Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi Keyfi Tutuklama Çalışma Grubu’nun 7 Haziran 2022 tarihinde Türkiye’deki güncel yargılamalarla ilgili önemli bir karara imza attığı ortaya çıktı. Malezya’dan kaçırılarak Türkiye’ye getirilen Alettin Duman ve Tamer Tıbık’ın başvurusu üzerine verilen kararda çok önemli tespit ve değerlendirmelerde bulunuluyor. Buna göre BM’nin kararında, ByLock gibi haberleşme programlarının ya da yasal bir bankaya para yatırma eyleminin yargılama konusu bile yapılamayacağı kaydediliyor.
Gökhan Güneş, “Bu kararları görmezden gelerek yasal faaliyetleri nedeniyle insanları cezalandıranlar; sistematik, yaygın ve örgütlü şekilde işlenen insanlığa karşı suçların failleridir. Bu karar bir kez daha göstermiştir ki, hak mücadelesinden vazgeçilmemeli ve sonuna kadar devam edilmelidir.” diyor.
İŞKENCE BM’NİN KAYITLARINA GİRDİ:
BM Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu (WGAD), Malezya ve Türkiye’nin Alettin Duman ve Tamer Tıbık’a karşı ciddi insan hakları ihlalleri yaptığını tespit etmişti.
İşkence BM kararlarına girdi, Türkiye ‘suçlu’ bulundu; insanlık suçu işleniyor
İnsan hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş’in paylaştığı kararda ayrıca ‘Gülen Hareketi’yle bağlantılı kişilerin inanç ve siyasi görüşleri nedeniyle sistematik işkenceye ve kaçırılmalara maruz kaldıkları hatırlatılıyor. Gökhan Güneş’in konuyla ilgili sıralı paylaşımları şöyle:
2.Öncelikle,Gülen Hareketiyle bağlantılı kişilerin inanç ve siyasi görüşleri nedeniyle sistematik işkence ve kaçırmalara maruz kaldıklarını ifade eden Çalışma Grubu, Bylock ve güncel yargılamalarda kriter kabul edilen hususlarla ilgili önceden yer vermediği hususlara yer vermiştir.
3.Şöyle ki; Çalışma Grubu, Bylock kullanmanın ifade ve düşünce özgürlüğünün barışçıl bir şekilde kullanılması olduğunu ve herhangi bir hak veya özgürlüğün kullanımından ibaret eylemlerin (bu dosyada Bank Asya’daki bankacılık faaliyeti) yargılama konusu olamayacağını belirtmiştir. pic.twitter.com/JbEaHXyzae
— Dr. Gökhan Güneş (@GkhanGnes8) September 5, 2022
3. Şöyle ki; Çalışma Grubu, Bylock kullanmanın ifade ve düşünce özgürlüğünün barışçıl bir şekilde kullanılması olduğunu ve herhangi bir hak veya özgürlüğün kullanımından ibaret eylemlerin (bu dosya da Bank Asya’daki bankacılık faaliyeti) yargılama konusu olamayacağını belirtmiştir.
4. Bylock özellikle vurgulanmakla birlikte; 101. paragrafta, 2. kategoriye giren bir hususun (Ör. Banka) ceza yargılamasına konu edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Zira 2. kategori, bir hakkın kullanımından dolayı kişilerin özgürlüklerinden yoksun bırakılması anlamına gelmektedir.
5. Kararı önemli kılan en önemli husus, Bylock kullanan ve bankacılık faaliyetinde bulunan kişiler hakkında HİÇ BİR YARGILAMA YAPILMAMASI gerektiğine ilişkin tespittir. BM’ye göre hakkında bu iddialar olan kişilere bırakın ceza verilmesini, haklarında yargılama dahi YAPILMAMALIDIR.
6. Çalışma Grubu, güncel dosyalarda kriter kabul edilen hususlarla ilgili “YARGILAMA DAHİ YAPILMAMASI GEREKİR” ifadesine ilk defa bu kararında yer vermiştir. Yani BM, yasal faaliyetlere dayalı yargılamalara açıkça karşı çıkmış ve bu yargılamaların hukuksuzluğunu ortaya koymuştur.
7.Kararla ilgili önemli bir diğer husus; önceki kararlarında Gülen Hareketiyle bağlantılı kişilerin sistematik olarak hedef alındığına dair bir modelin/yöntemin (pattern) ortaya çıkmakta olduğunu tespit eden Çalışma Grubu, ilk kez bu şekilde bir modelin oluştuğunu kayda geçmiştir.
8. Bu karar da, tıpkı diğerleri gibi mevcut yargılamalarda delil kabul edilen hususların temel hak ve hürriyetlerin kullanımından ibaret olduğunu ve hiçbir şekilde cezalandırmaya gerekçe yapılamayacağının teyididir.
SAİM NERGİZ: AKSİ ZATEN MÜMKÜN DEĞİLDİ!
KHK’lı hakim Saim Nergiz ise kararı şöyle değerlendirdi: “Bu kararda “bile” kısmı önemlidir. Esasen komisyon, usul hükümlerini yok saymadığını ifade ediyor. Aksi zaten mümkün değil: Yargılama sonunda adil bir karar verilebilmesinin vazgeçilmez koşulu kurallara uygun bir yargılama yapılmasına bağlıdır. Maddi gerçeği bedeli ne olursa olsun araştırılması ve bu yolda her işlemin, her yolun mubah kabul edilmesi kabul edilemez. Bunun aksini iddia etmek devleti değil kabileyi işaret eder. İşte BM’ bu nedenle “bile” diyor. Usulen elde etseniz “bile” diyor. Oysa ortada usul de yok esas da yok.”
Bu kararda “bile” kısmı önemlidir.
Esasen komisyon, usul hükümlerini yok saymadığını ifade ediyor.
Aksi zaten mümkün değil: Yargılama sonunda adil bir karar verilebilmesinin vazgeçilmez koşulu kurallara uygun bir yargılama yapılmasına bağlıdır. Maddi gerçeği bedeli ne olursa https://t.co/S8aLwvnT0L
— Saim Nergiz (@NergizSaim) September 5, 2022
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***