Yağmur KAYA
Artı Gerçek – Emek ve Özgürlük İttifakı parti ve bileşenleri, il başkanları ve sözcüleri ile Haziran 2023 yılında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin İstanbul’da yürüttükleri seçim çalışmalarını ve güncel meseleleri konuşuyoruz.
Artı Gerçek’in ikinci konuğu Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk.
‘MEVCUT SORUNLARA KÖKLÜ ÇÖZÜMLER GETİRMEK İDDİASINI İLERİ SÜRMEKTEYİZ’
– Deklarasyonda yazılan “İşçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların, gençlerin, doğa ve insan hakları savunucularının dayanışması ve ittifakıdır” iddiasını hayata geçirecek somut model nedir?
Somut model bu konuda bütünsellik kuran ve sistem karşıtı program çerçevesinde kuvvetli bağların oluşturulduğu bir ittifak ilişkisi içerisinde olmaktır. Burada esas teşkil eden sorunlara iktisadi alanda ve demokrasi alanında köklü çözümler getirmek iddiasını ileri sürmektir. Sorunlara köklü çözümler ileri sürmekle birlikte, mevcut iktidarı göndereceğimizi açıkça ilan etmeliyiz. İktidarla ilişkimiz onların bazı isteklerimizi dikkate alarak, iyileştirmeler yapması şeklinde olmamalı. Bu iktidarı yenilmez, olduğundan daha güçlü ve ebedi bir konuma oturtuyor. O nedenle sorunlar var sizden şunları talep ediyoruz söyleminden çıkıp, bu hükümeti göndereceğiz siyasal çizgisine geçmeliyiz. Sorunların asıl kaynağı mevcut sistem ve mevcut hükümet. O hükümeti koltuğundan kaldıracağız diyebiliriz.
– Halkın temel sorunları, gündemleri neler? Bu bağlamda partinizin hem yürüttüğü çalışmaları hem de mevcut sorunlara ilişkin çözüm yolları nelerdir?
Halkımızın iktisadi koşullarla, demokrasiyle ve işçilerin çalışma koşullarıyla ilgili sorunları, gündemleri var. Biz bu üç alanda da çalışmalarımız yürütüyoruz. İktisadi alanda emekçi halkın nasıl bir enflasyon ve nasıl bir işsizlikle karşı karşıya kaldığı ortada.
Biz sıcak savaş yaşayan ülkelerin enflasyon düzeyinin ötesinde bir fiyat artış oranı yaşıyoruz. Bu açıdan bazen Arjantin birinci, bazen Türkiye… Her ailenin birinci derdi yetiştirdiği evladını bir işe yerleştirebilmek. Milletvekillerinin önünü kesebilirlerse ya ‘açız’ diyor insanlar ya da ‘ne olur çocuğuma bir iş verin’.
‘KAMU YATIRIMLARINA YÖNELMELİYİZ’
Kömür ocaklarında özel şirketlerin çalışması yaygınlaştırıldığı için, vahşi bir şekilde kar etme mantığı bir kurala dönüşmüş durumda. Bu koşullarda işçi sağlığı ve iş güvenliği asla dikkate alınmadığı için işçiler o kömürleri 300 metreden çıkarmaya çalışırken can veriyor. Bizler o kömür ve maden ocaklarını kamulaştırmalıyız. Halkımızın ücretini karşılayamadığı özel hastaneleri kamulaştırmalıyız. Gıda ve enerji alanlarında azami kar için değil emekçilerin yararı için büyük kamu yatırımlarına yönelmeliyiz.
‘İŞÇİ SINIFININ ÇALIŞMA SÜRESİNİ 6 SAATE İNDİRMELİYİZ’
Demokrasi kapsamında en yakıcı konu olan Kürt sorunu alanında çatışmaları durdurup barışı getirmek ve adil bir çözümü, demokratik bir çözümü sağlamak üzere harekete geçmeliyiz.
Genel çalışma süreleri 12-14 saati bulmuş durumda. Esnek çalışma koşullarında çalışanların bütün günü işgal edilebiliyor. Biz kazancı aynı kalmak kaydıyla, işçi sınıfının bir günlük çalışma süresini 6 saate indirmeliyiz.
Bunun için mevcut karanlık, tehlikeli, despot iktidarı göndermeliyiz ve işçi sınıfının bağrından çıkan bir iktidar alternatifini açıkça ortaya koymalıyız.
‘YOKSULLUK KATLANARAK ARTIYOR’
Bugün Asgari ücret tespit komisyonu toplanacak. İşveren ve sendika taleplerini sunup asgari ücret belirlenecek. Yoksullukta her geçen gün katlanarak artıyor. Emekçilerin, işçilerin sorunlarına da değinmenizi ve çıkış yollarını anlatabilir misiniz?
Başka ülkelerin bizi kıskandığı söyleniyor ya! Aslında biz kendi ülkemizdeki asgari ücreti başka bir ülkenin vatandaşına söylemekten utanacak pozisyondayız. Asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 57’i bulmuş durumda.
‘GÖZ GÖRE GÖRE AÇLIKLA TERBİYE EDİLİYORUZ’
Asgari ücret 5 bin 500, açlık sınırı 8 bin lira. Resmi kayıtlar içinde ve göz göre göre açlıkla terbiye ediliyoruz. Ne var ki sadece son zamlar geri alınsın ve maaşlar biraz yükselsin demekle yetinemeyiz. İktidarın “sakın çizmeyi aşma” tehdidini elimizin tersiyle itmeliyiz.
İşçi ve emekçilerin ücretlerine her ay gerçek enflasyon oranında zam yapılmalıdır.
Ülkenin gırtlağına gelmiş olan 450 milyar dolarlık borcu kim yediyse, kim tepe tepe kullandıysa onlar ödemelidir, yoksul halkımız değil.
İşçi ve emekçiler krizler yaratan ekonomik gidişata el koymalıdır.
– Emek ve Özgürlük İttifak nasıl bir Türkiye tahayyülü ile yola çıktı?
Emek ve Özgürlük ittifakı bütün alanlarda köklü değişiklikler yapmak üzere yola çıktı. İnsan yaşamanın mümkün olabileceği ekonomik koşulları savunuyor. Halkın temel ihtiyaçlarının ücretsiz olarak sağlanmasını savunuyor. Kamu kaynaklarının kamu için harcanmasını savunuyor. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını savunuyor. Kürt sorununu diyalog ve müzakere yoluyla çözmeyi savunuyor. Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını savunuyor. Kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal yaşamın bütün alanlarında eşit ve özgür olmasını savunuyor. Doğanın korunmasını savunuyor.
‘ALTILI MASA’NIN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ METNİ ÇOK ÜRKEK BİR METİN’
– Altılı Masa’nın Anayasa değişikliği önerilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanıldığı ve eleştirildiği gibi bir “restorasyon” içeriğine bile sahip değil. Çok ürkek bir metin. 12 Eylül zihniyetinin ve AKP siyasetinin baskılanması altında oluşturulmuş gibi gözüküyor. Bazı konularda yaldızlı manşetler atıyor ama bu manşetlerin altı boş.
En iddialı olduğu parlamentoyu güçlendirme başlığında son derece yetersiz. Parlamento gücünü halkların ve sınıfın öz örgütlerinin; söz, yetki ve karar sahibi olabildiği mekanizmalardan almalıdır. Gücünü öz örgütlerin güncel politik tartışmasından alamayan parlamento, güçlü olma sıfatını asla hak etmez.
Mevcut anayasa maddesi şöyle diyor: “Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.” İşte Altılı Masa’nın güya hak ve hürriyetçi anayasa önerisi, bu cümleyi kendi deyimleriyle “aynen muhafaza” ediyor. “Sınırlama esas, hürriyet istisna” geleneği çok derinden bir biçimde sürüyor.
Kayyımların İçişleri Bakanının talebiyle Danıştay tarafından atanacak olması müjdesini veriyor bir de. Kürt meselesiyle ilgili “hukuki ve anayasal” açılımı bu.
– “3’üncü yol” da dediğiniz Emek ve Özgürlük İttifakı’nın AKP oylarının geriletmek için hangi hamleleri yapması gerekir?
Emek ve Özgürlük İttifakı en başta bu karanlık, tehlikeli ve despot iktidarı göndermek üzere bu iktidar karşısında bir iktidar alternatifi olduğunu ileri sürmelidir.
Kendi politik programının ana başlıklarını çok kısa ifade edilir bir hale getirerek her yerde bunu anlatmalıdır. İttifak, kendini ifade edebileceği hiçbir kürsüde bu imkanını verimsiz kullanmamalı.
Seçimler konusunda her iki ittifak grubu da adımlar atmaya başlamışken bu süreçte bir geç kalmışlık yaşamamalı ve hazırlıklarını yapmalıdır. Seçimlere ve seçim güvenliğine yönelik çalışmamalar son derece kritiktir. Mevcut iktidarın değiştirilmesi üzere cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi ve milletvekili seçimleri konusunda sonuç alıcı ve dikkatli olmalıdır.
Ferhat Encü: İmamoğlu’nu desteklemeseydik faşizm daha fazla kurumsallaşacaktı
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***