YORUM | YÜKSEL DURGUT
Takvim yapraklarında geçmişin izlerini aramaya başladığınızda katliamlara rastlarsanız. Yaşanan katliamlar bir şekilde tarihin seyrini değiştirmiştir. Yakın geçmişte Arap Baharı ile başlayan ayaklanmaların, saltanatları toz duman ettiği gibi, kısa vadede Putin’in katliamlarını da tarihin kanlı sayfalarında göreceksiniz.
Elli yıl önce dün, Associated Press (AP) adına çalışan Güney Vietnamlı bir fotoğrafçı, Indochina’da, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki savaş algısının değişmesine yol açan aşağıdaki fotoğrafı çekmişti.
Fotoğrafın merkezinde yanan elbiselerini yırtmış ve “Nong qua!” (Çok sıcak!) diye çığlık atan bir çocuk var. Caddeden koşarak kaçarken, patlamanın vücudunda açtığı yaraları görülebiliyorsunuz.
ABD, bu olaydan kısa bir süre önce, Saigon’a yakın bir mesafede olan Trang Bang köyündeki bazı Güney Vietnamlı müttefik binalarına hava saldırısı düzenlemişti. Bombardıman uçakları, Amerikan kimyasal savaşının bir parçası ve dünyayı komünizmden koruma misyonu olarak lanse ettikleri napalm bombalarını bırakmıştı.
Fotoğrafçı Nick Ut geçen hafta The Washington Post’a, bombardımandan kaçan çocuğun üzerine fotoğrafını çektikten sonra su döktüğünü, suyun onun acısını daha da şiddetlendirdiğini, ardından görebildiği tüm yaralı çocukları AP minibüsüyle hastaneye götürdüğünü anlattı. Yolculuk boyunca dokuz yaşındaki çocuk “Ölüyorum” diye bağırmaya devam etmiş. Vücudunun yüzde 30’unda üçüncü derece yanıklar oluşmuş ancak hayatta kalmıştı.
Fotoğraftaki kız çocuğu Kim Phuc, kısa süre önce The New York Times’da yayınlanan bir makalede şunları yazdı: “Nick Ut, bu olağanüstü fotoğrafla hayatımı sonsuza dek değiştirdi. Ama aynı zamanda hayatımı da kurtardı. Zaman zaman Nick’ten nefret ettim. O fotoğraftan da nefret ederek büyüdüm.” Kim, şimdi o fotoğrafın bir tarihi simgelemesinden dolayı şükrediyor ve ekliyor: “Bu resim her zaman, tarif edilemez acıların bir hatırlatıcısı olarak hizmet edecektir.”
1980’lerin sonlarından beri Kanada’da yaşayan Kim Phuc, hayatının geri kalanını dünyanın dört bir yanındaki savaş mağduru çocuklara yardım etmek için çabalıyor.
Kim ve Ut, yaşanan korkunç olayın ardından her zaman bir araya geldiler. İkisi de Indochina’da yaşanan olayın yıldönümünde verdikleri röportajlarında, Ukrayna’da yaşanan savaşın acılarını da dile getirdiler ve Teksas Uvalde’deki okulda yaşanan çocuk katliamına özellikle atıfta bulundular. İlginç bir şekilde Teksas Uvalde’de yaşanan vahşet sırasında kullanılan AR-15 silahının, 1968 yılında Vietnam’daki katliamlarda kullanılan silahlarla aynı olduğu yolunda yorumlar yapıldı.
Amerikan PBS kanalında yayınlanan Vietnam Savaşı adlı belgeselde başka bir gerçek daha gün yüzüne çıktı. 16 Mart 1968’de My Lai köyünde Amerikan askerleri tarafından 500’den fazla Vietnamlı sivilin katledilmesi bu belgesel ile farklı bir boyut kazandı. Yayınlanan belgesel, Amerikalı askerlerinin büyük bir yorgunluğa girdiklerini ve bunun neticesinde bu katliamın yaşandığını, sonucunda da 1973 yılında askerlerin ülkeden çekildiğini ortaya koyuyor.
Önceleri hain, 30 yıl sonra ise kahraman ilan edilerek madalya alan ve 2006 yılında hayatını kaybeden pilot Hugh Thompson’ın hikayesi de yer alıyor. Kendi askerlerine karşı kahramanca bir tavır almış ve bir katliamın ortasında birkaç hayat kurtarmayı başarmış Hugh Thompson’ın hayatı da bir müzikal ile ölümsüzleştiriliyor. Brooklyn Müzik Akademisi müzikal bir tiyatro eseri ile “My Lai” adlı oyunu ve Hugh Thompson’ın kahramanlığını sergiliyor. Güney Vietnam’da bir keşif uçuşu görevi için 16 Mart’ta 25 yaşındaki Thomson ve iki arkadaşı, hiçbir düşman kuvvetinin tespit edilmediği bir mezrada katliama tanık oluyorlar. Kadınların ve çocukların katledildiğini görüyorlar. Havadan izledikleri olay sonrası üç kez helikopteri indirerek, saldırıyı durdurmaya çalışıyorlar.
Thompson birkaç hayat kurtarmayı başarıyor. Sadece Vietnamlı oldukları için 500’den fazla çocuk, kadın ve yaşlı katlediliyor. Kurbanların en az 200’ünün 12 yaşın altında olduğu kayıtlara geçiyor. Kahraman Thompson’ın yaşadıklarını My Lai müzikalinde canlandıran Rinde Eckert, “Onlar hayvandı” diyor ve ekliyor: “Hayır! Hayvanlar bunu yapmazlar.”
Amerikan donanmasının fotoğrafçılarından ve Vietnam savaşının en yakın tanıklarından birisi olan Ron Haeberle’nin yayınlanan fotoğraflarını dergilerde muhakkak görmüşsünüzdür. O yayınlanan fotoğraflar beni dehşete düşürmüştü. My Lai’de olanları dünyaya anlatan haberlere imza atan ve 1970 Pulitzer ödülünü alan Gazeteci Seymour Hersh’in bu haberleri olmasaydı birçok gerçek belki de gizlenmiş olacaktı.
Yukarıdaki olay dün takvim yapraklardaki yerini almıştı ve unutulmadı. Tarih asla affetmez. Vladimir Putin’in bir savaş suçlusu olarak yargılanmayacağını kimse garanti edemez. Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllar sonra meclise yeniden sade bir milletvekili olarak döneceği konuşulurken, Tony Blair’in şövalye unvanı alması, George W. Bush’un yaşlı, emekli bir devlet adamı olarak muamele görmesi, Richard Nixon’ın baş danışmanı Henry Kissinger’ın kanlı geçmişi unutarak güncel olayları yorumlarken davet edilmesi de kabul edilemez.
Putin’in ellerindeki kan, onu, çoğu tarihin kanlı sayfalarında toplu katliamların birer faili olanlarla birlikte elbette anacaktır.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***