Türkiye’nin Maldivleri olarak görülen Burdur’daki Salda Gölü’nün sahiline yapılan millet bahçesi projesi ile bir çevre felaketi yaşarken şimdi de Van Gölü tehdit altında. Birçok bölgesinde kurumaya başlayan dip temizliği çalışmalarının Van Gölü’ne zarar vermesinden endişe ediliyor.
Türkiye’nin farklı bölgelerindeki göller, nehirler ve dereler yanlış politikalar nedeniyle ekolojik sorunlar yaşıyor. Salda Gölü’nde yaşanan su çekilmesinin ardından Van Gölü de alarm veriyor.
Temmuz ayı sıcaklık ve yağış değerlendirmesi raporlarına göre Van ve çevresi son yılların en kurak dönemini yaşadı. Türkiye’deki birçok göl, nehir ve dere gibi Van Gölü’de kuraklıktan olumsuz etkilendi. Göl bazı noktalarda 1 kilometreye yakın kurudu. Türkiye’nin en büyük doğal gölü olan Van Gölü’nde kirlilik ciddi boyutlara ulaşınca Van Büyükşehir Belediyesi ‘Van Gölü havzası koruma eylem planı’nı devreye koydu. Plan çerçevesinde kanalizasyon atıklarından kaynaklı birikmiş olan dip çamuru temizlenmeye başlandı. Ancak işleminin mevzuata uygun şekilde sağlıklı yapılmadığına ilişkin çevre derneklerinden ve akademik camiadan itirazla var. Gölün içini hafriyat doldurarak yapılan dip çamuru temizleme işleminin göle daha büyük zarar verdiği belirtiliyor.
GÖL KIYILARINDA KİRLİLİKTEN KAYNAKLI DİP ÇAMURU OLUŞTU
İleri Biyolojik Arıtma Tesisi kurulmadan önce saniyede 1800 litre kanalizasyon suyunun aktığı Van Gölü’nde, yerleşim yerlerinin göle kıyısının olduğu tüm alanlarda ciddi bir dip çamuru oluşmuş durumda. Göle kıyısı olan Tuşba ve Edremit ilçeleri arasındaki 20 kilometrelik alanda özellikle de arıtma tesisinin olduğu kısımlarda ciddi bir dip çamuru ve buna bağlı bir kirlilik var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın Haziran ayında katıldığı törenle hizmete açılan 180 milyon TL bütçeli ‘İleri Biyolojik Arıtma Tesisinin devreye girmesiyle Van Gölü, yıllardır akan günlük yaklaşık 105 bin metreküp suyun sadece yüzde 20’si arıtılıyordu, diğeri doğrudan göle veriliyordu. Bu da Van sahili başta olmak üzere gölde ciddi kirlenmeye yol açıyordu. Emine Erdoğan’ın açılışını yaparak devreye giren tesis, günlük 200 bin metreküp suyu arıtabileceği belirtildi. Ayrıca dip çamuru temizleme işleminin de yapılacağı bildirilmişti.
14 BİN TON DİP ÇAMURU TEMİZLENDİ
Gölde şuan için dip çamuru temizleme işlemi 20 kamyon ve 3 ekskavatör ile yürütülürken; şimdiye kadar 14 bin ton dip çamurun temizliğinin yapıldı. Yürütülen çalışmanın gölün içindeki ve dışındaki ekosisteme ilişkin nasıl etkilerinin olacağına ilişkin görüştüğümüz çevre dernekleri ve akademik çevre amacın doğru ama yöntemin yanlış yapıldığını aktardı.
AKADEMİSYEN AKKUŞ: EKOSİSTEMİ BOZAN HER MÜDAHALE ZARARLIDIR
Van Gölü’ndeki canlı ekosistemine dair yaptığı çalışmaları ile tanınan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim üyesi Mustafa Akkuş. Van Gölü’nün can çekiştiğini ifade etti. Şuan için yapılan dip çamuru temizleme işleminin çok titiz bir şekilde yapılması gerektiğini belirten Akkuş; “Çamurun oluştuğu alandaki sediment katmanlarını iyi belirleyip ona göre müdahale edilmesi gerekiyor. Yapılan dip çamuru işlemi ile ölü bölge olan şu anki bölge tekrardan göldeki canlı ekosistemine kazandırabilir. Şuan için temizlik işleminin yapıldığı alanın kirlilikten kaynaklı hiçbir canlının yaşamadığı bir alan. Bu kirlilik temizlenmediği takdirde yüzyıllarca bu alan ölü bir alan olarak gölün içinde kalmaya devam edecek.” diye konuştu.
ALTERNATİF İŞLEMLER DE YAPILMALI
Ekosistemin bozulmasının ardından yapılan her müdahale bir şekliyle ekosisteme zarar verdiğini kaydeden Akkuş, “Ama tüm imkânları kullanarak söz konusu alanları tekrardan ekosisteme kazandırmak gerekiyor. Van Gölü’nde şuan için dip çamuru temizleme işlemine kötü denilmesi için alternatif bir temizleme işleminin devreye konulmalıdır. Gölde moloz dökülen alanda şuan canlı yaşamadığı için bir zarar olmayabilir, fakat temizleme işlemi bittikten sonra dökülen tüm molozların aynı şekilde gölden çıkarılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı. (HASAN BALKAN)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***