Deva Partisi lideri Ali Babacan, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nu hedef aldığı açıklamasına sert tepki gösterdi. Babacan, “Burada çok büyük bir edep dışı, ahlak dışı bir vaka ile karşı karşıyayız. ‘Düşmanlığı herkesçe bilinen’ diye başlayan bir resmî açıklama. Tam bir sokak ağzı. Tam bir çete, mafya ağzı… Hedef gösteriyor ve çete mafya ağzı ile konuşuyor.” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, KRT TV’de Savaş Kerimoğlu’nun sorularını cevapladı. Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun bir polis amiri tarafından tehdit edilmesi ve sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında hedef gösterilmesine tepkiliydi.
Ali Babacan, olay sonrası yapılan açıklamaları da eleştirdi:
- Burada çok büyük bir edep dışı, ahlak dışı bir vaka ile karşı karşıyayız. Bir milletvekiline karşı son derece edepsiz, ahlaksız olan ifadelerin bir polis memuru tarafından kullanılması, kabul edilebilir bir şey değil. Yani ülkemiz adına gerçekten utanç verici bir tablo ile karşı karşıyayız.
- Aynı zamanda yapılanlar hukuksuz… Devleti devlet yapan hukuktur. Buradaki sorun şu anda ülkeyi yöneten zihniyetin hukuk dışı bir alanda ülkeyi yönetiyor olması.
- Dün iki tane açıklama yapıldı bu işle ilgili… Biri Göç İdaresi biri de Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) tarafından. Şimdi bu açıklamalara bakın gerçekten devlet kurumlarının ne hale düştüğünü gözler önüne seriyor.
- Devlet kurumu kurum olmaktan çıkmış, başındaki siyasetçilerin kendi, şahsi bakış açılarının kendi şahsi uygulamalarının bir aygıtı bir aracı haline dönmüş. Yoksa bir devlet kurumu şunu diyebilir mi? ‘Düşmanlığı herkesçe bilinen’ diye başlayan bir resmî açıklama. Tam bir sokak ağzı. Tam bir çete, mafya ağzı… Hedef gösteriyor ve çete mafya ağzı ile konuşuyor.
- ‘Düşmanlığı herkesçe bilinen.’ Bir dakika sen devlet kurumusun. Kardeşim düşmanlığını herkes nasıl biliyor. Hani bunun belgesi. Sen belgeyle kayıtla konuşmak zorundasın. Buradan ben acilen Sayın Erdoğan’a çağrı yapıyorum. Derhal bunun gereğini yapsın.
EKONOMİ BÜYÜYOR DA ÇİFTÇİMİZ NİYE TOPRAĞINA GÜBRE KOYAMIYOR?
Ali Babacan’ın gündeminde ekonomi de vardı. Çiftçilerin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu:
- Ekonomi büyüyor da bizim çiftçimiz niye toprağına gübre koyamıyor, niye 30 liraya mazot almak zorunda kalıyor? Ekonomi büyüyor da niye bizim esnafımız dükkanında 10 tane ampul varsa bunların 9 tanesini söndürmek zorunda kalıyor.
- Ekonomi büyüyor da niye bizim gençlerimiz işte bayram tatili geliyor, şöyle okuduğu şehirden ailesinin olduğu şehre otobüsle veya trenle; bırakın artık uçağı, gençler için uçak bir hayal oldu, çok arttı çünkü fiyatlar; bilet parası bulmakta zorlanıyor?
CUMHURİYETİ TARİHİNDE BÖYLESİNE YÜKSEK RİSK PRİMLERİ GÖRMEMİŞTİK
- Türkiye’nin kredi risk primi (CDS), Türkiye’nin iflasına karşı yatırımcıların kendilerini sigorta etme primi… Ne kadar yükselirse Türkiye’nin o kadar tehlikeli o kadar iflas riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteren bir rakam. Geçen hafta 836’yı gördü, bu bir rekor rakam sonra 870’lere kadar çıktı… Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihinde böylesine yüksek risk primleri görmemiştik.
ALTILI MASA KORKULU RÜYASI HÂLİNE GELECEK
- Bu uzlaşı ve mutabakat kültürünü siyasette bunların anlaması mümkün değil. Onun için altılı masa ile yatıp kalkmaya başladılar. Dikkat edin, Sayın Erdoğan; her konuşmasında ‘altılı masa, altılı masa.’ Çünkü zihninde oturtamıyor: ‘Nasıl olur, altı tane parti bir araya gelecek, uzlaşacak.’ Çünkü kendi dünyasında kutuplaştırma, ötekileştirme, düşmanlaştırma var. Altılı masayla yatacak, altılı masayla kalkacak. Altılı masa korkulu rüyası hâline gelecek.
HEDEFİMİZ ORTAK ADAY
- Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili hedefimiz ortak aday. Çünkü cumhurbaşkanlığını ilk turda ve açık arayla kazanmanın şart olduğunu düşünüyoruz. Şu anda bizim stratejimiz cumhurbaşkanı adayı meselesini sürecin en sonunda konuşmak…
VATANDAŞIMIZ ‘BU ERDOĞAN’IN SON DÖNEMİ’ DİYOR
- Vatandaşımız kararını vermiş durumda. Vatandaşımız ‘bu Erdoğan’ın artık son dönemi’ diyor. Bunu da seçimlerde zaten vatandaşımız son noktayı koyacak. ‘Bu son dönemi’ diyecek.
- AK Parti’nin kuruluş kurallarına göre zaten 2014-2015’te emekli olması gerekiyordu. 3 dönem kuralı vardı. 3 dönem kuralını da bozdular. Kendi iç akitleşmesi, iç hukuku da bozuldu. Erdoğan, 2014-2015’te baştaki akitleşmeye uygun, bıraksaydı genel başkanlığı bugün Türkiye bu halde olmayacaktı. Kendisine de büyük zarar verdi, ülkeye de büyük zarar verdi, veriyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***