İSTANBUL- İBB’de iş sözleşmeleri feshedilen işçiler, belediye binası önünde sürdürdükleri oturma eyleminde, haklarını alana kadar geri adım atmayacaklarını dile getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimi tarafından işlerine son verilen işçiler, belediyenin Saraçhane binası önünde 28 Temmuz’da başlattıkları süresiz oturma eylemine devam ediyor. Eyleme, İşçi Partisi (İP) temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi destek verdi. Açıklamanın yapıldığı yere “İşimizi geri istiyoruz haksız işten atılan İBB çalışanları” pankartı asılarak, “İBB suça ortak olma”, “Birleşen işçiler kazanacak”, “Barış Akademisyenleri onurumuzdur”, “Kod 42’yi al başına çal”, “İşimizi geri istiyoruz” dövizleri açıldı.
İŞÇİLER GÜVENCESİZLİK KISKACINDA
Basın açıklamasını işinden ihraç edilen İBB çalışanı Ramazan Oruç okudu. Oruç, İBB Tarafından haksız bir şekilde işten çıkarıldıklarını ve direnişe devam edeceklerini belirtti. İşçiler olarak güvencesizlik kıskacında hayatlarına devam etmek zorunda bırakıldıklarının altını çizen Oruç, “Hepimizin geçindirmekle yükümlü olduğumuz ailelerimiz, gelecek planlarımız, umutlarımız, hayallerimiz var. Kuşatıldığımız koyu karanlığa rağmen yaşam hakkımızı savunmak için seferber ettiğimiz cesaret ve mücadele azmimizle bu karanlığı dağıtacak ve aydınlık geleceği barış içinde hep birlikte inşa edeceğiz” diye konuştu.
YÖNETİCİLERİ UYARIYORUZ
AKP iktidarının uzun yıllar içinde ulusal çapta yerleştirdiği korku ve nefret iklimine dikkati çeken Oruç, buna karşı her zaman bir mücadelenin sürdürüldüğünü kaydetti. Oruç, “2019 yerel seçimleri ile başlayan değişim beklentisinin, 16 milyon İstanbullu için fedakarca çalışan bazı paydaşların gözden çıkarılmasıyla sekteye uğraması tehlikesine dikkati çekiyor, yöneticileri bu konuda uyarıyoruz. Bu nedenle 28 Temmuz’da başlayan ve bugün beşinci gününde buluştuğumuz direnişimizin taleplerini sadece işimizi geri almakla sınırlandırmadık. Bizim için işten çıkarılmayla sonuçlanan bir sapmaya engel olmak, bunun bile önüne geçti” diye konuştu.
İBB ÖZÜR DİLEMELİ
Taleplerini en başında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden özür beklentilerinin olduğunu vurgulayan Oruç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun gerçekleşmesi, ortak geleceğimiz için çizdiğimiz barış, adalet ve huzur içinde yaşama vizyonumuza geri dönüş iradesinin de bir tecellisi olacağını düşünüyoruz. İçinden geçmekte olduğumuz korkunç ekonomik krizin yakıcı etkilerini hepimiz derinden hissediyoruz. Böyle bir zamanda işini kaybetmek yalnızca yoksullaşmak değil, aynı zamanda açlıkla yüzleşmek anlamına geliyor. Bu nedenle direnişimizin ikinci talebini sadece direnişin paydaşlarıyla sınırlı tutmamayı, bunu halihazırda çalışmakta olan ancak her an işini kaybedeceği kaygısıyla yaşamak zorunda kalan siz mesai arkadaşlarımızı da kapsayacak şekilde bir üçüncü taleple destekledik. Buradan da anlaşılacağı üzere, yalnızca bu alanda toplanan birkaç o kişi için değil, işten atılma kaygısı taşıyan tüm İBB çalışanları için de direniyoruz.”
GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ
Toplumsal meselelere duyarlı ve politik duruşunu ifade eden işçilerin sivil ölüme mahkum edildiğini ifade eden Oruç, “Kod 42, 25 ve 2 gibi işçinin somut olarak hiç bir hak alamadığı kodlar ile işinden edilen işçiler olarak biz, İBB yönetiminin bu pervasız tutumunun karşısında mücadelemizi sürdüreceğiz. Direnişe fiilen katılamamış arkadaşlarımız bilsin ki, bu parkta bir direniş var ve onlar da bizimle. Susacağız sandılar ama yanıldılar, yalnız bırakacaklarını düşündüler ama yanıldılar. Bu direniş hepimiz için burada devam edecek, sizler de bizler de yalnız değiliz. Asla geri adım atmayacak ve hakkımız olanı alana kadar alanlardan ayrılmayacağız” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***