YORUM | EKREM DUMANLI
Kara para aklama ve dolandırıcılık suçlamaları nedeniyle bir süredir Avusturya’da tutuklu olan Sezgin Baran Korkmaz (SBK) Amerika’ya teslim edildi. Hem de 15 Temmuz günü.
Aylar önce Avusturya’da tutuklanan ve pek çok kirli işlerle adı anılan Korkmaz’ın Türkiye’ye de iade edilme ihtimali de vardı. Ancak Avusturya yargısı iki alternatiften birini; yani Amerika’ya iadesini seçti ve artık SBK için yeni bir sayfa açılmış oldu.
Sadece SBK için mi?
Hatırlanacağı üzere Korkmaz, 5 Aralık’ta Türkiye’yi terk etmişti. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker tam bu aşamada bomba bir iddia atmıştı ortaya. Korkmaz’ın ülkeyi terk etmesinden bir gün önce İçişleri Bakanlığına çağırıldığını, Bakan Süleyman Soylu’nun uyarısı üzerine Türkiye’yi terk ettiğini iddia etmişti.
Hemen her suçlu ile fotoğrafı ortaya çıkan Bakan Soylu kendini nasıl savunmuştu? “Amerika’nın oyununu bozduk.”
Son yıllarda Erdoğan ve ekibinin geliştirdiği siyasi jargon bu. Düşünebiliyor musunuz: Kara para aklama, dolandırıcılık, hatta uyuşturucu trafiğinde yer almak gibi şüphelerin odağında olan bir zanlıyı bakanlığa çağırıp “Hemen kaç” diyeceksin çünkü Amerika, Korkmaz’ı senden istemiş olacak. ABD’ye “Hayır vermiyorum bu adamı” demek yerine “kaç” diyerek, süper gücün planını delik deşik etmiş olacaksın!
Bildiğiniz gibi, ABD’nin Utah eyaletinde bulunan Kingston kardeşlerin, Amerikan hazinesini 511 milyon dolar dolandırdıktan sonra bu paranın bir kısmını Türkiye’ye göndererek SBK Holding aracılığıyla aklanmaya çalıştıkları iddia edilmişti. Bu yüzden SBK, 2021 yılında hakkında ABD’de açılan federal davada sanık olmuştu.
Peki bu adamın Türkiye’de işlediği suçlar? Çünkü Türkiye’nin Avusturya makamlarından SBK’nın iadesini talep edebilmesi için işlediği suçları ve yargılandığı takdirde alacağı cezaları belirtmesi gerekiyor. O suçlar olmasa sen zaten iade talebinde bulunamazsın ki! Orada kocaman soru işaretleri var.
ADLİYE SBK’YA ÇALIŞMIŞ!
Önce ABD’nin talebi üzerine 9 Ekim 2020’de Korkmaz’ın mal varlığını dondurma kararı alındı. Ancak bir ‘el’ devreye girdi ve aradan 1 ay geçmeden, 5 Kasım 2020’de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), SBK hakkında “suç işlendiğine dair bulguya rastlanmadığını” rapor etti. Bir gün sonra, yani 6 Kasım’da, SBK’nın mal varlığı üzerindeki el koyma kararı, 11 gün sonra da yurt dışı yasağı kaldırıldı.
Burada bir parantez açıp, SBK’yı kurtaran yargı mensuplarına ne olduğuna bakalım. 5 Ekim’de SBK’nın malvarlıklarına el koyma kararının kaldırılmasını talep eden İstanbul Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz, 16 Ekim’de Adalet Bakan Yardımcılığı’na atanıyor.
(Hasan Yılmaz, benim de aralarında bulunduğum bazı gazetecilere Tahşiye kumpası kurarak iddianame hazırlayan, bir dizi film senaryosu yüzünden, değerli gazeteci arkadaşım Hidayet Karaca’nın 31 yıl hapis cezası almasına neden olan savcıdır.)
İşte bu Hasan Yılmaz, SBK’nın malvarlığının serbest kalması ve banka hesaplarındaki blokenin kaldırılmasını sağladıktan hemen sonra Adalet Bakanlığı’nın en kritik koltuğuna oturtuluyor. Yani Adalet Bakanlığını fiilen yöneten adam haline geliyor.
Peki bu arada Hasan Yılmaz’ın amiri olan İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan’a ne oluyor? Önce 27 Kasım’da Yargıtay Üyesi yapılıyor, Yargıtay’da tek bir dosyanın kapağını açmadan, 23 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi’ne üye yapılıyor. Şimdi Anayasa Mahkemesi Başkanı olacağı günü bekliyor.
Sezgin Baran Korkmaz, sahte işlemler yaparak Amerikan hazinesini dolandıran Kingston kardeşleri Türkiye’ye getirip, yatırımcı diye tanıtan bir üç kâğıtçı. Ve tabii ki bu dolandırıcıları Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya getiren, birlikte fotoğraf veren bir fırsatçı. Erdoğan’a yakın iş adamı olunca kapılar ardına kadar açık.
Anadolu’nun namuslu iş adamlarını hapse attıran, alın teriyle kazandıkları mallarını talan eden Erdoğan, 2013’ten beri yol arkadaşı olarak SBK gibi kişileri seçti. Reza Zarrab da onlardan biriydi. Rüşvet, yolsuzluk, dolandırıcılık gibi suçları işlemiş, 17 Aralık 2013’te yakayı ele verince Erdoğan ve ekibi onu da kurtarmak için İstanbul emniyetini yerle bir etmişti. Reza Zarrab bir gün Miami’de gözaltına alınınca ne var ne yoksa hepsini itiraf etti ve Erdoğan ailesini ifşa etti. Bu itiraflar, yeni belge ve bilgiler eşliğinde, Zarrab’a operasyon yapan polislerin serbest bırakılması gerekirken hala mahpus durumdalar. Neden? Çünkü Zarrab’ın itirafları Erdoğan’ın itibarını yerle bir etti.
SBK 17 ARALIK’TA RADARA TAKILMIŞ
17 Aralık operasyonunu yöneten ve hala hapishanede olan polis şefi Yakup Saygılı gözaltına alınmadan önce yaptığı açıklamada, sadece Zarrab dosyası üzerinde çalışmadıklarını söylemişti. Şimdilerde unutuldu o sözler. Ancak İstanbul Emniyeti’nin takip ettiği büyük dosyalardan biri de Sezgin Baran Korkmaz’ın kirli işlerini mercek altına alıyordu.
Erdoğan ucu kendine dokunan bütün dosyaları hasıraltı ettiği gibi Sezgin Baran Korkmaz’ı da kollamıştı. Kolladı da ne oldu? Çekirge bir sıçradı, iki sıçradı; sonunda Türkiye’yi bir kere daha zora sokacak şekilde uluslararası hukukun ağına takıldı.
SBK, yeni bir Reza Zarrab’tır. Amerikan adli makamlarına bülbül gibi şakıdığında Erdoğan ve avanesinin suç dosyası daha belirgin hale gelecek. Zaten halen New York’ta devam eden Halk Bank davası, işlediği suçlar yüzünden Erdoğan’ın kimyasını bozuyor. SBK’nın ABD’ye getirilmesi, Erdoğan açısından işleri daha da içinden çıkılmaz hale getirecek.
Bu arada SBK’dan milyon dolarlar götüren malum gazeteci ve bürokratlar sus pus olacak. Sonra yine meydana çıkıp “Amerika’nın oyununu bozduk” diyecekler. Merak ediyorum, kim kimin oyunu bozuyor? Defolu devlet yöneticileri başlarına bir şey gelmemesi için hangi tavizleri veriyor, neleri peşkeş çekiyor? Bunu ilerleyen zamanlarda çok net göreceğiz; hiç kuşkunuz olmasın…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***