Mülteci karşıtı açıklamalarıyla gündeme gelen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, kendisinin mültecilerle ilgili yaptığı açıklamalara halkın yüzde 90’nın destek verdiğini iddia etti. Özcan, devletin mültecileri gönderecek bir yol bulması gerektiğini ifade etti.
Özcan, mülteci sorunun ABD projesi olduğunu ve hükümetin bu alet olduğunu öne sürdü. AKP’nin mültecileri vatandaşlığa alarak yeni oylar kazanmak istediğini ifade eden Özcan, “Ama 1 milyon kişiyi vatandaş yaptıysa buna tepki olarak 3 milyon kişi AKP’ye oy vermekten vazgeçecek” dedi.
‘MÜKERRER YARDIM ALANLARI İHBAR EDİYORUM’
Sığınmacıların Erdoğan’a borçlu olduklarını iddia eden Özcan, Sözcü’den Ruhat Mengi’ye yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi:
“Sığınmacılar şu anda Erdoğan’a çok borçlular. Ben de olsam borçlu olurdum, ekmek elden su gölden. Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardımlaşma bile mükerrer yardım yapıp yapmadığını görmüyor. Aynı aileye her ikisi birden, üstüne Belediye, üstüne Kızılay yardım yapıyor. Bazıları 4-5 yerden yardım alıyor ama biz şu an bu kayıtları oluşturduk; Yoksulluk Haritası çıkaran ilk belediye olduk. Kimin hangi kuruluştan yardım aldığını biliyoruz, mükerrer olanları ilgili kurumlara bildiriyoruz. Rakamlar da gösteriyor; 2019’da 3.3 milyon Türk vatandaşı aileye sosyal yardım veriliyordu, şu an sayı 2021’de 6.6 milyona çıktı, tam iki katı. Dörtle çarptığınızda 25 milyonun üstünde Türk vatandaşı sosyal yardım alıyor. Suriyelilere verilen sosyal yardımların etkisiyle ve ekonominin bozulmasıyla 85 milyonun 25 milyonu devlete müracaat ediyor, bu kadar vahim durum.
Serbest Görüş:
‘ARAPÇA TABELAYI YASAKLADIM’
Arapça tabelaları niye yasakladım şehirden? Kendilerini bu şehre ait hissetmesinler, psikolojik olarak “Biz bu şehirde kalıcıyız” duygusuyla kendilerini alıştırmasınlar diye bu tedbirleri almaya çalışıyorum. Su anlamında Türkiye’nin en ucuz 6 kentinden biri olduk, su gelirleri benim toplam gelirlerimin yüzde 4’ünü oluşturuyor. Göçmenlerden su parası beklentim filan yok. İş yeri ruhsatı vermeyeceğimi açıkladıktan sonra sığınmacılar bizden iş yeri müracaatında bulunmuyorlar. Bolu’da bir tane Arapça tabela da bulamazsınız.
‘YOKSUL SURİYELİ VE IRAKLI YOK’
Bolu’da bir tek yoksul Suriyeli veya Iraklı göremezsiniz, zaten halkı da rahatsız eden bu. Çalışan da göremezsiniz. Çalışan yabancılar var, Nepalli’ler veya çobanlık yapan Afganlar var, bunların sayıları çok az. Ama asıl insanları rahatsız eden, bizim askerimiz orada şehit olurken bunların erkeklerinin ve kadınlarının meydanlarda, parklarda zevki sefa içerisinde bir hayat sürmeleri. Ben Bolu özelinde söylüyorum bunu. Mesela Düzce’de de Irak ve Suriye’den gelmiş bir Hristiyan topluluk var, onların da ekonomik durumu iyi. Bunların ekonomik durumu iyi olduğu halde iki de bir de yardım almaları buradaki vatandaşlarımızı daha çok öfkelendiriyor. Senin yatağa aç giren vatandaşın varken, Suriye’deki sosyal güvenlik kurumundan da maaş aldıklarını, Irak’taki güvenlik kurumundan da aynen maaş almaya devam ettiklerini tespit edemediğin için bir de burada maaş veriyorsun. Zaten bizde yardım veren iki devlet kuruluşunun da birbirinden haberi yok, aynı vatandaşa yardım verdiğini bilmiyor.
‘DEVLET ONLARI GÖNDERMENİN YOLUNU BULMALI’
Devlet onları göndermenin yolunu bulmak zorunda, devlet işte bunun için var, ben sadece hükümet demiyorum, hükümet, muhalefet, iktidar bir devlet politikası oluşturmalı diyorum. Türkiye’de bile bir şehirden bir şehire taşındığınızda entegrasyon süreniz 20 yılı buluyor, 150 yıl geriden gelen bir Afgan toplumunu nasıl entegre edeceksiniz? Gönderilmek zorundalar! Bunu bir günde yapalım, vatandaş yapsın demiyoruz, asla! Sonuç itibarıyla; kendi istekleriyle geldiler, devlet bunları geri göndermenin şartlarını bulacak ve gönderecek. Türkiye’nin artık sığınmacılarla paylaşacak ekmeği kalmadı. Kendi yoksuluna sahip çıkamayan bir ülke, artık neredeyse nüfusun yüzde 10’unu kapsayacak sığınmacıya bakacak hali kalmadı Türk halkının.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***