Taner Aday
BERLİN- Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu’nun 2009 yılında başlattığı Dersim Tertelesi* sözlü tarih çalışmasının belgeleri, 17 Kasım’da Berlin’de düzenlenen toplantıyla katliam ve soykırımlarla ilgili arşiv çalışması yapan USC Shoah Vakfı’na teslim edildi. Toplantıya, Cem Özdemir, SPD Milletvekili Sevim Aydın, Sol Parti’den Hakan Taş ile Berlin Kreuzberg Belediye Başkanı Clara Hermann da katıldı.
Söz konusu sözlü tarih çalışması, Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu ile Clark Üniversitesi’nin ortak çalışmasıyla oluşturuldu ve 1937-38 katliamlarından kurtulan ve sekiz ayrı ülkede yaşayan insanlarla 360 görüşme yapıldı.
AÇILIŞ KONUŞMASINI CEM ÖZDEMİR YAPTI: BÖYLESİ BİR SUÇLA YÜZLEŞMEK KOLAY DEĞİL
Toplantının açılış konuşmasını Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir yaptı. Bu projede emeği geçen herkese teşekkür eden Özdemir, “Böylesi bir suçla yüzleşmek kolay değil. 15 yıl çalışıp, hem Türkiye’de; hem de diasporada 360 video kaydı yaptınız. Bunu canı gönülden takdir ediyorum” dedi.“ Çalışmalara önemli katkısı olan Hasan Saltık’a teşekkür eden Özdemir, “Dersim Tersele kitabı için 10 yılını araştırarak, arşivleri değerlendirerek, fotoğraf toplayarak, görgü tanıklarının anlattıklarını okuyarak geçirdi.” diye konuştu.
Özdemir konuşmasına şöyle devam etti: “2005 yılında bizzat Dersim’de idim. Bu bölgenin etkileyici zenginliğini gördüm. Munzur, Fırat, Kızılırmak, gibi dağlar ve nehirler; Kurmançi, Zaza, Türkçe, Ermenice gibi diller, Alevi, Sünni, Hıristiyanlık gibi din ve inançlar. Ama Dersim’in bu zenginliği kadar, acıların ve devlet zulmünün tarihi de bir o kadar uzundur. Açık ve demokratik bir toplum için, pogromların, katliamların ve soykırımların olmadığı bir gelecek için mücadele ediyorsak, enerjik bir sivil topluma ihtiyacımız var. Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu ile USC Shoah Vakfı bunun mükemmel örnekleridir.”
KARABULUT: DEMOKRASİ AÇISINDAN DÖNÜM NOKTASI
Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu 2.Başkanı Kemal Karabulut ise konuşmasında Dersim Katliamını yaşayanların çocuklarının yıllarca kahredici bir sessizlikle büyüdüğünü dile getirdi. “Yaşanan tarifsiz acılara rağmen, kan ve intikam peşinde olmayacağız. Dersimlilerin istemleri alçak gönüllü, akılcı ve karşılanması kolay istemlerdir” diyen Karabulut şunları söyledi: “Dersim Tertelesi’ni, belli bir politik ideolojinin bakış açısı ile değerlendirmek gibi kolaycı bir yaklaşımla ele almak yerine, olayları gerçekçi bir açıdan ele almak, buna göre değerlendirmek, tarihe karşı sorumluluk duymakla ilgilidir. Bu sözlü tarih görüşmeleri tutanaklarının, dünyanın en büyük görsel arşivi olan SHOAH VAKFI’na teslim töreni, Türkiye demokrasi tarihi açısından bir dönüm noktası olarak da görülebilir.”
BU AŞAMAYA NASIL GELİNDİ?
Dersim Tertelesi Sözlü Tarih Projesi sözcüleri Dicle Akar ile Hasan Dursun da, 1938 katliamından 72 iki yıl sonra katliam kurbanlarının çocukları, torunları olarak, başlattıkları çalışma için 8 ayrı ülkede yaşamakta olan 350 mağdur ile 700 saate varan kayıt yapıldığını belirttiler. Akar ve Dursun, projeye
birçok gönüllünün yanı sıra, Prof. Dr. Taner Akçam, Prof. Deborah Dwork, Prof. Martin van Bruinessen, Prof. Hans Lukas Kieser ile Karen Jungblut’tan oluşan Akademik Danışma Kurulun destek verdiğini açıkladılar.
SHOAH VAKFI, KATLİAM VE SOYKIRIM BELGELERİNİ TOPLUYOR
Toplantıya katılan USC Shoah Vakfı Müdür yardımcısı Dr. Kori Street ise konuşmasına “Bu gün burada, USC Shoah Vakfı ile Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu arasındaki ortaklığı kamuoyuna duyurmaktan onur ve mutluluk duyuyorum” diye başladı.
Vakfın, “Şindler’in listesi” filminin yapılmasından sonra 1994 yılında kurulduğunu dile getiren Dr. K. Street, Vakfın, soykırımdan kurtulanlar ile tanıkların anlatımlarını kayıt altın almak, onları sonsuza kadar saklamak, bu anıları, eğitim ile araştırma yoluyla yaşatmak için kurulduğunu söyledi.
Dersim Federasyonu’un USC Schoah Vakfı’na sağladığı söyleşileri almaktan onur duyduğunu söyleyen Dr. Street, “ Bu etkileyici tanıklıkları, görsel tarih arşivimizdeki 55.000 diğer tanık söyleşileri ile birlikte korunacak, dijitalleştirilecek, indekslenecek, böylece dünya çapında erişilebilir hale getirilecektir “ dedi.
TERTELE NEDİR?
Dersimliler doğal afet olan depremi “zelzele” olarak tanımladıkları gibi yaşadıkları 1937/38 kırımını, yani toplumsal felaketi de “tertele” olarak tanımlarlar.
Tertele uzun süre kırım/katliam olarak tanımlanırken başta FDG (Avrupa Dersim Federasyonu) olmak üzere Dersim kurumları bu tanımlamayı soykırımla içeriklendirip “Tertele” olarak kavramsallaştırdılar. (DIŞ HABERLER)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***