Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, enflasyon ve yeni devreye alınan kur korumalı TL vadeli mevduat hesaplarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Şu anda halen en büyük kırılganlığın enflasyon ve enflasyon beklentileri olduğunu belirtti. Aran “Enflasyonu çözmeden bizim herhangi bir şekilde bir yatırımcıyı, bir fon sağlayıcıyı, mevduat müşterisini ikna etmemiz mümkün değil” dedi.
Enflasyonu bir hastalık faizi ise bu hastalığa eşlik eden ateş olarak nitelendiren Aran, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Siz ateş düşürücüyle bir kişiyi o sırada iyi hissettirebilirsiniz, ama ateş tekrar yükseldiği zaman bu bir sorun olduğu anlamına gelir. Enflasyonu çözmeden bizim herhangi bir şekilde bir yatırımcıyı, bir fon sağlayıcıyı, mevduat müşterisini ikna etmemiz mümkün değil. Bu süreci; sabırla, kararlılıkla, yan yollara sapmadan, açık ve net bir iletişim kurarak yürütmeliyiz. İcraatımızla bu konuda sonuç aldığımızı göstermemiz, sonuç alacağımıza inandırmamız lazım.
Ekonomi politikalarına dair güvenin kalıcı olarak tesis edilmesi; gerek yurt içi finansal piyasaların seyri gerekse enflasyon açısından kritik önem taşıyor. Faaliyet gösterdiğimiz ekosistemdeki tüm değişikliklere ve belirsizliklere rağmen; güçlü bir mali bünyeye sahip olan, teknoloji kullanımında öncü rol oynayan, uluslararası standartlarla uyumlu ve etkin risk yönetim anlayışına sahip olan bankacılık sektörümüzün kapsayıcı ve değer yaratan bir yaklaşımla 2022 yılında da ülkemiz ekonomisini desteklemeye devam edeceğine inanıyorum.”
“Alınan kararlar fırsat penceresi açtı, bunu iyi değerlendirmeliyiz”
Hakan Aran, 20 Aralık’ta açıklanan ekonomik kararlarla birlikte, kurdaki yükselişten istifade edebilmek için TL mevduattan dövize geçmenin gerekli olmadığı, dövizdeki kazanımın TL’de durarak da sağlanabileceği yeni bir imkan sunulduğunu hatırlattı.
Söz konusu kararların açıklanmasının ardından dövizden TL’ye geçisin başlamasıyla beraber kurlardaki yükselişin durması, Türk lirasındaki kayıpların bir kısmının telafi edilmesinin önemli bir kazanım olduğunu vurgulayan Aran, “Bu sayede nefes aldık. Bu gelişmenin, arzu edilen dönüşüm yönünde gerekli adımların atılabilmesi ve normalleşmenin sağlanması için önemli bir fırsat penceresi açtığını, bunu iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
“Enflasyonun üzerinde getiri elde edecek araçları çeşitlendirmemiz lazım”
Aran, kur korumalı TL vadeli mevduat ürününün, öncelikle TL mevduata yönelimin yeniden sağlanması bakımından önem taşıdığını söyledi.
Bununla beraber, müşterilerin ikna olmaları halinde bankacılık sektöründe kronik bir mesele olan kısa vadeli mevduat tercihinin de kısmen değişmesi ve daha uzun vadenin tercih edilmesinin söz konusu olabileceğini vurgulayan Aran, şunları kaydetti:
“Bu noktada bankacılık sektörü olarak üzerimize düşen görev; sistemi iyi bir şekilde kurgulayarak müşterilerimize açık ve net olarak anlatmak. Ayrıca, bu süreçte müşterilerimizin enflasyonun üzerinde getiri elde etmesini sağlayacak TL cinsi yatırım araçlarını çeşitlendirmemiz ve bunları müşterilerimizin kullanımına sunmamız gerekiyor. Bu konuda başarıya ulaşmak için piyasanın ikna olmasının, inanmasının çok önemli ve etkili olduğunu düşünüyorum. Ülkemiz ekonomisinde istikrarın tesis edilmesi, ekonominin iyiye gitmesi kuşkusuz hepimizin ortak menfaatinedir. Tüm kaynaklarımızı, geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da ülke ekonomisinin kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla kullanmaya devam edeceğiz.“
“Öncelikli olarak ihracatı, üretimi, turizmi, tarımı ve girişimcileri desteklemeye devam edeceğiz”
İş Bankası Genel Müdürü Aran, ülke ekonomisinde güven tesisinin daha da önem kazandığı bir dönemde, reel sektör başta olmak üzere tüm kesimlere finansman desteği sağlamaya devam edeceklerini belirtti.
Banka kaynaklarını özellikle istihdam ve katma değer yaratan sektörlere tahsis etmeye özen gösterdiklerini anlatan Aran, “Öncelikli olarak ihracatı, üretimi, turizmi, tarımı ve girişimcileri desteklemeye devam edeceğiz. Ekonomik ve teknolojik koşullar neyi mümkün kılıyorsa, bunları girişimcilerin kullanımına sunmaya devam edeceğiz. Çünkü girişimcileri destekleyerek esasında ülke ekonomisinin büyümesini desteklemiş oluyoruz. Geleneksel bir alana kıyasla girişimciliğe ayrılan sermayenin büyümeye katkısı yaklaşık 10 kat daha fazla. Biz de ülkemizin iktisadi kalkınmasında finansör olarak rol oynamanın yanında girişim hızlandırma programlarından fon sağlamaya, kadın girişimcilerden tarımda girişimciliğe kadar ekosistemin tüm kesimlerine dokunuyoruz.” diye konuştu. (AA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***