Hindistan’da on binlerce çiftçi, aylardır başkent Yeni Delhi ve çevresinde devam ettirdikleri ‘tarım yasası’ protestolarını sonlandırarak evlerine dönme kararı aldı ve protesto alanlarını temizlemeye başladı.
Modi hükümeti karşıtı protestolar, geçen yıl kasım ayında başlamıştı.
Üç tarım yasasının feshi için hazırlanan yasa tasarısının parlamentonun alt ve üst kanadında yapılan oylamada kabul edilmesi ve hükümet ile geniş çapta anlaşmaya varılması, çiftçiler tarafından ‘zafer’ olarak yorumlandı.
Bu durum, Başbakan Narendra Modi hükümetinin nadir görülen bir geri adımı olarak yorumlandı.
Yeşil ve beyaz bayraklar sallayarak zaferlerini kutlayan çiftçiler ise traktör, cip ve arabalarına binerek dans etti.
Kendisi de bir çiftçi olan Nagendra Singh, “Çiftçiler demokrasiyi kurtardı. Bu bir adalet mücadelesiydi.” dedi.
Yeni önlemlerin ‘çiftçilerin yararına olacağı’ konusunda bir yıl boyunca ısrarcı bir duruş sergileyen Başbakan Modi, geçen ay yasaları geri çekeceklerine dair sürpriz bir açıklama yapmıştı.
Yasaları yürürlükten kaldıran yeni tasarı, 30 Kasım’da resmen Meclis’ten geçti.
Ancak çiftçiler protesto alanlarını hemen boşaltmamış, hükümetin ana mahsuller için garantili fiyatlar ve eylemcilere karşı açılan ceza davalarının geri çekilmesi dahil diğer talepleri kabul edilinceye kadar gösterilere devam edeceklerini bildirmişti.
Hükümet çiftçilerden gelen talepleri değerlendirmek için bir de komite kurdu.
Aralarında bakanların da olduğu yetkililer, çiftçilerin taleplerini görüşmeyi kabul etti.
Modi hükümeti, yasaların Hint çiftçiliğini modernize etmek için gerekli reformlar olduğu ve tarımın daha fazla özel sektör kontrolü ile serbest bir pazara yol açacağı konusunda ısrar ediyordu.
Çiftçiler ise bu yasaların gelirlerini büyük ölçüde azaltacağı ve kendilerini büyük şirketlerin insafına bırakacağını dile getirdi.
Protestocular, yasaların tamamen yürürlükten kaldırılması için baskı yaptı.
Ayrıca buğday ve pirinç gibi bazı temel mahsuller için hükümet garantili fiyatları talebinde bulundular.
Halihazırda, çiftçilerin ezici bir çoğunluğu sadece devlet tarafından onaylanan pazarlara sabit fiyatlarla satış yapabiliyor.
Nüfus bakımından dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’da çiftçiler, ülkenin en etkili oy bloklarından birini oluşturuyor.
Modi’nin ‘reform’ olarak tanımladığı yasaları rafa kaldırma kararı ise sene başında yapılacak seçim öncesine denk geldi.
Siyaset analistleri, yaklaşan seçimlerin, sürpriz adımın arkasındaki önemli etken olduğunu, ancak işe yarayıp yaramayacağını söylemek için henüz çok erken olduğu değerlendirmesinde bulunuyor.
Alandan ayrılmak üzere hazırlık yapan ve adının Jaigran olduğunu söyleyen bir çiftçi protestocu, “Modi, diktatörlüğe başvurduktan sonra çiftçilerden özür diledi. Hatta bizi terörist ilan etti. Yaklaşan seçimlerden dolayı da protestolara boyun eğdi.” sözleriyle Başbakan Modi’nin neden böylesi bir karar aldığını yorumladı.
Başbakan Modi, protestoların yeni başladığı dönemde eylemcileri, ‘Sih çiftçiler’ sözleriyle hedef almış ve kullandığı ifadeler, ‘itibarsızlaştırma’ olarak değerlendirilmişti.
Keza aşırı sağcı ve popülist söylemleriyle bilinen Modi’nin partisinden bazı üst düzey isimler de eylemcileri, ayrılıkçı gruplarla ilişkilendirecek tanımlamalarda bulunmuştu.
Ancak söz konusu iddialar ters tepmiş ve çiftçilerin yanı sıra onlara destek veren kesimleri daha da öfkelendirmişti.
Barışçıl başlayan protestolar, polisin şiddet kullanmasıyla farklı bir boyut aldı.
Çiftçi liderleri, geçen yıl kasım ayından bu yana intihar, soğuk hava ve Covid-19 nedeniyle 500’den fazla protestocunun öldüğünü belirterek hükümetten hayatını kaybeden kişilerin ailelerine 500 bin rupi (6 bin 750 dolar) tazminat ödemesi gerektiğini kaydediyor.
Hükümet ise ölenlerin sayısı hakkında elde kesin bir rakamı olmadığını dile getiriyor.
Yüz binlerce çiftçi evine dönerken bir çiftçi grubu lideri Gurnam Singh Charuni, “15 Ocak’ta bir gözden geçirme toplantısı yapacağız. Eğer hükümet sözlerini yerine getirmezse protestolara devam edebiliriz.” diye Yeni Delhi’ye mesaj verdi.
Diğer bazı çiftçi liderlerinin de benzer açıklama yapması, protestolara nokta koymaktan ziyade bir ara verilmesi şeklinde algılandı.
Çiftçiler, bir sonraki adımlarının hükümetin tavrına bağlı olacağı uyarısında bulundu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***