Ankara’nın ortasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş, Bursa’da düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi. Tören, ünlü sanatçı Zeki Müren’in 1996 yılındaki vefatından sonra kentteki en kalabalık cenaze merasimi olarak kayıtlara geçti.
Ateş’in cenazesi sabah saatlerinde Bursa’ya getirildi. Başaran Mahallesi’ndeki baba evinde helâllik alınırken, eşi ile iki kızı Bengisu ve Banuçiçek’in feryatları arasında Ateş’in cansız bedeni Ulucami’ye götürüldü. Koyu bir Bursaspor taraftarı olan Ateş’in tabutunun üstünde Türk bayrağı ile birlikte Teksas taraftar grubunun atkıları vardı.
Bengisu ve Banuçiçek’in gözyaşları bütün ülkücülere dert olsun.#SinanAteş Rahmetle… pic.twitter.com/4c3Vm3ZsZn
— Arşiv Affetmez 🇹🇷🇦🇿 (@Arsiv_Affetmez) December 31, 2022
‘BOZKURTLAR BURADA, ÇAKALLAR NEREDE?’
Cinayeti kınamayan, açıklama yapmayan ve Sinan Ateş’e dair bir taziye mesajı yayınlamayan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yeni yıl kutlaması paylaşımı yaptığı saatlerdeki cenaze töreni siyasi bir protesto gösterisine dönüştü. Ulucami’den Emir Sultan Kabristanı’na yürüyen kalabalığın, “Dişe diş, kana kan; intikam, intikam!”, “Bozkurtlar burada, çakallar nerede?” sloganları dikkati çekti.
Peki, bir dönem MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’de siyasi danışmanlığını da yapan, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş kimdi?
1984 yılında Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde doğan Sinan Ateş, ilkokul, ortaokul ve liseyi Bursa’da okudu. Lisans eğitimini 2002-2006 yılları arasında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünde, yüksek lisans eğitimini ise 2007-2009 yılları arasında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde tamamladı.
2010-2018 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde doktora yaptı. Ateş, 2000-2002 yılları arasında Bursa Ülkü Ocakları’nda ‘Lise Başkanlığı’ yaptı. 2002-2006 yılları arasında Ülkü Ocakları Ankara ve genel merkez yönetimlerinde yer aldı.
BABADAN ÜLKÜCÜ
Kendisi gibi Sinan Ateş’in babası Musa Ateş de ülkücüydü. 1979 yılında Bursa Çınar Lisesi’nde öğrenciyken okul çıkışı silahlı bir saldırı sonucu yaralanmış; aynı saldırıda Ülkü Ocakları mensubu arkadaşı Taner Kalkancı hayatını kaybetmişti.
Sinan Ateş babasıyla benzer bir kaderi yaşadı. Ankara’nın Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi 1456 Sokak’taki İnci Apartmanı’ndan çıktıkları sırada arkadaşı Selman Bozkurt ile silahlı saldırıya uğrayan Ateş, kafasına kurşun isabet etmesi sonucu öldü. Arkadaşı Selman Bozkurt ise omzundan yara aldı.
Bursaspor kurumsal sosyal medya hesabının, “Her şartta kulübümüzün yanında olduğunu gösteren Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş’in vefat haberini büyük bir üzüntü içerisinde öğrenmiş bulunmaktayız.” sözleriyle duyurduğu; Bursaspor taraftar grubu Teksas’ın, “Ayırsa da bizi kahpe kurşunlar, Teksaslılar ölmez kalplerde yaşar!” sözleriyle andığı Doç. Dr. Sinan Ateş, kentin sevilen bir yüzüydü.
Taraftar gruplarının çatı kuruluşlarından Anadolu Taraftar Grupları’nın “Kurtlar tasma takmış susuyor, Yiğitler kanat takmış Gökkubeye uçuyor… Ayırsa da bizi kahpe kurşunlar” sözleriyle tepki gösterdiği cinayetten sonra gözler Ülkücü camiaya yöneldi.
Ayırsa da bizi kahpe kurşunlar, Teksaslılar ölmez kalplerde yaşar! Bizleri hiç bir zaman yalnız bırakmayan Doç Dr. Sinan Ateş’e olan son görevimizde bizlerde yanındayız. pic.twitter.com/HxHdBy9XJO
— TEKSAS (@teksasorg) December 31, 2022
‘HERKES HAK ETTİĞİ MAAŞI ALACAK’
MHP, Ülkü Ocakları yetkilileri sessiz kalırken Ülkücülerin yayın organı Türkgün, olayı “adi bir cinayet” olarak bile görmedi. Manşeti ise manidardı: “Herkes hak ettiği maaşı alacak…” Konu, EYT’ler olsa da, suskunluğun da, atılan başlıkların da bir ‘ederi’ vardı. Mevkutenin kamu kaynaklarından en fazla reklam verilen yayınlardan olması boşuna değildi.
Cenazeye eski Ülkü Ocakları başkanlarından Azmi Karamahmutoğlu iştirak ettiğini duyururken, esas sürpriz hâlâ MHP’nin içinde olan, Devlet Bahçeli’ye yakınlığı ile bilinen eski başkan Erdem Karakoç’tan geldi. Cenazeye bastonuyla gelen ve ayakta durmakta zorlanan Ateş’in babası Musa Ateş’e sarılan Karakoç’un ağladığı görüldü. Baba Ateş ise, “Başınız sağolsun” diyerek onu teselli etti.
Başımız sağolsun.Ülküdaşımız Sinan Ateşi Ulu Camide sonsuzluğa uğurluyoruz.Emir Sultan Şehitliğinde toprağa veriyoruz.Nur içinde yatsın pic.twitter.com/NIeQFfTDaL
— Erdem KARAKOÇ (@ErdemKarakoc) December 31, 2022
Öldürülen kişinin eski bir Ocak Genel Başkanı olduğunu, 1980 öncesinde bile böyle bir olay yaşanmadığını hatırlatan Ülkücüler ise, olayı daha vahim hale getiren durumun herkesin Sinan Ateş’i öldürenlerin Ülkü Ocakları mensupları olduğu kanısında olduğunu öne sürüyordu.
‘İŞ OCAK’TAN BİLİNİYOR’
Sinan Ateş’in, Ülkücü Hareketin öldürülen ilk genel başkanı olduğunu öne süren Abdurrahman Gülseren -ki kendisi Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özdağ’a saldırıdan yargılanıyor. Ayrıca Ümit Özdağ ile fotoğrafları var- “Beni tanıyan herkes bilir. Sinan Ateş’i sevmem hatta karşısındayım. Göreve geldiği günden itibaren Ülkü Ocaklarında hiçbir Genel Başkan’ın yapmayacağı işler yaptı. Ne teşkilatçılığa ne Ülkücülüğe yakışan faaliyetleri oldu ama mesele bu değil.” diyerek şu ifadeleri kullanıyor:
“Görevden alındıktan sonra yanında yöresinde pek kimse de kalmamıştı. Mersin’de Sinan Ateş’in yanında kalan birkaç kişiden biri olan eski Mersin Ocak başkanı Çağrı Ünel’e saldırıldı. Çağrı Ünel orda ocaktan bir kişiyi öldürdü. Kendi hapse girdi Çağrı Ünel mezara.
Bu olaydan önce Sinan Ateş’in yakın çevresine internet üzerinden yaptığı bir sanal toplantıda “yakın çevresine saldırı olacağını söylediği saldırı yapılırsa karşılık verilmesi talimatını verdiği” iddiaları vardı. Bu olay geniş tepkiye neden oldu. Şimdi Sinan Ateş öldürüldü. İş ocaktan biliniyor.
Bunun sebebi benim de adımın bazılarında geçtiği olaylar. Bunları da biraz bu sebepten dolayı yazıyorum. Bugün öğleden sonra yoğun bir telefon trafiği yaşadım. Bazıları bu olayla alakam olup olmadığını sorma cüreti dahi gösterdi. Evet Sinan Ateş’i sevmiyorum ama bu kabul edilemez.
Bunlar herkesin bildiği konuştuğu yazmadığı olaylar. Kurumlar şahısların üzerindedir. İnşallah bu olayın arkasından herkesin aklına geldiği gibi Ülkü Ocakları çıkmaz. Bu vebal herkesin üzerindedir. Suçlular hemen yakalanır. Adalet yerini bulur. Sevmesem de Allah rahmet eylesin.”
BURSA’DAN MEKKE’YE KARDEŞLİK ELİ
Açık kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla Sinan Ateş camiada sempati duyulan biriydi. Bazı Ülkücülerin “Bu çocukta Muhsin Yazıcıoğlu gülüşü var” diye iltifat ettiği biriydi. En az onun kadar iyi at bindiği, “Bir kar tanesi olsaydım Mekke’ye düşmek isterdim” diyen Yazıcıoğlu gibi umre için gittiği Mekke sokaklarında “Bursa’dan uzanan kardeşlik eli; helal hacı, helal” diyerek hurma ikram ettiğine dair paylaşımları var Ateş’in.
Başka ülkücü “ağır abiler” ağaç kovuğundan zuhur etmiş gibi ortamlarda yalnız racon kesmek yerine eşi ve iki kızıyla köyünden, kentinden fotoğrafları da bulunuyor. Onu ateşli dava nutukları atarken de Bursaspor tribünlerinde fanatik bir taraftar olarak bağırırken de görebilirdiniz.
Çocukluğunun geçtiği bir dönemin gecekondu semti Başaran Mahallesi’nde sevildiği kadar, “Bursa demek; Selçuklu demektir, Osmanlı demektir velhasıl Türk demektir. Türk’e sevdalı olduğumuz için Bursa’ya, Bursa’ya sevdalı olduğumuz için de Bursaspor’a sevdalıyız.” diyen Ateş’i kent de sahiplenmişti.
ÜLKÜ OCAKLARI’NDA ROBOTİK VE YAPAY ZEKÂ KURSU
Ankara’ya gittiğinde Ocak’ta teknoloji, yapay zeka, bilgisayar programcılığı ve yabancı dil kursları açarak yoğun bir eğitim programı başlattı. Bunlar göstermelik çabalar değildi. Aksine, bu girişimin sonuçlarını alan Ülkü Ocakları, Ateş döneminde yerli 3D yazıcı üreterek TÜBİTAK’tan teşvik almaya hak kazanmıştı.
Ülkü Ocakları’ndaki görevinden sabahın dördünde istifa ettirildikten sonra akademisyenliğe döndü. “Okuyan-yazan” bir ülkücü olarak bilinen Ateş’i her ikisi de vefa eden Nevzat Kösoğlu’nun çalışma odasında ya da yazar Emine Işınsu’nun evinde maaile ziyaret ederken görmek mümkündü. Işınsu misafirine “oğlum” diye hitap ediyordu.
‘DEVLET’E GÜVENDİ
Ancak Sinan Ateş, Parti ve Ocak görevlerinden sonra nefret söylemlerine varan demeçler vermekten geri durmadı. Bundan HDP’liler de, Paris’teki Kürtlere yönelik cinayetleri kınayan Ali Babacan da nasibini aldı. Özellikle TBMM çatısı altında verdiği hak mücadelesiyle öne çıkan Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu alenen tehdit etti.
2019 yılında Devlet Bahçeli’nin talimatıyla Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan Sinan Ateş, İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde MHP yönetiminden yana tavır alarak partiden ayrılanları da eleştirmişti. Kaderin garip bir tecellisi, bugün suikast gerekçeleri arasında İYİ Partili bir gurup eski ülkücüyle birlikte poz vermesi de gösteriliyor. Ateş 2 Nisan 2020 tarihinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin isteği ile genel başkanlık görevinden istifa ederek Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nde çalışmaya başladı.
Ateş, istifasını Twitter’dan, “Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı, ömür boyu taşıyacağım en kutsal unvan olacaktır. Ülküdaşlarım haklarını helal etsinler. Bu can bu bedende oldukça Liderim Sayın Devlet Bahçeli’nin ve davamın emrinde olacağım.” sözleriyle duyurmuştu.
LİDER REİS’İN TAKASINA BİNİNCE…
Gerekçe iktidara yakınlığı ile bilinen, hamasi tarih tezleriyle öne çıkan Yavuz Bahadıroğlu ile girdiği polemik olarak gösterilse de ekstremist milliyetçilerin otağ kurduğu Orkun adlı sosyal medya hesabından yayılan tezviratlardı. Oysa Ocak’ta tepe yöneticisi olsa da, MHP lideri Bahçeli’nin yanında “rol çaldığı” her fırsatta söylense de içe dönük eleştirileri herkesin malumuydu Ateş’in. Temellerini 1960 darbesinin kudretli albayı Alparslan Türkeş’in attığı onlarca yıllık Ülkücü Hareket davası, üç-beş yıl önce “Potamyalı” diye eleştirilen “Reis”e emanet edilmiş, lider herkesten önce takaya binmişti bir kere… Doğu Karadenizli AK Partili “uşaklar” yeri geliyor Dursunbeyli Sinan Ateş’ten daha milliyetçi hava estiriyordu.
Öyle ya, belki de yeni döneme yeni başkanlar gerekliydi. Mesela son Ocak Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım gibi, “Karadeniz’de bulunan doğalgaz ile Gabar Dağı’nda tespit edilen petrol Türkiye’nin karşısında toparlanan husumet ve huşunet cephesini anlaşılan hoplatmış, deliye çevirmiştir. Bunlar bildiklerini okusunlar, Türkiye de muhteşem yolculuğuna iman ve iradeyle devam edecektir.” kıvraklığı gibi…
Cümle alem duydu bu sesi, sen duymadın vicdansız.#SinanAteş pic.twitter.com/0STaRhQRLM
— Abdulkadir Şahiner🇹🇷 (@Abdulkadir1866) December 31, 2022
KIRILMA VE TRAVMA
Ülkü ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi üzerine, sessiz kalan MHP’yi protesto edenler sessiz kalmayarak tepkilerini her fısatta dile getiriyor. Bursa’daki cenazede “Bozkurtlar burada, çakallar nerede” diye slogan atan partililer sosyal medyada örgütlenere, e-Devlet üzerinden MHP üyeliğinden çıkıyorlar.
Son bir soru: Milli Yol Partisi lideri Remzi Çayır’ın söylediği gibi “Katil veya katiller bir saat içinde bulunma” imkânı varsa niye bulunmuyor?
Bunu, suikastten bir gün önce kendisi için 75 yaş pastası kesen Erdoğan’a Devlet Bahçeli soramıyorsa; 26 Aralık’ta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu makamında ziyaret eden MHP Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Başkanı olan Olcay Kılavuz sorabilir.
Aksi halde gündüz gözüyle işlenen bu cinayetin hesabını da Sinan Ateş’in bir zamanlar haddini aşarak eleştirdiği, “Her cinayet gibi bir yaşam hakkı ihlalidir ve lanetliyorum. Allah rahmet eylesin.” dediği HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu ve her biri başsağlığı mesajları paylaşan Altılı Masa liderlerinin sorması gerekecek.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***