DERSİM – Dersim’de zorla göç ettirildikten sonra 28 yıldır yerleştikleri sağlık ocağında askerlerce kapıları kırılarak dışarı atılan Bozkurt ailesi, bir aydır çadırda yaşıyor. Aile, doğup büyüdükleri topraklardan ayrılmayacaklarını söyledi.
Dersim’in Roşnek köyüne bağlı Kortik mezrasında 1994’te zorla göç ettirilen Bozkurt ailesi, kaldıkları mezraya beş kilometre uzaklıkta bulunan Bornek köyünde terk edilen Sağlık Ocağı’na yerleşti. Burada yaklaşık 25 yıl boyunca yaşayan Bozkurt ailesi 25 Haziran günü jandarmalar tarafından bir kez daha ikamet ettiği yerden zorla çıkarıldı. Ailenin buradan çıkarılmasına şikayet üzerine, “kamuya ait binada kalmaları” gerekçe gösterildi.
Sağlık ocağından zorla çıkarıldıktan sonra ocağın hemen yanında açtıkları çadırda yaşamaya başlayan Elif ve Mehmet Bozkurt çifti, o günden bu yana yaşadıklarını anlattı.
‘KÖYDEN ZORLA ÇIKARILDIK’
Elif Bozkurt, 1994 yıllında köylerinden zorla çıkartıldıklarını, çıkmayan ailelerin ise katledildiğini söyledi. Elif Bozkurt, “Köyün etrafını sarıp bizlere ‘köyden çıkın’ diye baskı uyguladılar. Roj deresinde iki aileyi yok ettiler. Bizlere de ‘Çıkarsanız çıkın yoksa sizleri de o aile gibi yok edeceğiz’ dediler. Köyümüzün etrafına gece gündüz çadır kurdular. Karakoldan gelerek ‘şikâyet var tüm köyler boşaltılacak’ dediler. Köyde biz 5-6 aile kaldık. Diğer aileler çıktılar. Gece gündüz bize uyguladıkları baskı sonucu artık biz de köyden çıkmak durumundan kaldık” dedi.
‘YILLARDIR KİRASINI ÖDÜYORLAR’
Köylerinden ayrılmak zorunda kaldıktan sonra yakın köy olan Bornek köyünde terk edilmiş halde bulunan sağlık ocağına yerleştiklerini kaydeden Elif Bozkurt, “Biz geldiğimizde sağlık ocağı terk edilmiş şeklindeydi. Çatısı yoktu, bacaları tıkanıktı, elektrikleri kesikti. Sağlık Ocağı’na elektrik ve suyu biz getirdik. Elektrik abonesi halen bizim üzerimize. 10 sene önce bir gecede 2 bin TL para vererek; Sağlık Ocağı’na su getirdik. Evin tüm tadilatlarını yaparak içeriyi döşedik” diye konuştu.
DAHA ÖNCEDE ÇIKARTILMIŞLARDI
Elif Bozkurt, daha önceki senelerde de kaldıkları sağlık ocağında jandarmalarca zorla çıkartıldıklarını belirtti. Elif Bozkurt, o dönemde yaklaşık 7 ay boyunca hemen ocağın yanında briketten yaptıkları ve şu an ahır olarak kullandıkları yerde kalmak zorunda bırakıldıklarını kaydetti. Yedi aydan sonra tekrar sağlık ocağına taşındıklarını aktaran Elif Bozkurt, “Geçtiğimiz 25 Haziran günü bir kez daha jandarma gelerek kaldığımız yeri şikayet olduğu gerekçesi ile boşaltmamızı istedi. Bizim buradaki mağduriyet sebebimiz muhtardır. Muhtar imza atmasaydı, biz bu durumda olmazdık. Biz başka aşiretten olduğumuz için, bizi istemiyorlar” dedi.
‘ASKERİYE EŞYALARIMIZI DIŞARI ATTI’
Elif Bozkurt, en son 25 Haziran günü etraflarının askerlerce sarıldığını ve zorla evlerinden atıldıklarını belirterek, “Askerler geldi, komutan onları konumlandırdı. ‘Sizin tahliyeniz var’ dediler. Bende onlara insan değil misiniz? Diyerek, bizi kaldığımız yerden çıkarmamalarını ya da iki üç gün bize müsaade etmelerini istedim. Ancak oraya gelen askerler, kapımızı kırarak, eşyalarımızı dışarı attılar. Eski zamanlarda yaptıkları baskı ve zulmün aynısını bir kere daha yaptılar” şeklinde konuştu.
‘TOPRAKLARIMIZDA KALMAK İSTİYORUZ’
Yaklaşık 1 aydır çadırda kaldıklarını belirten Elif Bozkurt, “Gelirimiz yok. Bu kaldığımız çadır da, kardeşimin çadırı. O gelip çadırını bizden alırsa, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Nereye gidelim biz” diye sordu. Bir evinin olmasını, ancak imkanlarının olmadığını kaydeden Bozkurt, “Başka yere de gitmek istemiyoruz, köyümüzün merasında kalmak istiyoruz. Kendi topraklarımız da kalmak istiyoruz” diye konuştu.
‘İNSANIN TOPRAĞINDAN İYİSİ OLAMAZ’
Mehmet Bozkurt ise, hayat pahalılığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Biz bu ortamda bir şey yapamayız. Bize yardım etsinler. Kendi tapulu yerimiz, bize yardım ederlerse orada yaparız. Kendi toprağımızdan, köyümüzden kopamayız. Şehirlerde yaşayamayız. Biz çocukluğumuzdan bu yana kendi topraklarımızda yaşamışız. Yerde yatarız yine toprağımızı bırakmayız. Herkes gitti ama biz gitmedik. İnsanın toprağından iyisi olamaz.”
MA / Müjdat Can
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***