu sadece Önder Apo çözebilir. Önder Apo ve PKK olmadan Kürt sorununun çözülmesi söz konusu olamaz.”
‘2023 ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜK YILI OLACAK’
Kürt halkını yok etmek için tutuklama, işkence, katliam ve göçertme politikaları yürütüldüğünü ifade eden Remzi Kartal, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürt halkının Avrupa’daki siyasi, diplomatik vb. alanlardaki çalışmaları verdiği mücadeleler Türk devletinin politikasını boşa çıkardı. Dolayısıyla Avrupa’daki sessizlik bozuldu. Şu an uluslararası alanda Kürt halkı stratejik bir rol oynuyor. Kuşkusuz, sadece Kürt halkının mücadelesi yeterli değildir, daha çok çalışmamız gerekiyor. Bu anlamda daha çok başarı elde edeceğimize ve Türk devletini yeneceğimize inanıyoruz. Dört parça Kürdistan’da da ulusal kongre çerçevesinde çalışmalar devam ediyor. Kuşkusuz 2023 yılı Önder Apo’nun fiziki özgürlük ve Kürdistan’da AKP-MHP faşist-soykırımcı zihniyetinin yok oluş yılı olacaktır.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***