RIHA – Türkiye’nin “beka” gerekçesiyle paramiliter güçlerle her türlü tekniği kullanarak saldırdığı Efrîn’de halk, 58 gün boyunca tarihi bir direniş sergiledi.
Türkiye’nin uluslararası güçlerin desteğiyle Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn kentine yönelik 20 Ocak 2018 tarihinde başlattığı saldırıların üzerinden 5 yıl geçti. 18 Mart’a kadar devam eden saldırılar sonrası kent, Türkiye ve bağlı paramiliter güçlerin denetimine geçti. Kent, söz konusu tarihten bugüne sürekli taciz, tecavüz, gasp, hırsızlık, insan kaçakçılğı, doğa talanı ve demografinin değiştirilmesiyle gündemde.
‘BEKA’ TEHDİTLERİ
Efrîn, Suriye’de 2011’de patlak veren iç savaştan en az etkilenen yer oldu. Rojava Devrimi’nin kıvılcımının yakıldığı 19 Temmuz 2012 sonrası Efrîn’de yönetim halkın kontrolüne geçti. Kent sakinleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigması ışığında meclis ve komünler oluşturdu. Ayrıca savunma birlikleri kurarak, kenti korudu. Kürtler öncülüğünde inşa edilen model, 20 Ocak 2018 tarihinde Türkiye tarafından hedef alındı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkilileri, saldırılar öncesi sık sık Efrîn’i “milli bekamız tehdit altında” iddiasıyla hedef aldı. Dış İlişkiler Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, saldırılar öncesi Efrîn’den Türkiye’ye 700 saldırı yapıldığını iddia etti. Erdoğan da Ocak ayı başlarında Efrîn tarafından saldırıların düzenlendiğini iddia ederek, uluslararası güçlerden sık sık saldırılar için destek istedi.
ABD ve Rusya’nın saldırılara onayı üzerine 20 Ocak’ta saldırıların startı verildi. Erdoğan, “Zeytin Dalı Harekatı” ismi verilen saldırılardan bir gün sonra yaptığı açıklamayla, Efrîn nüfusunun yüzde 55’inin Arap, yüzde 35’inin “sonradan yerleştirilen” Kürt ve yüzde 6-7’sinin Türkmenlerden oluştuğunu iddia ederek, saldırılara gerekçe sundu. Ancak Birleşmiş Milletler (BM) ve Kürtlerin yayınladığı raporlar, Erdoğan’ın iddialarının aksini gösteriyordu.
Saldırıların başlamasıyla birlikte bölgedeki Rus güçleri geri çekildi. Saldırıların ilk gününde 72 savaş uçağıyla Efrîn merkez, Cindirês, Raco, Şera, Şêrawa ve Mabeta ilçelerinde bulunan 180 sivil ve askeri bina bombalandı. Hava saldırılarıyla eş zamanlı olarak Şehba’ya top atışları gerçekleştirildi.
25 BİN PARAMİLİTER GÜÇ
Türkiye, saldırıların ikinci günde ise Efrîn’in doğusundaki Ezaz, kuzeyindeki Kilis, batısındaki Hatay ve güney batısındaki Atmê Mülteci Kampı’ndan eş zamanlı olarak 7 noktadan Efrîn’e kara saldırısı başlattı. Türkiye, en fazla Cindires’in Hamam köyünü, Raco’nun Kêvirê Ker Tepesi’ni, Efrin-Ezaz-Kilis sınırındaki stratejik Kastel Cindo Tepesi’ni hedef aldı.
Semerkant Tugayları, Liwa El Şemal, Liwa El Munteser Billah, Ceyş El Ehfad, Ehrar El Şerqiye, Fatih Sultan Mehmet Tugayları, Sultan Osman Tugayı, Quwet El Mexewir, Firqet El Sefwe, Sultan Murad Fırkası, Firqet El Hemze, Siwar El Cezira, Fewc El Xamês, Firqa 23, Liwa El Muttesim, Feyleq-2, Firqa El Şemaliye, Fewc El Mistefa, Ceyş El İslam, Tecemuh Festakim Kema Umêrt, Cebhet El Şamiye, Liwa 51, Suqur El Şam, Harekat Ehrar El Şam, Firqa 9, Ceyş El Nûxbe, Feyleq El Şam, Lîwa El Sultan Süleyman Şah, Liwa Suqur El Şemal, Nuredîn Zenkî ve Cebhet Tehrîr örgütlerinden toplam 25 bin paramiliter güç de bu saldırılarda yerini aldı.
ÇAĞIN DİRENİŞİ
Saldırıların ilk günlerinde hükümete yakın basın yayın organlarından Efrîn’in bir haftada düşürüleceği sık sık yazıp çizildi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı; Türkiye, YPG, YPJ, Cephet El Ekrad, Seyş El Siwar, Asayiş, Öz Savunma Gücü (HPC) ve Erkê Xwê Parastin güçlerinin direnişiyle karşılaştı. Yüzlerce Efrînli, HPC bünyesinde silahlanarak, Efrîn savunmasında yerini aldı. Efrîn savunmasını gerçekleştiren savaşçılar, 58 gün boyunca aralıksız saldırılara karşı kesintisiz bir mücadele verdi. Efrîn’i savunanlar, direnişlerini ise “Çağın Direnişi” olarak adlandırdı.
HASTANE VE FIRINLAR BOMBALANDI
Saldırıların ilk 45 gününde ilerleme kaydedilmeyince, siviller hedefe alındı. Saldırıların sürdüğü 58 günde, Efrîn ve ilçelerinde 31 okul hava ve karadan hedef alındı. Saldırılarda 13 öğrenci hayatını kaybetti.
Tarihi yerler de saldırılardan nasibini aldı: Eyn Dara, Nebî Hûrî, Girê Îska, Dêr Belût ve Girê Cindirês gibi tarihi yerleri hem havadan hem karadan yoğun bir şekilde bombalandı.
Sağlık merkezleri ve fırınlar savaş uçakları tarafından bombalandı. 16 Mart günü ise, Efrîn’in en büyük hastanesi olan Avrin Hastanesi savaş uçaklarınca vuruldu. Aynı gün Mahmudiye Mahallesi’nde savaş uçaklarıyla 35 sivil öldürüldü.
498 SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ
Efrîn Kantonu Sağlık Konseyi’nin verilerine göre, saldırıların ilk ayında 27’si çocuk, 21’i kadın 176 sivil öldürüldü; 60’ı çocuk, 71’i kadın 484 sivil ise yaralandı. Efrîn İnsan Hakları örgütü ise, Aralık 2020’de Türkiye’nin saldırılarında 498 sivilin öldürüldüğünü açıkladı.
ÖZERK YÖNETİMİN KARARI
Efrîn Yönetimi, sivillerin hedef alınması üzerine 16 Mart 2018’de halkın kentten tahliyesine karar verdi. 16-18 Mart tarihleri arasında 300 bin civarında sivil Şehba’ya göç etmek zorunda kaldı. Efrîn Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi, 18 Mart günü Şehba’da düzenlediği basın açıklamasında, “20 Ocak’ta Rusya ile yapılan ittifak ve bölgesel güçlerin sessiz kalarak onay vermesiyle Efrin’e yönelik saldırılar başlamıştır. Rusya, düşmanca bir tutumla Türk devletinin tüm silahlarıyla halkımıza soykırım yapması için hava sahasını açmış ve Efrîn’deki sivil halkı kendi çıkarlarına feda etmiştir. 58 gün boyunca halkımız ve savaşçılarımız NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı büyük bir direniş yürütmüştür. Ancak işgalci Türk devleti yoğun olarak sivilleri hedef almış ve Efrîn kentinin alt yapısını hedef alan saldırılarla bir yıkım gerçekleştirmeye başlamıştır. Bu sebepledir ki; büyük bir insani felaket yaşanmasının önüne geçmek için sivillerin kentten çıkarılması kararını almış bulunmaktayız” açıklaması yaptı.
BİLANÇO
YPG, Ocak 2019’da yaptığı açıklamayla, 58 günün bilançosunu kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada, Türkiye’nin bin 98 hava saldırısı, 3 bin 577-4 bin arasında ağır silahlarla saldırı geliştirdiği; Efrîn’in savunmasını gerçekleştiren savaşçılarında Türkiye güçlerine yönelik en az 900 eylem gerçekleştirdiği belirtildi. 2 helikopter ve 2 insansız hava aracının düşürüldüğü, 122 askeri araç ile 2 bombalı aracın imha edildiği açıklandı. Ayrıca 2 bin 422 Türkiye askeri gücünün öldürüldüğü ifade edildi.
Rojava Şehit Aileleri Kurumu ise, 20 Ocak 2018’den bugüne kadar 987 savaşçının yaşamını yitirdiğini açıkladı.
HALKIN DURUŞU
Saldırıların sürdüğü süreçte Efrîn’in Mabeta ilçesinde Belediye Eşbaşkanı olan Kazîklî Muhammed Silêman, o süreçte yaşananları anlattı. Efrîn’in Rusya’nın garantörlüğünde olduğunu hatırlatan Silêman, Rusya’nın Şam’da bulanan Guta bölgesi karşılığında saldırılara izin verdiğini aktardı. 20 Ocak öncesi paramiliter güçlerin saldırdığını ancak sonuç alamadıklarını söyleyen Silêman, “Türkiye, kiralık güçlerinin saldırılarında bir şey elde edemeyeceğini görünce bizzat kendisi dahil oldu” dedi.
“Saldırı başladığı ilk gün mahşer günü gibiydi” diyen Silêman, şunları söyledi: “Kürt halkı yaşlısı, genci ve çocuklarıyla birlikte bu işgal saldırılarına karşı direndi. 7’den 70’e herkes Efrîn savunmasına dahil oldu. Türkiye, her türlü teknolojiyle saldırdı. Efrîn’e yönelik hava saldırısı yapılırken, çeteler de 8 ayrı cephede kara saldırısı başlattı. Büyük katliamlar yaşandı. Efrîn Mahmudîyê’de bir katliam yaşandı. Yine Cindirêsê de Mabeta da katliamlar yapıldı. Daha büyük katliamların yaşanmaması için halk Efrîn’den çıkmak zorunda kaldı” diye konuştu.
‘RUSYA, REJİMİ ENGELLEDİ’
Ağır saldırılar karşısında Şam hükümetine sınırların koruması yönünde çağrılarının olduğunu belirten Silêman, “Türkiye, Efrîn’e saldırdığı zaman Suriye rejimi karşı koymak istedi. Ancak Rusya izin vermedi. Suriye rejiminin elinden bir şey gelmiyor, çünkü Rusya’ya ve İran’a bağlı. Efrînli Kürtler, Şam hükümetinin kendi sınırlarını koruması için çağrı yaptı. Şam rejimi doğrudan kendisine bağlı olmayan ama onunla hareket eden 140 asker gönderdi. Rus ve Türkiye uçakları tarafından vuruldular” diye kaydetti.
‘DEMOGRAFİ HEDEF ALINDI’
Halkın Efrîn’den çıktıktan sonra Şehba, Halep ve farklı yerlere göç etmek zorunda kaldığını kaydeden Silêman, şöyle devam ett: “Efrîn’de yaşayan nüfusun büyük bir oranı Kürt’tü. Türkiye buradaki demografiyi değiştirmek için Efrîn’i hedef aldı. İlerleyen süreçlerde olası bir seçim olduğu zaman buradaki Kürt nüfusunu yok etmek istedi. Efrîn’deki Kürt nüfusunu kendisi için bir tehlike olarak görüyordu. Türkiye, Efrîn’i işgal ettikten sonra o kadar çok müdahale etti ki şimdi gitsek Efrîn’i tanımayabiliriz. Ne doğasını, ne eserlerini, ne de halkını bırakmadılar. Efrîn’i her anlamıyla değiştirdiler.”
MA / Ömer Akın
Yarın: Saldırılar sonrası Efrîn’deki durum
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***