ÖZEL HABER | TUNA YILDIZ
Hükümetin ekonomi kurmayları, Türkiye’nin ne kadar büyüdüğünü dosta düşmana ilan etme gayreti içerisinde. Yandaş kanallarda son on 20 yıl içerisinde vatandaşın ev ve araba alarak refahını artırdıklarını anlatıyorlar. Oysa ki ekonomide çarkların uzun zamandan beri dönmediğini, Ankara bürokrasisi ve iş dünyasını yakından takip eden herkes biliyor. Ancak herkes uzun süredir üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Bu isimlerin başında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu geliyordu. TOBB Başkanı geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada kamu bankalarını ve özel bankaları hedef aldı. Kredi faizlerinin yükselmesine tepki gösterdi. Enflasyon resmi rakamlarda bile yüzde 80’le ulaşmışken, kredi faizlerinin yüzde 40-50 oranında artmasını eleştirdi. Türkiye’nin en önemli sivil toplum örgütünün başkanın açıklaması, diğer iş çevrelerinden de destek buldu. Aylardan beri, küçük ve orta ölçekli işletmelerin seslerine kukalarını tıkayan oda başkanları, kendi karlarında azalma olduğunda hemen ses yükseltti. TOBB Başkanı, bünyesinde barındırdığı on binlerce iş adamının yaşadığı sorunları değil, kendi menfaatini yine önceledi. Bu çıkış bile klasik Rıfat Hisarcıklıoğlu’dan beklenen bir adım olarak yorumlandı.
Ekonomi yönetiminde aktif görevde olan bürokrat kaynağın TR724’e aktardığı bilgilere göre işler iyiye gitmiyor. Bankalar artık ne Merkez Bankası’na ne de BDDK’ya güvenmiyor. Merkez Bankası’nın politika faizini sabit tutma ısrarı sebebiyle bankaları vatandaşla karşı karşıya getirdiklerinin farkında olduklarını aktarıyor. Merkez Bankası faizi yüzde 14’te sabit tutmuş olsa bile, bankaların bu oranda vatandaşa para satmasının imkanı bulunmuyor. Bundan dolayı bankalar da reel enflasyon verilerini dikkate alarak faiz oranlarını yüzde 40 ve 50 oranına çıkarmak zorunda kaldı.
Elde edilen verilere göre; bankalara kredi için başvuru yapanların önlerine onlarca prosedür çıkarılıyor. Aslında bankalar para vermek istemiyor. Ancak hükümetin de gazabına uğramak istemiyorlar. Bunun farkında olan TOBB Başkanı da kamu ve özel bankaları bir tepside iktidarın önüne sunuyor.
Şimdi gelelim işin en can alıcı noktasına. Her ne kadar iktidar kanadı, konut alımında bankalara musluğu açın talimatı verse de bankalar tam aksini yapıyor. Musluğu daha sıkı kapatıyor. Çünkü paranın maliyeti artıkça bankalar gerekli kaynağı bulmak için yurtdışından borç aramak zorunda olduğunu biliyor. Bu sebeple özel ve kamu bankları belirledikleri konut kredisinin üzerine asla çıkmıyor. Kaynağın TR7242e aktardığı bilgilere göre; kamu bankaları konut kredilerinde maksimum 150 bin TL’lik bir kredi için kapı aralıyor. Bu rakam özel bankalarda 500 bine kadar yükseliyor. Ancak verilecek kredi için müşterinin önüne yüzde 45’e varan ağır bir reçete konuluyor. Bu aslında ödeme imkanı olmayan vatandaşa açık bir mesaj: “Kredi için kapımızı lütfen çalmayın.”
Türkiye’den kaynak yaşanan sorunların temelini ise şöyle özetliyor: “Bankalar bilinçli olarak örtülü faiz artırımına gitti. Enflasyonun yükselmesini engellemek için de kredileri kıstılar. Kamu bankaları kredi musluklarını tamamen kısarken, özel bankalar da faiz oranlarını artırarak para satmak istemediğini açıkça deklare ediyor. Çünkü hem kamu hem de özel bankalar, bu ekonomik çalkantıda derin bir yara almak istemiyor.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***