Alman ntv televizyonu, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın bugün yaptığı faiz indirimi ve sonrasında Türk Lirası’nda yaşanan düşüşe ilişkin yayınladığı yorumda yaşananları bir “harakiriye” benzetti.
Yorumda özetle şu hususlara yer verildi: “Piyasalar yerçekimi gibidir. Bunu görmezden gelseniz bile, etkisi kaybolmaz. Türkiye’de yaşananlar da bunu göstermektedir. Enflasyon keskin bir şekilde yükseliyor ve para birimi daha da keskin bir şekilde değer kaybediyor olsa da, merkez bankası faiz oranlarını düşürüyor. Sonuç: liranın çöküşü ve hiper enflasyon tehdidi.
Lira, yılın başından bu yana dolar ve euro karşısında değerinin yaklaşık yarısı kadar değer kaybetti. Düşüş, Kasım ayında hız kazanmış ve para birimi değerinin yaklaşık dörtte birini kaybetmişti. Enflasyon resmi olarak yüzde 20’nin üzerinde. Şu soru ortaya çıkıyor: Merkez bankası buna neden müsaade ediyor?
O sebebin bir adı var: Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye cumhurbaşkanı ne pahasına olursa olsun mümkün olan en düşük faiz oranlarını istiyor. Erdoğan, para politikasında anlaşmazlık yaşaması nedeniyle üç merkez bankası başkanını görevden aldı. İlkbaharda merkez bankası başkanı Naci Ağbal’ı görevden almış ve onun yerine düşük faiz oranlarını savunan Şahap Kavcıoğlu’nu getirmişti. Eylül ayından bu yana merkez bankası kilit faiz oranını yüzde 19’dan yüzde 14’e indirdi.
Erdoğan’ın hesabı riskli. Düşük faiz oranları ve zayıf lira ile ekonomiyi canlandırmak istiyor. Türk ürünleri dünya pazarında daha ucuz ve Türkiye’de tatil yabancı turistler için daha ucuz olacak. Ayrıca, kredi almak daha cazip hale geliyor – yüzde 20 enflasyon ve yüzde 15 faiz ile reel faiz oranı negatif.
Nitekim Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 büyüdü. Uluslararası Para Fonu, gayri safi yurtiçi hasılanın bu yıl yüzde 9 artacağını varsayıyor – bu, dünyadaki en güçlü oranlardan biri olacak.
Erdoğan’ın kesinlikle büyümeye ihtiyacı var. Türkiye’de en geç bir buçuk yıl içinde cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak ve yeniden seçilmek istiyor. Popülaritesi düşüyor ve şu anda anketler onun için iyi görünmüyor.
Erdoğan, yüksek enflasyonun yakında düşeceğini ve mevcut sonuçların yalnızca geçici tali zararlar olacağını umuyor. Pek çok ekonomist bunun yanlış olduğuna dikkat çekiyor: Sürekli değer kaybeden bir lira ve yüksek enflasyon oranları tüm ekonomiyi etkileyebilir.
Enerji ve hammadde gibi hayati önem taşıyan ithalatlar daha da pahalı hale geliyor. Ayrıca Türkiye, yüksek enflasyon nedeniyle yatırımcılar için daha az çekici hale geliyor.
Bir kısır döngü: enflasyon, paranın daha istikrarlı para birimlerine veya daha yüksek faiz oranları veren para birimlerine akmasına yol açar. Bu, liranın daha fazla baskı altına girmesini ve enflasyonu artmasıyla sonuçlanacaktır.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar, kendini “faiz düşmanı” ilan eden Erdoğan’ın rotasını değiştirmesi pek mümkün görünmüyor. Faiz oranlarını “tüm kötülüklerin anası” olarak tanımlaması ve ekonomik doktrinin aksine, yüksek faiz oranlarının yüksek enflasyona, düşük faiz oranlarının da düşük enflasyona yol açtığını iddia ediyor.
Serbest Görüş:
dSZ: Erdoğan ekonomide tehlikeli bir kumar oynuyor ama kaybedecek
dErdoğan Körfez’den umduğunu bulamadı ve bir B planı da yok…
Sonuç olarak, Erdoğan enflasyon ve liranın çöküşü için karanlık güçleri suçluyor. Uğursuz bir “faiz lobisi”nden, Türk karşıtı döviz spekülatörlerinden ve fırsatçı derecelendirme kuruluşlarından şikayet ediyor. Çelişkilerinden bahsedilmesini ise kendisine hakaret olarak algılıyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***