“Beyin göçü” diye bir tabir var, bir ülkenin iyi yetişmiş, gelecek vadeden gençlerinin, nitelikli uzmanlarının gelişmiş yabancı ülkelere çalışmak, üretmek için gitmelerinin olumsuzluğunu vurgulamak için kullanılıyor bizim memlekette.
Ve kanımca çok yanlış bir çerçevede de beyin göçü denen bu olay kötü bir süreçmiş gibi tanımlanıyor.
Türkiye’nin iki Nobel ödülü var.
Birincisi Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat ödüllü, bu ödül farklı bir çerçevede ele alınabilir.
İkinci Nobel ödülümüz ise Prof. Aziz Sancar’a verildi, biokimya alanında yaptığı çalışmalar ile (bir İsveçli ve bir Amerikalı bilim adamı ile birlikte).
Sayın Sancar Mardinli bir ailenin çocuğu, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, Mardin’de iki sene doktorluk yapıyor, sonra da Texas Üniversitesine doktora yapmaya gidiyor.
Şimdi zihinsel bir egzersiz yapalım: Sayın Aziz Sancar ABD’ye gitmeyip Mardin’de doktorluk yapmaya devam etse idi ne olurdu?
Sayın Sancar’ın çok özel yetenekli bir kişi olduğuna hiç kuşku yok, Türkiye’de kalsa idi, Mardin’e bir süre hizmet ettikten sonra muhtemelen önemli bir tıp dalında uzmanlık yapar ve genç yaşlarda da yine muhtemelen çok başarılı bir tıp doçenti ve profesörü olurdu.
Peki, Sayın Sancar’ın ülkemizde kalsa idi Nobel alma ihtimali ne kadar olurdu sizce?
Hiç düşünmeyin ve çekinmeden yanıtı verin: Bu ihtimal Aziz Sancar gibi çok özel biri için bile sıfır idi.
Sayın Sancar iyi ki ABD’ye doktora yapmaya gitti, iyi ki bir aşamada Türkiye’ye dönmedi, iyi ki ABD’de bir araştırma laboratuvarının parçası oldu, iyi ki çok nitelikli araştırmacılarla beraber çalıştı ve iyi ki sonuçta da kimya Nobel’i aldı.
Peki Türkiye bu Nobel’i nasıl karşıladı?
Sayın Sancar ülkesine çok düşkün bir bilim insanı.
Türkiye’den bir üniversite acaba kendisine uzmanlık alanından, Nobel’e giden çalışmalarından internet üzerinden bir doktora dersi teklifi etti mi?
Boğaziçi, ODTÜ, Sabancı gibi üniversiteler de götürmediler mi bu teklifi?
Sanki böyle bir teklif alsa, Sayın Sancar hayır demezdi gibime geliyor.
Ha, bir de YÖK’ün “yaş haddi” sınırını koyma ihtimali var, Einstein haklıdır, uzayın bir sınırı olabilir ama aptallığın?
xxx
Türkiye üstelik bu ortamda beyin göçünü mutlaka desteklemelidir bence.
Bu gençler bizdeki bu üniversitelerde okusalar ne olur, okumasalar ne olur.
Nitelikli öğretim sunan ülkelere gidip gençler geleceklerini garanti altına almalı.
Daha üst nitelikli gençler ülkeye dönseler de dönmeseler de burada kalmaya oranla ülkelerine çok daha faydalı olacaklardır, buna zerre kuşkum yok.
Yöneticilerin, beyin göçünden şikayet edenlerin yapması gereken iki temel iş var.
Birincisi, liseleri ve üniversiteleri, özellikle de sıfır değil, negatif düzeydeki lisansüstü programları düzeltmek, dünya ülkeleriyle yarışabilir hale getirecek önlemleri almak ya da en azından öneriler getirmek.
Bunu yapan var mı, ben göremiyorum.
İkincisi ise gençleri kendi ülkelerinin geleceklerine daha inançlı kılmak.
Bu ise tam bir başarısızlık.
Liseler ve yükseköğretim yerlerde sürünüyor, bu bir iddia değil, LGS ve YKS doğru yanıt oranlarına bakın, manzara ortada.
Türkiye’de aslında MEB diye bir bakanlık, YÖK diye de bir üst kuruluş yok.
Bu çok sert gibi duran değerlendirmem çok gerçekçidir.
MEB’in sorumlu olduğu gençler YKS’de kırk matematik sorusundan ortalama yedi doğru yanıt verebiliyorlar ise MEB diye bir bakanlık yok demektir.
Ülke ise büyük bir hızla ekonomik iflasa gidiyor, demokratik laik hukuk devletinden de büyük bir süratle uzaklaşıyor.
Bu işlerin sorumluları da gençlerin yurtdışına gitmeleri karşısında tepki veriyorlar utanmadan.
Beyin göçü çok dinamik bir süreçtir, ülkenin daha nitelikli yurttaşlarının dünya ile daha sıkı ilişkiler kurmaları hatta bütünleşmeleri çıkış ülkesi için daima iyi sonuçlar vermiştir.
Beyin göçü mutlaka desteklenmelidir, Manhattan’ın göbeğinde sorumsuzca yurt (!!!) inşa edileceğine bu paralar başarılı gençlere ABD’de iyi üniversitelerde okumaları için burs olarak verilmelidir.
İyi ABD üniversitelerinde doktora yapan gençler Türkiye’ye dönseler de dönmeseler de Türkiye için büyük kazançtır yani burslar asla bir mecburi hizmet karşılığı verilmemelidir.
Beyin göçüne karşı vatandaşlardan kaçı acaba çocuklarının “15 Temmuz gecesi kahramanlar binaların üzerine çıkarak jetlere kafa attılar” diyen profesörlerin öğretimine maruz kalmalarına razı olacaklardır?
Razılarsa zaten yapacak pek bir şey de yok demektir.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***