İLKER DOĞAN | HABER YORUM
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bugüne kadar defalarca ‘katil, diktatör’ dediği Mısır Devlet Başkanı Sisi ile Katar’da bir araya gelmesi, iktidara yakın medya tarafından bile sindirilmesi zor bir hamle oldu. Zira daha bir kaç yıl önce Erdoğan, ‘katil, darbeci’ dediği Sisi ile ‘asla görüşmeyeceğini’ söylemişti.
Bir kısım yandaş medyaya göre ‘normalleşme’ adımları atılıyor. ‘Tam biat’ etmenin hakkını veren ‘trollere’ göre ise Erdoğan dün ‘katil’ derken de haklıydı; bugün samimi bir şekilde tokalaştığında da haklı! Kısaca Erdoğan ‘asla’ hata yapmaz; her durumda haklı…
Akit yazarı Ali Karahasanoğlu ise ‘biat’ kelimesininin anlamını farklı bir boyuta taşıdı. Sorun Erdoğan’da değildi ve olamazdı. Eğer Erdoğan bir hata yaptıysa bunun sorumlusu ‘biz’dik(!): “Eleştiriyorum kendimi. Yazıklar olsun bizlere. Erdoğan’ı, bugün Sisi ile fotoğraf verme mecburiyetinde bıraktık. Yıkıldık.”
Yandaş isimlerden Zafer Şahin ise söz konusu fotoğrafı eleştirenlere, “Anlamadıkları şu: Erdoğan komşularına 10 yılda Türkiye’nin bölgesel iddialarını (D.Akdeniz, Kıbrıs, Libya, Suriye) kabul ettirdi. Kavganın sebebi buydu. İstediğini aldıktan sonra da el sıkışıyor. Savaştığınla barışırsın.” diyerek cevap veriyor.
Zafer Şahin, Rabia Meydanı’nda darbeciler tarafından katledilen Esma’nın adını bile anmıyor. Erdoğan’ın ‘Rabia’ işaretini sembolleştirmesinden de bahsetmiyor…
Erdoğan’ın ‘komşularına’ son 10 yılda neleri kabul ettirdiğini bilmiyoruz; Zafer Şahin bununla ilgili detay da vermiyor. Soru basit; ne değişti de dün ‘darbeci ve katil’ olan Sisi bugün ‘dost’ oldu?
İLİŞKİLER MURSİ’YE YAPILAN DARBE SONRASI BOZULDU
Türkiye-Mısır ilişkileri 2013’te Müslüman Kardeşler iktidarına Sisi liderliğindeki ordunun darbe yapması sonrası kopmuştu. Erdoğan, Mursi’yi yıkan darbenin ardından Sisi’ye ağzına geleni söyledi; katil, darbeci, diktatör, zalim…
Defalarca ‘Sisi’yle asla görüşmeyeceğini’ açıkladı. 13 Mart 2019 yılında katıldığı bir canlı yayında, “Beni Sisi’yle barıştırmak isteyenler var. Asla kabul etmiyorum, etmem de. Halkın yüzde 52 oyu almış olan Mursi’yi ve arkadaşlarını mahkum eden bir kişiyle karşı karşıya gelmem.” demişti.
Başka bir programda ise, “Ben böyle bir kişiyle asla görüşmem. Her şeyden önce onun bir defa genel afla içerideki bütün bu insanları serbest bırakması lazım. Serbest bırakmadığı sürece biz kalkıp Sisi’yle görüşemeyiz. Asla!” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan, yerel seçimler öncesinde Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldığı konuşmasında şunu bile söylemişti: “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı?”
Şimdi aynı Erdoğan, “Yeniden niye olmasın, yeniden niye başlamasın? Bunların sinyalini verdik.” diyor…
SIRADA ESED VAR!
Önümüzdeki günlerde benzer bir hamleyi Suriye ile de yaşamak mümkün. Erdoğan, bugüne kadar demediğini bırakmadığı Esed’le de yarın hiç bir şey olmamış gibi kucaklaşabilir; zaten iktidar temsilcileri bunun sinyallerini de veriyor.
Erdoğan dış politikada ilk kez ‘çark’ etmiyor. Daha önce benzer süreçler İsrail’le, Birleşik Arap Emirlikleriyle, Suudi Arabistan’la, ABD’yle, Almanya ve Rusya”yla da yaşandı.
Mavi Marmara saldırısı sonrası İsrail’le ilişkiler askıya alındı, üç şart koşuldu; özür, tazminat ve ablukanın kaldırılması. İsrail hiç bir şartı yerine getirmedi ancak ilişkiler normalleşti!
Birleşik Arap Emirlikleri 15 Temmuz’un finansörü olmakla suçlandı; Erdoğan, BAE’ni bizzat hedef aldı, ağır ifadeler kullandı. Ancak ne olduysa oldu ve BAE ile ilişkiler ‘normale’ döndü.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası Suudi Arabistan’la ilişkiler gerildi. Erdoğan yine ağır ifadeler kullandı. Veliaht Prensi, cinayetin arkasında olmakla itham etti. “Bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir. Daha birçok şeyler çıkacak.” dedi. Sonuç; Kaşıkçı dosyası Suudi Arabistan’a iade edildi, ilişkiler de normale döndü.
Türkiye hava sahasını ihlal eden Rus uçağı düşürüldü. İktidar temsilcileri ‘bir daha olsa yine yaparız’ tarzında açıklamalar yaptı. Ancak Erdoğan, 27 Haziran 2016’da Putin’e gönderdiği bir mektupla özür diledi.
ABD’li rahip Brunson ‘ajanlıkla’ suçlandı. 35 yıl hapis cezası istendi, ev hapsi verildi. ABD’nin Brunson’un iadesini istedi, Erdoğan reddetti. Çok geçmeden Brunson’un yurt dışına çıkı yasağı kaldırıldı ve ülkesine döndü.
Erdoğan, tutuklu Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in Almanya’ya iade edilmesinin söz konusu olmadığını söylemişti. Onu da ‘ajanlıkla’ suçladı. Ağır ifadeer kullandı. “Ben bu makamda, bu görevde olduğum sürece asla iade etmeyeceğiz.” dedi. Ancak o da gönderildi.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***