VOA TÜRKÇE ÖZEL- Türkiye’nin ifade özgürlüğüne aykırı şekilde kadın hakları gibi pek çok başlıktaki eylemlere, etkinliklere yönelik polis müdahalesi karnesine İstanbul Kadıköy’deki 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliği de eklendi.
Türkiye’nin ifade özgürlüğüne aykırı şekilde kadın haklarıyla ilgili eylemlere ve etkinliklere yönelik polis müdahalesi karnesine, İstanbul Kadıköy’deki 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliği de eklendi.
İstanbul Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü basın açıklaması sırasında polis, en az 50 kişiyi gözaltına aldı. Eminönü İskelesi’nden Kadıköy’e yürümek isteyen gruba izin vermeyen polis, yürüyüşte diretmesi üzerine grubun etrafını sardı. Ardından aralarında Barış Anneleri’nden katılımcıların da olduğu gruptakiler tek tek gözaltı otobüslerine sokuldu.
Gözaltı haberi Kadıköy İskele Meydanı’nda duyulunca yaklaşık 200 kişi gözaltındakilere destek vermek için Eminönü’ne doğru yürüdü. Polis bu grubun da önünü kesti. Biri kadın iki kişiyi gözaltına alan polis, biber gazı sıkarak grubun ilerleyişini durdurdu. Polisin müdahalesi sonrası grup, miting alanına geri döndü. Olay yerinde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi’nden Dilek Demir, polisin en az 15 kişiyi gözaltına aldığını ve biber gazı kullandığını söyledi.
HDP İstanbul İl Başkanlığı da, “Barıştan korkuyorlar çünkü savaştan besleniyorlar! 1 Eylül Dünya Barış Günü için Kadıköy’de yapılacak olan açıklamaya katılmak isteyen Eşbaşkanımız İlknur Birol, MYK üyemiz Elif Bulut, Kadın Meclisi üyelerimiz ve Barış Anneleri darp edilerek gözaltına alındı” açıklaması yaptı. Ayrıca saat 22.00 itibariyle İstanbul’da en az 61 kişinin gözaltında olduğu bilgisi paylaşıldı.
Kadın hak örgütleri de, kadın katılımcılara ve Barış Anneleri’ne yönelik gözaltı işlemi uygulanmasına tepki gösterdi. Kadın Zamanı Derneği’nden “1 Eylül Dünya Barış Günü’nde barış talebiyle biraraya gelen, aralarında dernek başkanımız Dilek Başalan’ın da olduğu kadınlar gözaltına alındı. Her gün katledilen kadınlar, hukuksuzluk, ülkenin savaşa sürüklenmesine karşı duracağız! Arkadaşlarımızı serbest bırakın” açıklaması yapıldı.
“Bir barış hareketi yaratılması yaşamsal görevdir”
Başkent Ankara’da ise “Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu” adı altında buluşan meslek örgütleri, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Anıtpark’ta miting düzenledi.
Mitinge, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye İşçi Partisi (TİP),Tüm Emekliler Sendikası, Kürdistan Komünist Partisi, Ankara 78’liler Girişimi, Alınteri, Emek Partisi (EMEP) Devrimci 78’liler Federasyonu, Demokratik Aleviler Derneği (DAD) Ankara Tabip Odası (ATO), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP), İnsan Hakları Derneği (İHD), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi katıldı.
Katılımcılar adına yapılan ortak açıklamada, AKP iktidarı Suriye, Irak başta olmak üzere savaş politikaları yürütmekle suçlanarak, “Barış iş, ekmek, insanca yaşam isteyen emekçilerin, eşitlik ve özgürlük isteyen halkların, Aleviler ve diğer inanç topluluklarının ortak talebidir. Savaşlar ise halklar için yıkım, ölüm, soykırım emekçiler için yoksulluk, işsizlik, gençlerin yok edilen yaşamları ve karartılan gelecekleridir. Bir ‘Barış Hareketi’nin yaratılması demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist tüm güçlerin acil ve yaşamsal görevidir. Yoksulluk ve sefalete karşı mücadele, halkların eşitlik ve özgürlüğü, Kürt meselesinin demokratik ve siyasi çözümü, gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi, erkek şiddeti de dahil şiddet kültürünün geriletilmesi için barış gereklidir” denildi.
İzmir’de emperyalist savaşlara tepki gösterildi
İzmir’deyse Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu, Konak Cumhuriyet Meydanı’nda miting düzenledi. Mitinge, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İzmir Tabip Odası ve çok sayıda sol parti ile sivil toplum kuruluşu destek verdi. Eylemde sık sık “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Biji aşiti” (Yaşasın barış), “Jin, jiyan, azadi” (Kadın, yaşam, özgürlük) sloganları atıldı.
“Savaşa, yoksulluğa, yolsuzluğa, kadın ve doğa katliamına karşı barışı savunuyoruz!” başlıklı ortak basın açıklamasını KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nursel Yücesoy okudu. İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı gün olan 1 Eylül’ün Dünya Barış Günü olarak kabul edildiğini anımsatan Yücesoy, “Aradan tam 83 yıl geçti. 83 yıl önce savaş Polonya’dan başlayarak bütün dünyaya yayıldı ve milyonlarca insanın ölümüne neden oldu. Bugün de Rusya-Ukrayna Savaşı, Suriye’deki vekalet savaşları ve Türkiye’de yıllardır var olan çatışmalar başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde irili ufaklı savaş ve çatışmalar devam ediyor. Adeta adı konmamış bir 3’üncü Dünya Savaşı yaşanıyor. Emperyalistler arası paylaşım savaşları nedeniyle insanlık ve doğa bir kez daha büyük bir kırımla karşı karşıya. Bölgemizde Suriye iç savaşı yıllardır devam ediyor. Bunun yanında Ortadoğu’da onlarca yıldır devam eden Kürt ve Filistin sorunları, emperyalistler ve iktidarlar tarafından oyalama ve çözümsüzlük politikaları ile çatışmalar derinleştirilmiş durumda. Çünkü ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların birarada yaşama iradesini iktidarları için en büyük tehdit olarak görmekte. Türkiye halkları eşit yurttaşlık temelinde yaşamak için iradelerini ortaya koyarken buna rağmen muktedirler kendi iktidarlarını korumak için milyonlarca doları silahlanmaya ayırarak halkları sefalet içinde yaşamaya mahkum etmekte. Barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın ardından miting, Cevdet Bağca’nın verdiği konserle ve çekilen halaylarla sona erdi.
Diyarbakır’da 468 kurumdan ‘Kürt sorununu çözün’ çağrısı
Diyarbakır’da ise 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle Doğu ve Güneydoğu’daki 23 ilden 468 sendika, dernek ve meslek örgütü temsilcisi tarafından imzalanan ortak açıklamayla Kürt sorununa çözüm çağrısı yapıldı.
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’in okuduğu açıklamada, Kürt sorunu çözülemediği için şiddetin son bulmadığına dikkat çekildi. Kürt sorununun çözümü için herkesin sorumluluk alması gerektiği ifade edilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Kürt meselesi bağlamındaki sorunların çözümünü, salt bireysel hak ve özgürlüklerin tanınması biçiminde yorumlayan; meseleyi, kolektif sosyal ve siyasal haklar içinde tanımlamaktan kaçınan anlayışın değişmesi gerektiği gibi devam eden silahlı çatışma halinin uzun bir sürede nihai olarak sonuca bağlanmadığı ve bu haliyle bağlanamayacağının da anlaşılması gerekmektedir. Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik bir zeminde çözüleceği gerçekliğiyle; çatışmasızlık ortamının sağlanması için tüm aktörleri, toplumsal ve siyasi dinamikleri üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz.”
Gaziantep’ten “Türkiye’nin ihtiyacı barıştır” mesajı
Gaziantep Kırkayak Parkı’nda geniş güvenlik önlemleri altında biraraya gelen siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşu üyeleri de halaylar eşliğinde Dünya Barış Günü’nü kutladı.
Etkinlik alanında VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan HDP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Mahmut Toğrul, Türkiye’nin refahı ve kurtuluşu için tek yolun barış olduğuna vurgu yaparak, “Ülkemiz barıştan çok uzak gibi görünüyor ancak Türkiye’nin asıl ihtiyacı barıştır ve bunu herkes de biliyor. Türkiye’de AKP-MHP faşizmi toplumu kutuplaştırarak ancak bekasını sürdürebileceğine inanıyor. Bizim çağrımız böylesi önemli bir zamanda Türkiye’nin aş için, ekmek, için, kardeşlik için birarada yaşam için tek yolu barıştır. Çünkü biz biliyoruz ki barış kazandırır, savaş kaybettirir” dedi. Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi Üyesi Avukat Ahmet Ergin Sözen de, barış mücadelesine toplumun her kesiminin destek vermesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’de şu anda barıştan söz etmek mümkün değil çünkü ekonomik anlamda bir barış yok, fiziki anlamda bir barış yok. Şu anda gerçekten bir savaş alanındayız. Ortadoğu’daki savaş var ve biz de fiilen bu savaşın içerisindeyiz. Bu durumun son bulması top yekün bir kurtuluş mücadelesi ile olur. Her yönüyle halkın, emekçilerin el ele vermesiyle mümkün olur. Bugün burada bulunmamız aslında bu mücadeleden vazgeçmediğimizi, ayakta tuttuğumuzu gösteren bir direncin dışa vurumudur. Biz bu mücadeleyi hep birlikte sürdüreceğiz” diye konuştu.
HDP’den 1 Eylül mitinginde seçim mesajları
HDP, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle ayrıca Van ve Şırnak’ta miting düzenledi.
Van’da Musa Anter Parkı’ndaki mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, hükümetin gelecek seçimlerde kaybedeceğini anladığı için savaş politikası yürüttüğünü savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘aynı gemideyiz’ sözlerini eleştiren Buldan, “Son günlerde kaybettiklerini bildikleri ve gördükleri için, Türkiye halklarının oylarını alabilmek için, Kürtler’in oylarını alabilmek için yeni yeni sözler icat etmeye başladılar. Cumhurbaşkanı “aynı gemideyiz” diye bir laf söyledi. Buradan Cumhurbaşkanı’na söylemek isterim; biz sizin bulunduğunuz gemide değiliz, olamayız da” dedi. Seçim ittifaklarına da değinen Buldan, “Emek ve Özgürlük İttifakı bir tarafta, Kürtler’in ittifakı diğer bir tarafta. Seçimlere iki ittifakla, yani hem Türkiye soluyla hem de Kürtler’in ittifakıyla birlikte omuz omuza, yan yana gireceğiz. AKP’ye artık güle güle demenin zamanı geldi de geçiyor. Sizlere söz veriyoruz: HDP bu ülkedeki halkların sesi olacak. HDP Türkiye halklarının sözü olacak” diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da, Şırnak’ın Silopi İlçesinde düzenlenen mitinge katıldı. Burada bir konuşma yapan Sancar, iktidarın durdurulması için, savaş politikalarına karşı çıkılması gerektiğini ifade etti. Sancar, demokratik ittifak çağrısı yaparak, “Eğer gerçekten bu iktidarı değiştirmek istiyorsak, onun dayandığı temel sütunu ortadan kaldırmalıyız. Yani savaş politikalarına karşı ortak mücadele yürütmeliyiz. Barış için büyük demokratik ittifak kurabilmeliyiz. Çözümü ve barışın önündeki engellere karşı samimi ve dürüst bir mücadele yürütmeliyiz” ifadesini kullandı.