İSTANBUL – HDK Kadın Konferansı’nda konuşan Eşsözcü Esengül Demir, AKP-MHP bloğunun bu seçimlerde kaybetmesini sağlayacak en önemli öznenin kadın olduğunu ifade ederken HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise “14 Mayıs’ta büyük kadın çıkışı yapmaya hazırlanalım” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, 12. Dönem Genel Kadın Konferansı’nı, “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama” şiarı ile Labella Davet Salonu’nda gerçekleştirdi. Konferansı gerçekleştiği salona “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama. jin jiyan azadi”, “Yeni yaşamı kadınların özgürlük mücadelesi kuracak”, “Jîna’nın saçlarından Nagihan’ın hakikat kalemine birlikte özgürleşeceğiz” pankartları asıldı. Konferansa, HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, Halkların Demokratik Partisi(HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Özgür Kadın Hareketi (TJA), HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDK bileşeni siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı.
Divan üyelerinin seçimi ile başlayan kongrede kadınlar 4 farklı dilde selamlandı. Divan üyelerinin seçilmesinin ardından divan adına konuşan Çilem Küçükkeleş, HDK’nin var olan düzene karşı birlikte mücadele hattının oluşturulması için önemli bir siyasi yapı olduğunu vurguladı. Küçükkeleş, “HDK, Türkiye gerçekliğinde yayılmış güçlenmiş bir siyasi yapılanma. HDK, hakikati ifade etmek, peşine düşmektir. Türkiye kadının hareketinin birlikte durduğu yerdir HDK Kadın Meclisi. HDK, toplumu büyütmeye devleti küçültmeye devam ediyor. Hayatın her alanını tecride çevrilmeye çalışılmasına karşı hayatı özgürleştirmeye devam edeceğiz” diyerek, kadınlar olarak mücadele etmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Divan konuşmasının ardından özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlar için saygı duruşu yapıldı.
DESPOTİK DÜNYADAN ÇIKIŞIN IŞIĞI
Konferansta ilk konuşan HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, dünyanın pek çok yerinde devam eden savaşlarda en fazla kadınların etkilendiğini belirterek, “Bu ağır ve despotik dünyadan çıkışın bir yolu olmalı” dedi. Faşist rejime karşı kadınların ölümü göze alarak alanlara çıktığını ifade eden Demir, “İran’da Jîna Emînî şahsında kadınlar alanlara çıktılar. Rojava’da kadınların IŞİD barbarlığına karşı büyük bedellerle verdiği mücadele zafere ulaştı. Biz bu kadınlardan ilham alıyoruz. Biz bu kadınların yürüttüğü mücadelenin bu karanlık, sağcı, gerici, ırkçı, despotik dünyadan çıkışımızın ışığı olacaktır” dedi.
BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN
Demir şunları belirtti: “Türkiye’ye gelirsek 20 yıldır toplumun, kadınların gençlerin LGBTİ bireylerinin ve doğanın başına musallat olmuş faşist ırkçı AKP MHP bloğuna karşı mücadeleyi yürütüyoruz. 20 ya da 25 yaşına gelmiş genç insanlar bu topraklarda başka bir anlayışla karşılaşmadılar. Gençlik hayatın bundan ibaret olduğunu sanıyor. Oysa biz yaşamın başka seçenekleri olduğunu yaşamda başka hayatlar olduğunu bize dayatılan bu sistemle yaşamak zorunda olmadığımızı biliyoruz. Bu ülkede 12 Eylül cunta rejiminin baskılarını yaşamış olan onlarca yoldaşımız var burada. O en karanlık dönemlerin bile ittiği bugünlere geldiğimiz süreçlerde genç kuşağa da başka bir dünya mümkün, bu da mücadeleyle mümkün diyebiliriz.”
ÖZEL SAVAŞ POLİTİKASI
Rejimin kadınlara dayattığı savaş siyasetinin sonuçlarına dikkat çeken Demir, “Türkiye Kürt sorununu yok sayıyor ve bunu topluma dayatıyor. Yoksullukla, açlıkla onun ötesinde kimliklerimizi haklarımızı gasp ederek sessiz tepkisiz kalmamızla bunu dayatıyor. Bu tepkisizlik ve kabullenme halli bizden beklenen bir tutum. Biz bunu kabul etmiyoruz etmeyeceğiz. Bunun için hayatlarımız için haklarımız için sokaklardayız mücadele ediyoruz. Nefret söylemiyle kutuplaştırma siyasetinin içine hapsedilmeye çalışılırsak da çalışalım, buna karşı mücadelemiz büyüyerek devam edecektir. AKP MHP iktidarının yaptığı bir başka yöntem, yönelim var. Kadınlar dönük özellikle özel savaş siyaseti çerçevesinde uyguladığı şiddet ve bu yönelim de halkın toplumun güvenliğini sağlaması gereken ama aslında kendisi güvenlik sorunu haline gelmiş olan kolluk güçlerinin kadınlar, toplum ve bu ülkedeki muhalefet üzerindeki baskısını sıradanlaştırmaya normalleştirmeye çalışıyor. Bu normalleştirme aynı zamanda yasanın gücünü de arkasına alarak sağlanmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
EN ÖNEMLİ ÖZNE KADINLAR
Devletin savaş yöntemlerini İpek Er cinayeti ve Gülistan Doku’nun kaybedilmesinde gördüklerini vurgulayan Demir, bu savaş yöntemlerini Kurdistan’da kaybedilen yok edilen kadınların hikayelerinde gördüklerini söyledi. Savaş politikalarını basın emekçilerinin kendi görevlerini yapmaya çalışırken uğradığı saldırılarda ve oralarda kriminalize edilmesinde gördüklerini aktaran Demir, “Buna yeni dönem aklına teslim olmamak, bu aklı ve siyaseti yok edebilmek için de seçimler araçsa bunu iyi kullanmak gerekiyor. Sokaklarda mücadelemizi zaten veriyoruz. Uluslararası dayanışma yöntemleriyle kadınlarla bu mücadeleyi ortaklaştırıyoruz. Ama AKP-MHP zihniyetinin bu faşist bloğun gitmesi için seçim aracının da iyi kullanılması gerekiyor. En önemli özne kadınlardır. Kadınlar kendisine dayatılan kabul ediyor ne de bu yasalarla kendi haklarının gasp edilmesini. İstanbul sözleşmesini hukuksuz bir şekilde fesheden bu blok yeni bir yasa ile kadınların kazanılmış haklarını gasp etmeye çalışıyor. Anayasa değişikliği, ailenin korunması kanunuyla kadınların kazanımlarını kadınların birey olmaktan kaynaklı haklarını da aile kavramı içine sıkıştırmaya çalışıyor” dedi.
‘İNSAN HAKLARI REFERANDUM KONUSU YAPILAMAZ’
Temel insan haklarının bir yasa ile sınırlandırılamayacağının altını çizen Demir, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Referandum konusu olamaz. LGBTİ bireylerin varlığını da bu yasaların içine sıkıştırılarak yok sayılmaya çalışıldığını çok iyi biliyoruz. Bu kavram üzerinden LGBTİ’lilerin ötekileştirilmesi, onlara dönük nefret suçlarının toplum nezdinde karşılık bulmasını da bu yasanın içine sokmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu tehlikeyi gören bir yerden hem LGBTİ bireyler hem de kadınlar orta mücadeleyi büyüterek sürdüreceklerdir. Bahsettiğiniz bütün bu sistem savaş siyasetinin sonuçlarından biri olduğunu ortaya koymak gerekiyor. Daha çok ittifaklar kurmaya ihtiyacımız var. Dedik ki dünyanın bir köşesinde 3 kadın dirense hepimizi etkiliyor hepimize ışık oluyor yeni politikalar üretmek için ilham oluyor. Biz de Türkiye’deki bütün direnen kadınlar kadın dostları mücadele alanında buluşanlar olarak diyoruz ki isyanımız erkek egemenliğine karşı ısrarımız eşit, özgür yaşamdır. Ne haklarımızdan ne yaşamımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
ZAFERİ BİRLİKTE KUTLAYACAĞIZ
Daha sonra söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDK’nin kuruluş aşamasında yer alan ve şuan cezaevinde bulunan kadınlara selam yollayarak katkılarından dolayı teşekkür etti. Ortak mücadelenin zaferini birlikte kutlayacakları günlerin yakın olduğunu da belirten Buldan, “Bu zafer bizim omuzlarımızda taşıdığımız tarihsel sorumluluğumuz ve bu mücadelede birlikte yürürken yitirdiğimiz kadın yoldaşlarımıza mücadele sözümüz, bütün kadınlara onur borcumuzdur. Yeni dönemde büyük güç ve moralle gerçekleştirilen HDK kadın kongresini, bir kez daha bu divandan kutlamak istiyorum. Her yeni kongre ile geleceğe daha güçlü hazırlanıyor mücadelemizle daha kararlı yol alıyoruz. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna bütün ezilenlerin ve kadınların ortak mücadelesini bir çatı altında örgütleyen HDK geniş katılımlı siyasette eşit temsiliyet ve demokratik mücadelede ve muhalefette çok önemli bir misyona ve role sahiptir. HDK’nin üstlendiği bu tarihsel misyon ülkenin içine çekilmek istendiği karanlık faşizme karşı tekçi, otoriter erkek rejime karşı en güçlü alternatiflerden birisi olmaya devam ediyor. Yeni dönemin inşasında önemli bir iddiaya ve güce sahiptir” şeklinde konuştu.
KADIN YAŞAMIN KURUCU GÜCÜDÜR
HDK’nin sesinin kısılmak istendiğini belirten Buldan, HDK’nin bugün gerçekleştirilen kadın konferansından bütün kadınlar gibi bir kadın partisi olan HDP’nin de büyük bir güç kattığını vurguladı. 12 yıl önce, umuda yolculuk sloganıyla HDK’yle birlikte bugüne kadar yol katlettiklerini aktaran Buldan, “Mesafe bizleri umut etmenin çok daha ötesine taşımıştır. Şimdi büyük değişimin ülkenin demokratik inşasında yer almanın arifesinde olduğumuz bir süreçten geçiyoruz. Biz kadınlar yeni yaşamın kurucu gücüyüz diyoruz. Kadınlar olarak tahtını salladığımız AKP MHP erkek ittifakı da kadınların bu büyük yürüyüşünün ve cesaretinin elbette ki farkındadır. Bu nedenle geride bıraktığımız 2022 yılında da kadınlara açtıkları savaşa dört elle sarıldıklarını hep birlikte gördük ve deneyimledik. İstanbul Sözleşmesini feshederek kadınları eşitsiz güvencesiz şiddete ve katliamla açık bir yaşama mahkum etmeye çalıştıklarını bizler hep birlikte gördük ve deneyimledik. 2022 yılında tam 334 kadın erkek şiddeti sonucu katledildi. Cinayetlerin bir faili cana kast eden erkek eliyle diğer faili ise yargı, politikalarıyla ona güç veren eller oldu. Kadına yönelik suçlara yolu açan da yine erkek iktidar oldu” diye aktardı.
POLİTİK ŞİDDET VAR
Kadına yönelik şiddetin politik olduğunu vurgulayan Buldan, demokrasi ve eşitlik mücadelesi yürüten binlerce kadının cezaevinde bulunduğunu hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: “ Kadınlar göç yollarına sürgünlere zorlanmaktadır. Politik kimliği sebebiyle kadına yönelik saldırılar her gün tırmandırılarak sürdürülmektedir. Kadın vekillerimizin dokunulmazlıkları kaldırılarak kadın siyasetin ve iradesine darbe vurulmaya devam edilmektedir. Genelde bütün kadınlar özelde Kürt kadınlar üzerinde özel bir şiddet ve kırıma uğratma politikası yürütülmüştür yürütülmeye devam etmektedir. Herkes iyi görsün ki biz kadınlar kadın mücadele tarihimizi ne kadar sömürü baskı ve şiddet varsa ondan daha fazla direniş diyerek mücadele ortaya koyarak kazandık, kazanmaya da devam edeceğiz.”
TECRİTE KARŞI HUKUK MÜCADELESİ
2022 yılının kadınlar için direniş ve mücadele yılı olarak tarihe geçtiğinin altını çizen Buldan, “Eylem ve etkinliklerimizle alanları ve sokakları asla terk etmediğimize bütün dünya tanıktır, bundan sonra da tanık olmaya devam edecektir. Bugün engellemelere karşı sokakta meydanlarda parlamentoda kadınların sesini yükselttik ve yükseltmeye de devam edeceğiz. Baskıcı erkek rejime karşı sözümüzle eylem ve etkinlikleri ile direndik kadın şehrimizi koyduk bundan sonra da koymaya devam edeceğiz. Kadınlar olarak hakikatlerin izini sürmeye, adaletin arayıcısı olmaya devam ettik bundan sonra da bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Kadınlar savaşa karşı barış nöbetlerinde, kadınlar tecride karşı hukuk ve adalet mücadelesinde ısrar etmeye devam edecek. Hep birlikte bu mücadeleyi büyüteceğiz ta ki bütün bu hukuksuzluklar ve tecrit politikası kırılana kadar. Kadınlar yaşamın her alanında dilini kültürünü hakkını doğasını toprağını suyunu en ön saflarda yer alarak savunmaya devam etti, bundan sonra da devam edecektir. 2023, kadınlar açısından tüm bu mücadelelerin daha da büyüceği ve ortak kazanımlara dönüşeceği bir yıl olacaktır” diye ifade etti.
Seçimlerin sadece iktidarı ve cumhurbaşkanını belirleme seçimleri olmadığını vurgulan Buldan, hiç kimsenin seçimlere böyle yaklaşmaması gerektiğini söyledi. Önümüzdeki seçimleri ülkenin geleceğini belirleyecek nitelikte tarihi bir öneme sahip olduğunu kaydeden Buldan, “Hiç kuşku yok ki bu seçimlerin belirleyeni yine biz kadınlar olacağız. Buna sonuna kadar kararlı olduğumuzu özellikle belirtmek isterim o nedenle şimdi bu ortak mücadele gücümüzü ortak mücadele birikimimizin ışığında seçimlere taşıma vaktidir. Bizler demokratik tutum belgemizi açıklayarak seçimlerin startını bir buçuk yıl önce Ankara’da verdik. Emek ve Özgürlük İttifakımızı ve Kürt ittifakımızı kurduk. Bu ittifaklarımızı daha da genişleteceğiz büyüteceğiz. Bunun yanı sıra her zaman olduğunu gibi kadın ittifakımızın en temel gücümüz olduğunu en temel mücadele ortaklığımız olduğunu belirtmek isterim. Zaman eşitsizlikle üzerinden saltanatlarını sürdürenlerin sefasına buyurganlığına tekçi anlayışına son verme zamanıdır. 2023 seçimlerinin tarihi bir fırsattır bu fırsatı zafer ile buluşturmak için HDP olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Bu farkındalığı seçimlere kadar yapacağımız çalışmalarla ortaya koyacağız. Bu farkındalığın yanı sıra tarihsel sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğimizi belirtmek isterim” şeklinde konuştu.
ÜÇÜNCÜ YOL VURGUSU
HDP’nin 3’üncü yol ittifakına işaret eden Buldan sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ne statüko ne de restorasyon yeni bir başlangıç yeni bir dönem yeni bir yüzyıl diyoruz. Bu iddialarla seçimlere kadar ve ondan sonra da bu yolun yürüyeceğini belirtmek isterim. Sürekli kriz üreten bu erkek ve tekçi sistem değişmeden Türkiye’nin değişmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Krizlerin son bulmayacağının hepimiz farkındayız. Erkek siyasetle demokratik dönüşümün gerçekleşmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu sistemi baştan aşağı değiştirmek hak temelli bir toplumsal sözleşmeye ve eşit yurttaşlığa dayanan demokratik bir düzeni birlikte inşa etmek biz kadınların mücadelesiyle başarılacak bir yoldur. 14 Maysı’ta yapılacak seçimler, biz kadınlar için bir dönüm noktası olacaktır. AKP-MHP ittifakının erkek saltanatına son vermek için 14 Mayıs’ta tarihin en büyük kadın çıkışını yapmaya hep birlikte hazırlanalım. Bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum. 8 Mart’ların, Newroz’ların, 1 Mayıs’ların ortak iradesini şimdi 14 Mayıs’taki demokrasi zaferiyle buluşturma zamandır. Kadınların öncülüğünde gerçekleşecek demokrasi baharı için hep birlikte biz kazanacağız diye haykırmanın zamandır. Eşitlikçi adil demokratik ve ekolojik bir sistemi biz kadınlar inşa edeceğiz bu nedenle her bölgeden her köyden her evden her işyerinden kadınlarla elbirliği yürek birliği içerisinde olalım. Hep söyledik yine söylüyoruz, bu yüzyıl kadınların yüzyılı olacak. Hep söyledik yine söylüyoruz, bu yüzyıl kadınların yüzyılı olacaktır. İlham kaynağımız motivasyonumuz ve şiarımız tabi ki ‘Jin, jiyan, azadî’dir” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***