ANKARA – Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Merkez Bankası’nın taşınmasının ardından çalışanların yaşadığı baskılara dikkat çekti.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması ve aralarında mimarların da olduğu çalışanlara yönelik baskılara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Oda üyelerinin katıldığı toplantıda Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan konuştu.
‘GİTMEK İSTEMEYENE BASKI’
Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasının ardından kentte gitmek istemeyen çalışanlara yoğun baskı yapıldığını söyleyen Karakuş Candan, “Banka yönetiminin, personeli taşeron şirket kadrosunda çalıştırdığını, aralarında mimarların da bulunduğu personeli Ankara dışına gitmeye zorladığını, gitmeyenlerin bankaya giriş kartlarının da iptal edildiği bilgisini edindik” dedi.
Millet İttifakı’nın açıkladığı ortak politikalar metnine dikkat çeken Karakuş Candan, metinde Merkez Bankası’nın Ankara’ya taşınacağına ilişkin yer alan vaade atıfta bulundu. Karakuş Candan, “Cumhuriyetin finans merkezi başkent Ankara’dır. Cumhuriyetin siyasal dönüşümüyle birlikte iktisadi dönüşümü de aslında Ankara’da şekillenmiştir. Merkez Bankası, bağımsızlığı temsil etmesiyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası olarak adlandırılıyor. AKP iktidarında ve Melih Gökçek yönetiminde Ankara’nın başkent kimliği yıpratıldı. Cumhuriyet dönemine ait eserlerin yok edilmesiyle ve finans merkezlerinin Ankara’dan taşınmasıyla Başkent kimliği boşaltıldı. Şimdi de Merkez Bankası İstanbul’da 67 katlı bir yapıya taşınıyor. Asıl amaç Başkent’in Ankara mı İstanbul mu olacağına ilişkin tartışmanın önünü açmak. Merkez Bankası personelinin de İstanbul’a gönderilmesi sürecinde çok fazla meslektaşımız, teknik eleman, oradaki çalışanlar bize ulaştı. Kendilerine zorla bir sözleşme imzalatmaya çalışıldığını, onların belirlediği koşullarda çalışmayı kabul etmeyenlerin kartlarının iptal edilerek bankaya girişlerinin engellendiğini belirttiler” dedi.
TAŞERON HER YERDE
İktidarın ekonomi politikalarının Merkez Bankası’nı getirdiği duruma dikkat çeken Karakuş Candan, “Merkez Bankası’nın personelinin büyük bir kısmı taşeron olarak çalışıyor. Çünkü Merkez Bankası’nda çalışmak liyakat ister. Orada çalışacak insanların gerçekten hem liyakatli hem de kendisini devlet güvencesinde hissetmesi gerekir ki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun içinde, Merkez Bankası personelinin özgün koşulları vardır. Şimdi taşeron firma aracılığıyla taşeron işçi, mühendis ve mimar çalıştırılıyor. Merkez Bankası içler acısı bir halde. Bugün ise bir tarafta kadrolu çalışanlar, diğer tarafta da taşeron firma tarafından işe alınan elemanlar var. Dolayısıyla bu 2 yapının birbirinden ayrıcalıklı hali eşitlik ilkesine aykırı. Merkez Bankası’ndaki tüm çalışanlar kadrolu olmalıdır” diye konuştu.
MERKEZ BANKASI AİLE ŞİRKETİNE DÖNÜŞMÜŞ
“Hem meslektaşlarımız üzerinde hem de tüm çalışanlar üzerinde bu kadar baskı yürütülürken bankaya alınan Merkez Bankası’nın Başkanı’nın yakınları kimlerdir” diye soran Karakuş Candan, şöyle konuştu: “Yine kadrosu Merkez Bankası’nda olan, fakat cumhurbaşkanlığında görevli olduğu için bankaya hiç uğramayanların olduğu da iddia ediliyor. Liyakat esasıyla şekillenmesi gereken Merkez Bankası insanların başka yerlerde görevlendirildiği bir mekanizma haline mi dönüştü? Bu iktidar döneminde Merkez bankası, Cumhuriyet’in merkez bankası olmaktan çıkartılmaya çalışılmaktadır. Çalışanları zorla İstanbul’a götürmek ve sözleşme imzalatmak hukuka aykırıdır. İbret olsun diye oradaki insanlar üzerinden hukuksuzluk ve mobbing yapılıyor. Meslektaşlarımızın arkasındayız. Personelin büyük bir kısmına işten atılma korkusuyla sözleşme imzalatılmış durumda. Bu kabul edilemez bir durum. Bu emekçiye, bu ülkenin mimarına ve mühendisine çok büyük bir saygısızlık ve çok büyük eziyettir. Bu iktidarın bunu yapmasına asla müsaade etmeyeceğiz ve sessiz kalmayacağız.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***