22 yaşındaki Adar Abluk, Ege Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencisi. Iğdır’da yaşarken kazanmak için hayalini kurduğu okulunu, şimdi geçim sıkıntısı nedeniyle arka plana atmış durumda. Derslerinden geri kaldığı için okulunu bitiremiyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Abluk, “Geçtiğimiz yıl çalışmak zorunda olduğum için, bazı derslerimi bırakmak zorunda kaldım. İnşaatta çalıştığım vakitleri hatırlıyorum. Garsonluk yaptığım zamanlar oldu. Duvar boyadığım zamanlar oldu. Depolarda, büyük kargo şirketlerinde hamallık yaptığımı biliyorum” dedi.
“İki hafta boyunca 3,5 lirayla yaşadığımı hatırlıyorum”
Abluk bazen geçim sıkıntısının ‘ölüm noktası’ diye tanımladığı aşamaya vardığını, “İki hafta boyunca ben 3,5 lirayla yaşadığımı hatırlıyorum. Beslenemiyorsun, ulaşımla bir yere varamıyorsun, sosyal bir yaşantın olmuyor. Arkadaşlarınla konuşamıyorsun, yalnızlaşıyorsun. Tamamen kendi kabuğuna çekiliyorsun” dedi.
Aylık 850 lira KYK öğrenim kredisi alan Abluk masraflarına yetişmek için devamlı iş aradığını kaydederek, “İş bulamadığım vakitlerde mecburen banka kredilerine başvurmak zorunda kalıyorum. 4000 liraya yakın bankalara kredi borcum var. Babam zaten 60 yaşında bir inşaat işçisi. Ancak kendi temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar. O yüzden ölüm noktasına gelmediğim, aç kalmadığım zaman ailemden destek almıyorum” dedi. Abluk, “3 bin lira ev kirası veriyoruz. Üç kişi kalıyoruz, evimiz 3+1. Aşağı yukarı 700-800 liraya yakın her ay sadece fatura veriyoruz. Doğalgazlı evlere kira verecek paramız yok. Geçen kış kafelerde oturup eve de sadece yatmaya geldiğimiz bir durum vardı. Bu kışı da yüksek ihtimalle kafelerde oturarak geçireceğiz” diye konuştu.
Geçim derdinin işyeri, okul ve ev arasında sıkıştırdığı yaşam koşulları Abluk’u yalnızca derslerinden geri bırakmıyor. Kendini sağlıklı ve iyi hissetmediğini de kaydeden Abluk, “Birçok sağlık problemim var. Hem iş hem okuldan kaynaklı fiziksel olarak çok yoruluyorum. Daha gencecik, 22 yaşındayım ve 22 yaşında bir insanın şimdiden diz ağrıları oluyorsa ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Yeterli derecede beslenemediğim için belli rahatsızlıklar da yaşıyorum” dedi.
“Doymak için sürekli ekmek yiyorum”
Abluk en temel ihtiyacı olan karnını doyurmayı da en ucuz şekilde karşılamaya çalışıyor. Öğlen yemeklerini okul yemekhanesinde öğün başına 6,5 liraya yerken, akşamları da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ücretsiz olarak dağıttığı yemekten yiyor.
Hem nitelikli beslenmediğini hem de karnını doyuramadığını söyleyen Abluk, “Sabahları stajdan çıkar çıkmaz okul yemekhanesine yetişmeye çalışıyorum. Okul yemekhanesinde sıra bekliyoruz. Derslere girdikten sonra tekrardan koşar adımlarla Büyükşehir Belediyesi’nin dağıttığı yemek sırasına giriyorum. Geçtiğimiz yıl okul yemekhanesi 3,5 liraydı. Bu yıl dönem başlamadan 6,5 liraya yükseltildi. Bulgur pilavı, mercimek çorbası ve ekmek arasında dönen bir döngü. Doymak için sürekli ekmek yiyorum. Hayatı olduğunca en minimal şekilde yaşıyorum. Yani dışarıda suya para vermek istemiyorum, veremiyorum. Okuldaki kantinde bir su 5 lira. Evden ya da ücretsiz sebillerden şişeme dolduruyorum. Yaz aylarında bile dışarıdan su aldığımı bilmem” ifadelerini kullandı.
Abluk okul masraflarını karşılamakta zorlandığına da değinerek, “Minik bir tüp boya, en aşağısı 100 liradan başlıyor. Bir tüp boya, zaten iki tuval yaptığım zaman, her renkten bir tüp gidiyor. Bu ihtiyacımı okul da karşılamıyor, benim karşılamamı bekliyorlar. O yüzden benim için çok masraflı oluyor. Ben daha birinci sınıfta aldığım tuvalin üzerine resim yapıyorum, hoca not veriyor, tekrar üstünü boyayla kapatıp, tekrar üzerine resim yapıyorum” dedi.
Geçimsizler Hareketi
Geçim derdi çeken tek öğrenci o değil. Yüksek kiralara, yurt ve yemekhane koşullarına, ulaşım zamlarına, faturalara, eğitim giderlerine karşı çıkan üniversiteliler, “Geçimsizler” adı altında sosyal medya üzerinden birleşti. Kurdukları oluşumu “geçinemeyen öğrencilerin dayanışma ve mücadele ağı” olarak tarif eden öğrenciler aralarında dayanışmada bulunuyor. Ev eşyalarını, ödenemeyen faturaları, hatta barınamayan öğrencilerle evlerini paylaşıyor, kampanyalar başlatıyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi, Geçimsizler Ağı’ndan Rozana Urkun, “Hepimizin birbirimizle sosyalleşirken, konuşurken artık konuştuğumuz tek konu bunlar haline geldi, KYK yurtlarında odalarımıza ekstra ranzalar eklenerek, dolaplarımız, çalışma masalarımız çıkarılarak 8 kişilik olmaya başladı. Kitap okumak, ders çalışmak, kişisel alanımızın olmaması, bunlar için yurtlarda artık alanlarımız yok. Sabit mönüye geçilen bir durum var yurt yemekhanelerinde. Yemeğin içinden garip nesnelerin çıktığı, kurtların olduğu, son kullanma tarihinin geçtiği yemekler var. Birçok şehirde varız ve sosyal medyadan bir duyuru ağımız var. Bunları hem duyuruyoruz hem de hangi kampanyaları yapmamız gerektiğini tartışıyoruz” dedi.
“Üniversiteden mezun olur olmaz hayata 2-0 geriden başlamış olacağım”
Geçimsizler, bu yıl 106 bin öğrencinin üniversiteyi kazanmasına rağmen kayıt yaptırmamasını da artan geçim sıkıntısına bağlıyor. Pek çok öğrencinin bu yüzden okulu bıraktığını söylüyorlar. Adar Abluk da “35 kişiyle başladığım sınıf şu an 20 kişi. Birçok arkadaşım şu an okulu bıraktı, belli işlerde çalışıyor” ifadesini kullandı. Abluk, işlerde çalışmaktan fırsat bulup üniversiteyi bir gün bitirse bile geçim derdinin biteceğine inanmıyor: “Şu an KYK kredisi alıyorum. Üniversiteden mezun olur olmaz hayata 2-0 geriden başlamış olacağım. Ben bu borcu nasıl vereceğim? Gerçekten geleceğimi artık düşünmediğim, sadece günümü düşündüğüm bir sürecin içindeyim. Benim artık bir umudum yok.”