İSTANBUL– Kürt Kadın Gazetecileri Günü’nde özgür basın geleneğinin öncülerinden Gurbetelli Ersöz ve Nagihan Akarsel için anma gecesi düzenleyen MKGP, Ersöz ve Akarsel şahsında hakikat mücadelesini sürdüreceklerini belirtti.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Kürt Kadın Gazeteciler Günü’ne ilişkin Mezopotamya Kültür Merkezi’nde (MKM) anma etkinliği düzenledi. Etkinlikte, Özgür Gündem Gazetesi’nin ilk kadın Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Gurbetelli Ersöz’ün ve Süleymaniye’de katledilen Jineoloji Akademisi üyesi ve Jineoloji Dergisi editörü akademisyen Nagihan Akarsel’in resimlerinin üzerinde bulunduğu, “Gurbetelli’den Nagihan’a hakikat arayışlarının kalemi yerde kalmayacak” pankartı asıldı. Etkinliğe Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Kadın Meclisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Jineoloji Atölyeleri Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri ve Kadınların Kurtuluşu üyelerinin yanı sıra çok sayıda kadın gazeteci katıldı.
Ersöz ve Akarsel’in fotoğraflarının yer aldığı masada mumların yakıldığı ve karanfillerin bırakıldığı anma, saygı duruşu ile başladı.
‘HEM ANMA HEM BİR DİRENİŞ GÜNÜ’
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan gazeteci Hicran Urun, Gurbetelli Ersöz şahsında hakikat yolunda yaşamını yitiren arkadaşlarını anmak için bir araya geldiklerini söyledi. Urun, “Gurbetelli Ersöz’ün şehadetinin yıl dönümü. Kürt halkının olduğu gibi gazetecilerinde her gününün bir arkadaşı anma günü düşüyor. İki gün önce de Nagihan arkadaşımızı kaybettik. O da Gurbetelli gibi kadın özgürlüğüne ve basınına çokça emeği olan bir arkadaştı. Tarihimize bir katliam düşüyor ama biz acımızı öfkemizi örgütleyebilen ve direnişe dönüştürebilen gazetecileriz. Bu anlamıyla bizim için 7 Ekim hem bir anma hem de bir direniş günü” dedi.
Gurbetelli Ersöz’ün çeyrek asır önce bir ilki başardığını ve tarihe geçtiğini hatırlatan Urun, “New york Times Gazetesi 2015 yılında bir asrını doldurduğu zaman tarihte ilk defa bir kadın gazetecisini görevlendirdi. Avrupa’nın yaptığı şeyi Kürtler çeyrek asır önce yaptı. Kürt hareketindeki kadın öncülüğü bugün tüm dünya da ‘jin jiyan azadi’ diye inliyor. Yolumuza ışık tutan tüm arkadaşlarımızı saygı ve sevgiyle anıyorum” diye belirtti.
‘MÜCADELE ZİRVELEŞTİRİLECEK’
Daha sonra söz alan Jineoloji Atölyesi’nden Derya Aslan, çok anlam yüklü bir günde yan yana geldiklerini belirtti. Aslan, “Söz kurulamayan zaman dilimleri vardır biz de tam böyle bir zamandan geçiyoruz. Kürt kadın mücadele alanlarından da mücadelemizi zirveleştirdiğimiz bir zamanın eşiğindeyiz. Kadınlar olarak bizler çok uzun yıllardır hep vurulan tarafta duruyoruz. Egemen erkek zihniyetleri kendi sistemini inşa ettiğinden beri vurula vurula geliyoruz bu yüz yıla. Bu anlamıyla Tiyamat’lardan gücümüzü alıyoruz. Tiyamat’lar kalbinden zihninden ve üretkenliğinden vurulur. Biz de Tiyamat’lardan Clara’lardan Sakine’lerden Gurtbetelli’lerden, Nagihan’lara kadar bir süreci tamamlıyoruz. Hepsi birbirinin ardılı, mücadeleyi birbirine devreden bir tarafta duruyor” dedi.
‘HAKİKAT SUSMAZ KALEM KIRILMAZ’
Hakikat yolundan yapılan yürüyüşün çok anlamlı bir yürüyüş olduğunu söyleyen Aslan, “Nagihan arkadaşın şahadetini de ele aldığımızda, alçakça vuruluşu değerlendirdiğimizde Gurbetelli’lerden aldığı kalemi bize devreden bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. Bugün tüm dünyanın ‘Jin jiyan azadi’ sloganı hakikati yürütecek olan arkadaşlara devredilecek. Bunun sözünü yeniliyoruz. Hakikat susmaz kalem kırılmaz mücadele yerde kalmaz. Kadınların örgütlü gücüyle daha da zirveleşir, bu bizim sözümüz olsun. Ve şehadetleri önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz” ifadelerinin kullandı.
Aslan’ın ardından gazeteci Rukiye Adıgüzel, Akarsel’in kaleme aldığı “Duyabilmek kadınların gelişini” adlı yazıyı okudu.
‘KALEMLERİNİ YERDE BIRAKMAYACAĞIZ’
MKGP adına konuşan gazeteci Diren Yurtsever de, bugünün kendileri için çok anlamlı bir gün olduğunun altını çizerek, “Her yıl bugünü anma ve direniş günü olarak karşılıyoruz. Yaptığımız ve takip ettiğimiz her haberden, bir mücadele alanı olan basın çalışmalarımızdan dolayı sayısız kez baskıyla karşılıyoruz. Özgür basın tarihinde birçok arkadaşımız tutuklandı, katledildi, hala da bu baskılar devam ediyor. Bizler nasıl mı bu sürecin üstesinden geliyoruz? Gurbetelli arkadaşın yolundan devam ederek ilerliyoruz. Yıllardır gerçekler karanlıkta kalmayacak mottosuyla devam ettik” dedi.
Arkadaşlarının kaleminin yerde kalmayacağını ve onların mücadelesini sürdürmekte kararlı olduklarını vurgulayan Yurtsever, “Onların bize bıraktığı bu mirası çok kararlı bir şekilde sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz. Nagihan da Gurbetelli de ‘Jin Jîyan Azadi’ felsefesiyle bu özgürlük yürüyüşüne girdi ve yürüdü. Bizler de aynı felsefeyle onların açtığı bu yolda ilerleyeceğimizi, kalemlerini yerde bırakmayacağımızı ve bu saldırılara karşı da asla boyun eğmeyeceğimizi söylüyoruz” diye vurguladı.
Yurtsever’in konuşmasının ardından gazeteci Rojin Altay, Gurbetelli Ersöz’ün güncesinde yer alan “Sen” şiirini okudu.
‘YAZDIKLARIMIZ BEDENLERDE VE RUHLARDA YEŞERİYOR’
TJA aktivisti Helin Keskin, Gurgetelli Ersöz’ün ve Nagihan Akarsel’in bütün yaşamlarını mücadele içinde geçirdiklerini belirtti. Her zaman bir kirli olan bu sistemin için direnişlerini büyüttüklerini de vurgulayan Keskin, “Arkadaşlarımız her zaman bu sisteme karşı durmuşlardı. Her zamanda direnişlerini büyüterek yollarından yürümüşlerdir. Bundan dolayı kirli ellerle ve zihniyetler tarafından katledildiler. Biz, genç kadınlar ve Kadın Özgürlük Hareketi olarak, ne kadar bize, bedenimize ve yazdıklarımızı saldırsanız da biz daha çok güçleniyoruz. Yazdıklarımız ve ruhumuz bedenlerde yeşeriyor ve daha çok büyüyor. Biz, Gurbetelli Ersöz’ün ve Nagihan Akarsel’in mücadelesine sahip çıkacağız. Sesimiz sömürgecilere karşı daha yükselsin. Sesimiz, ruhumuz ve direnişimiz bizi esaret altında tutmaya çalışanlara karşı özgürlüğün sesi olarak dağılsın” diye konuştu.
Anma etkinliğine gelenler Gurbetelli Ersöz ve Nagihan Akarsel için bulunan anı defterine duygu ve düşüncelerini yazdı.
Anma etkinliği MKM sanatçılarının seslendirdiği müzik dinletisi ile sona erdi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***