Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, katıldığı TRT canlı yayınında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ekonomi modeli ile ilgili konuşuyor.
“Şimdi öncelikle hayırlı bir model öne sürüyoruz. Özellikle önümüzdeki yıl bunun da semerelerini göreceğimiz bir yıl olacak. Bugün müsaade ederseniz birkaç tespitte bulunarak neden modelin özgün olduğunu anlatmak isterim. Medeniyetlerin tahterevalli gibi yer değiştirdiği bir süreç. Çin geliyor. Türkiye geliyor. Son 19 yılda yaptığı hamleyle orta koydu. Egemen güçlerin küresel ekonomide payı düşüyor.”
Nebati’nin açıklamaları şöyle devam ediyor:
“Hem bir model öne sürüyoruz hem sayın Cumhurbaşkanımız adeta bir manifesto yayınladı. Birçok şey değişti. Bu değişim bir normalleşme. Şimdi normale döndük. Artık kişiler, kurumlar, kamu yönetimi, siyasetimiz herşeyin normal seyrettiği bir sürece giriyoruz. Reel sektörün önünü görmeye gayret eden aktörlerin önünü görebileceği çok önemli sürece girmiş olduk. Önümüzdeki yıl bunun semerelerini açık görebileceğimiz yıl olacak. Gelişmiş olan ekonomiler 1990’larda yüzde 65, gelişmekte olan yüzde 35’ti. Daha sonra ise gelişmekte olan ülkelerin dünyadaki ticaretin büyük kısmını almaya başladıkları, bazı ülkelerin öne çıktığını görebiliyoruz.
Şimdi öncelikle hayırlı bir model öne sürüyoruz. Özellikle önümüzdeki yıl bunun da semerelerini göreceğimiz bir yol olacak. Bugün müsaade ederseniz birkaç tespitte bulunarak neden modelin özgün olduğunu anlatmak isterim. Medeniyetlerin tahterevalli gibi yer değiştirdiği bir süreç. Çin geliyor. Türkiye geliyor. Son 19 yılda yaptığı hamleyle orta koydu. Egemen güçlerin küresel ekonomide payı düşüyor.
Sıcak para istemiyoruz çünkü ne zaman gideceği belli değil.
Bir büyüme yok son 1 yılda, bir sıçrama var. Her türlü makroekonomik düzlemde sıçrama var.
1990’lardan itibaren bugüne kadar geçen yıla kadar ortada yüksek cari açık ve yüksek büyüme var. Burada artık durup model geliştirmemiz lazım. Yüksek cari açık değil, cari açığın sıfırlaştığı hatta öne geçtiği, kırılganlığımız olan enflasyonu tek haneli noktaya getirilmesidir. Büyümeyi dünyadan farklılaştırdık. Hazırladığımız altyapıyla. Türkiye geçen yıl kapanmalara rağmen, öngörülebilirliğin hiç olmadığı, özellikle kapandığımız günlerde, ne olacağı belli değil. Adeta küreselleşmenin her birey tarafından hissedildiği bir ortam. Wuhan’da bir kişi hapşırıyor, biz burada zatüre oluyoruz. Böylesi bir ortamda evinize paket geliyor, saatlerce bekletiyorsunuz. Dezenfekte edip, alıyor, bir miktar sonra kullanmaya başlıyorsunuz.
Bütün dünya küçülürken aldığımız tedbirlerle ne dedik, ‘Bir istisna gerçekleştireceğiz’ dedik. Türkiye’yi küçülecek ülkelerin başına koydular. Proaktif hareketler, ekonomi yönetiminin güç ve kararlılığı Türkiye’yi 1,8’lik büyümeyle taçlandırdı. Çin’den sonra dünyada ikinci olarak büyüyen ülke konumuna geldik. Şimdi 2020 yılındaki o muhteşem değişimi tesadüfen oldu dediler. Salgından çıktığınızda o kadar çok işten çıkarma olacak ki altından kalkamayacaksınız dediler. Biz her çeyrekte rekorlmar kırarak geldik. Dünya ülkelerinden farklı bir şekilde geliştik. Büyümede çift haneye doğru gidiyoruz
Türkiye’de büyük canlanma var. Ticaret güçlü, ihracatımız kuvvetli. Büyümemizin temel sebeplerinden bir tanesi içeride büyüme ve talebin artması ile dışarıda talebin artmasından kaynaklanıyor. Biz bir psikolojiyi iyi yönettik. Ama birileri ‘kötü gidiyor’ dedi. Yeni açılan işletme sayısı kötüye giden ülkede artar mı, azalır mı? Azalır tabi. Ama insanlar bir işe girişiyorsa gelecekte kâr elde edeceğine ilişkin umudu olduğu için yapar. Türkiye de bütün kapanmaları yaşadığımızda açılan şirket 85 binden 103 bine çıktı. Kapanan şirket sayıları çok düşük oranda. Yüzde 14’ten 15,9’a çıkıyor.
Türkiye sadece bir şey üretmiyor bir şeye odaklanmış değil. Sanayi belli bir ortalamayla gidiyor. Tarım da öyle hizmet de öyle. Türkiye artık bu şekilde geldiği noktaya kadar geldi. Bundan sonra yapılması gereken katma değeri yüksek ürünler üretmek.
Bütçe açığımız iyi, dediğimizin altında geliyor. Cari açığımız da öyle. Avrupa yüzde 14 gibi cari açıkla başa çıkmaya çalışırken biz yüzde 3’lerdeyiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nde Merkez Bankası’nda başkanlık yapmış bir beyefendi diyor ki ‘bir müdahale yapılmıştır.’ Bu spekülatif değildir de nedir? İfadesini söylüyorum: ‘Bu bir alım fırsatıdır. Piyasa Erdoğan’ın bu sözlerini satın almadı.’ Aldı, anında aldı. ‘Şu anda piyasaya kesin bir müdahale var.’ Demek ki bir bilgi var elinde.
Türkiye modeli geliyor, güçlü bir şekilde geliyor. Otoyol uzunluğu 2 katına çıkmış. Hızlı treninden havalimanı sayısına.56 tane havalimanımız var. 4 tane daha geliyor. Kaç tane daha gelecek? Gelmeyecek bitti. Türkiye’de 2023 vizyon belgemiz var, 2053 vizyon belgemiz var. Bunlar yoktu.
Engelli istihdamından, KHK yurtlarına, orman alanlarımıza kadar, TOKİ’nin konutlarına kadar büyüyen bir ülkeyiz. Türkiye şu anda altyapımız bitti, işimiz bitti. Üretimi, ihracatı, istihdamı artıracağız. Modelimiz yüksek büyüme düşük cari açık. 90’larda düşük büyüme yüksek cari açık. 2002-2020 döneminde yüksek cari açık yüksek büyüme. Şimdi modelimizle düşük cari açık ve yüksek büyüme yakalayacağız.
Biz 1960’lardaki Çin değiliz.
Ayrıntılar geliyor…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***