Covid-19 aşısı üreten bazı şirketlerin ürünlerinin yan etkilerinden kaynaklanan yasal risklerden endişe duyduğu için mültecileri program dışında tuttuğu belirtildi.
Küresel Aşı İttifakı İnisiyatifi’nin (Gavi) belgelerinde çok az sayıda şirketin bu riski göze alarak mülteciler için oluşturulan bölgelere aşı sağladığı kaydedildi.
Gavi, küresel program Covax’ın mülteciler ve afetlerden etkilenen insanlar için oluşturduğu ‘insani yardım bölgeleri’nde aşıdan kaynaklı tazminat mekanizmasının olmadığına dikkat çekti.
Gavi, esas olarak yasal kaygılar nedeniyle, şu ana kadar bu ‘bölgeden’ 2 milyondan az doz gönderildiğini söylüyor. Belgelerde belirtilen Birleşmiş Milletler verilerine göre ise yaklaşık 167 milyon insan ulusal programlardan dışlanma riskiyle karşı karşıya.
Reuters’e konuşan bir Gavi sözcüsü, aşı üreticilerinin yasal riskleri üstlenme konusundaki isteksizliğinin mültecilere aşı sağlama girişimlerinde “büyük bir engel” olduğunu söyledi.
Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) Küresel Aşılama Koordinatörü Mireille Lembwadio, göçmenlerle ilgili, “Onları aşısız bırakmak, virüsün ve çeşitlerinin dünyaya yayılmasına neden olabilir” dedi.
“Ülkeler tazminat ödemekle yükümlü”
Birleşmiş Milletler, birçok Covid-19 aşı üreticisinin, aşıların bir sonucu olarak bireylerin maruz kaldığı olumsuz olaylar için ülkelerin kendilerini tazmin etmesini şart koştuğunu söyledi.
Ancak hükümetlerin kontrolde olmadığı yerde, bunun mümkün olmadığı biliniyor. Bu durumdan en çok etkilenenler Myanmar, Afganistan ve Etiyopya krizleri nedeniyle yerinden edilenler gibi ulusal hükümetlerin aşılama programlarının erişiminden yararlanamayan insanlar.
Covax’ı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile birlikte işleten Gavi, başta STK’lar olmak üzere doz başvurusunda bulunanların yasal risklere katlanamayacakları durumlarda, bu stoktan teslimatların ancak aşı üreticilerinin sorumluluğu kabul etmesi halinde yapılabileceğini söylüyor.
Gavi personelinin kasım ayı sonunda başlayacak bir yönetim kurulu toplantısı için yazdığı Reuters’in gördüğü belgelere göre, bu koşullar altında bunu yapmaya istekli olan şirketler programın aşılarının yalnızca küçük bir kısmını sağlıyor.
Gavi, Covax dozlarının üçte ikisinden fazlasının Pfizer ve ortağı BioNTech, AstraZeneca ve Moderna’dan geldiğini söylüyor. Moderna bu konuyla ilgili yorum talebini geri çevirdi. AstraZeneca ve Pfizer, Gavi ile görüştüklerini ancak daha fazla yorum yapmaktan kaçındıklarını ifade etti. Bu üç şirket dozları daha yoksul ülkelere nispeten düşük fiyatlarla sunmaya kararlı olduklarını kaydetti.
Çinli şirketler yasal riskleri üstleniyor
Gavi belgelerine göre, tüm firmalar yasal sorumluluğu kabul etmedikçe, “bazı topluluklar için aşılara erişim sorun olmaya devam edecek” ve yeni krizlerin yerinden edilmiş nüfusları kapsayacak ek talep yaratacak.
Öte yandan üç Çinli ilaç üreticisi SinoVac Biotech Ltd, Sinopharm Group Co. Ltd ve Clover Biopharmaceuticals, aşıları anılan bölgelerde yapılmasından doğacak yasal riskleri üstlenmeyi kabul etti.
Uluslararası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu (IFPMA), şirketlerin yasal riskleri alabileceklerini ancak bazı firmaların aşıların nerede ve nasıl kullanılacağını tam olarak bilmeden bunu yapamayacaklarını düşündüklerini kaydetti.
Avrupa İlaç Sanayi ve Dernekleri Federasyonu (EFPIA) mülteci kamplarında aşıların güvenlik açısından sürekli olarak izlenmesinin zor olacağını söyledi.
“İlgisiz olanlar da aşıları suçlayabilir”
İnsanların, konuyla ilgisiz olsalar bile sonradan ortaya çıkan sorunlar için aşıları suçlayabileceklerinden endişe ediliyor.
Bir kaynak Reuters’e, “Bu, daha sonra aşının güvenliği ve etkinliğinin kamuoyu önünde sorgulanacağı davaların sayısında artışa yol açabilir” dedi. Kaynak, bunun da aşılara karşı şüphenin artmasına yol açabileceği ve pandemiden daha yavaş bir iyileşmeye neden olabileceğini ifade etti.
Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre 100’den fazla ulusal hükümet, yerinden edilmiş tüm insanlara mümkünse topraklarında aşı sunmaya söz verdi. Ancak BM örgütü, idari veya kültürel engeller nedeniyle göçmenlerin ve mültecilerin genellikle bu tür planlardan etkin bir şekilde dışlandığını söylüyor. IOM’ye göre, en az 40 ülke henüz düzensiz göçmenleri aşı programlarına dahil etmedi.
Aşılar çok kısa sürede üretildi
EFPIA, aşı üreticilerinin yasal endişesinin, Covid aşılarını geliştirme çabalarının ‘benzeri görülmemiş hızından’ kaynaklandığını söyledi.
Kısa dönemde aşı geliştirilmesinden dolayı bazı yan etkiler ortaya çıktı. Onlardan biri AstraZeneca aşısını alanların bazılarında nadir görülen bir kan pıhtılaşma durumu.
Bu noktada birçok hükümet ve uluslararası kuruluş, mağdurlara tazminat ödemek ve uzun davalardan kaçınmak için tazminat planları oluşturdu. ABD tarafından başlatılan bir acil durum yasası, ilaç şirketlerine ülkede kullandıkları Covid-19 aşılarının yan etkilerine karşı, “kasıtlı suistimal” durumları dışında yasal dokunulmazlık sağlıyor.
Georgetown Üniversitesi’nden Profesör John T. Monahan, “Aşı üreticileri hemen hemen her ortamda yasal riskleri en aza indirmeye çalışıyorlar. Altın standart, davalara karşı tam dokunulmazlıktır” dedi.
Bugüne kadar 5 milyondan fazla insanı öldüren pandeminin yaklaşık iki yılında, düşük gelirli ülkelerdeki insanların sadece yaklaşık yüzde 7’si bir doz Covid-19 aşısı oldu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***