Türkiye tarihine geçen 17-25 Aralık’hta yaşananaların üzerinden 8 yıl geçti. 17 Aralık 2013 sabahı, ‘rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık’ gibi suçlamalarının yöneltildiği birçok kişi dönemin Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in talimatıyla gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanalar arasında, dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, iş insanları Ali Ağaoğlu, Reza Zarrab ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de bulunuyordu.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, , soruşturmayı hükümeti ve ekonomiyi hedef alan siyasi bir operasyon olarak nitelendirmişti. 17 Ekim 2014 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yaklaşık 11 ay süren inceleme sonrası dosyayla ilgili takipsizlik kararı verdi. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, 17 Aralık operasyonundan neredeyse bir yıl sonra, 16 Aralık 2014’te, takipsizlik kararına yapılan itirazı reddetmişti.
Euronews‘de yer alan habere göre, 17-25 Aralık döneminin aktörlerinin şu anda ne yaptıkları mercek altına alındı. Haberin ilgili kısmı şöyle:
“Reza Zarrab: ABD’de tutuklandı, itirafçı oldu, serbest kaldı, ismini değiştirdi ve yeni bir hayata başladı
17 Aralık operasyonunda bakanlar, çocukları ve bir çok bürokrata rüşvet dağıttığı öne sürülen Reza Zarrab, Mart 2016 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde İran yaptırımlarını delme suçlamasıyla tutuklandı. Türkiye ve İran vatandaşı olan Zarrab, davada itirafçı oldu. Zarrab, Halk Bankası ile iş yapmasına yardımcı olması karşılığında dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a yaklaşık 50 milyon Euro rüşvet verdiğini açıkladı.
Zarrab itirafçı olduktan sonra Türk medyasında hakkında çıkan haberlerde New York’un lüks mekanlarında dolaşırken görüntülendiği iddia edildi.
2017 yılının sonuna doğru Zarrab ve yakınlarının Türkiye’deki mal varlığına el konuldu. Zarrab’ın eşi Ebru Gündeş, mal varlığına el konulanlar arasında yer almadı.
ABD’deki banka davasından sonra kayıplara karışan Reza Zarrab, adını Aaron Goldsmith olarak değiştirip yeni sevgilisiyle görüntülendi.
8 Aralık 2017’de New York’ta Halkbank davasında Türkiye aleyhinde ifadeler veren Reza Zarrab’dan uzun bir süre haber alınamamıştı.
Amerika’da tutuklanan Zarrab, itirafçılığı sonrası tahliye edilip ABD’nin güvencesi altında kayıplara karıştı.
26 yaşında Türkiye’ye gelerek ünlü sanatçı Ebru Gündeş’le evlenen Zarrab, dava sürerken de Gündeş’ten boşanmıştı.
TR724’ün yazarı Adem Yavuz Arslan Zarrab’ınn izini Miami’de buldu ve tüm detayları paylaşınca ortaya çıktı ki Zarrab adını ‘Aaron Goldsmith’ olarak değiştirmiş ve at çiftliği kurarak at binme hizmeti vermeye başlamış.
Erdoğan Bayraktar: Yıllar sonra itiraf etti
O dönemde istifa eden bakanlardan birisi de Erdoğan Bayraktar’dı. NTV haber kanalının canlı yayınında kendisinin bir suçu varsa Erdoğan’ın da istifa etmesi gerektiğini söylemiş, alınan tüm kararlarda Erdoğan’ın talimatı bulunduğunu belirtmişti.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, kendi internet sitesindeki bilgilere göre kurucusu olduğu inşaat firması Bayraktar İnşaat’ın 2014 yılından beri tekrar başına geçerek çalışmalarına devam ediyor.
Bayraktar memleketi Trabzon’da 30 milyon TL üzerinde masrafla 20 bin kişilik bir cami yaptırdı ve bununla gündeme geldi.
Son olarak ise gazeteci Altan Sancar’a konuşan Bayraktar 17 Aralık soruşturmasına ilişki olarak “Benim dosyamda ne varsa, hepsi doğrudur. Benim dosyamda ne varsa, hem teknik takip hem de tapeler doğrudur. Benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur. Onlarınkiler yanlış olabilir, benimkiler doğru.” ifadelerini kullandı ve şunları söyledi:
“Aslında ben Zarrab’ı tanımam. Benim dosyamda hırsızlık yok, görevi kötüye kullanma var. FETÖ bana, hırsız, yolsuz ya da rüşvetçi diyememiş. Kahpe FETÖ’nün savcısı bile benim soruşturma dosyama rüşvet ve yolsuzluk kelimelerini koyamadığı halde beni rüşvet ve yolsuzluk çuvalının içine koydular.
Beni de aynı çuvala koyunca liderim, dört tane bakan ile beni de hırsız diye tasvir ediyorsun. Yüzde 60, yüzde 40 ya da 50 öyle tasvir ediyor. Hâlbuki yakından tanıyanlar beni ayırabiliyor. Ben kendimi ayırmak istedim orada, ama gücüm yetmedi. Benim gücüm yetmez, döverler beni öldürürler beni bilmem ne yaparlar. O kadar gücüm yok benim.”
Zafer Çağlayan: Siyasete geri döndü
17 Aralık süreci sonrası Ekonomi Bakanlığı görevinden istifa eden Zafer Çağlayan, önce siyasete bir süre ara verip oğlu ve kardeşiyle birlikte yürüttüğü işlere döndü. Bu aile şirketi, Ankara ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde Burger King restoranları işletiyor.
Ancak daha sonra 2018’in Mart ayında AK Parti Mersin 6. Olağan İl Kongresi’ne katıldı ve burada il başkanı seçilen Cesim Ercik’in 19 kişilik listesinde ‘asil delege adayı olarak’ yer aldı. Bugüne kadar bunun dışında siyasette ön planda olacak herhangi bir adım atmadı veya açıklama yapmadı. Medya manşetlerinden uzak bir hayat yaşamaya dikkat eden Çağlayan’ın bir takım sağlık sorunları olduğu konuşuluyor.
Muammer Güler: Siyaset sahnesinden çekildi
17 Aralık sonrası İçişleri Bakanlığı görevinden istifa eden Muammer Güler siyaset sahnesinden çekildi. Güler sosyal medyada da paylaşımlarda bulunmuyor. Eski Bakan’ın sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki en son mesajı 2014 tarihine ait. Eski bakanın internet sitesi de kapalı durumda. Reza Zarrap’ın oğluna “100 bin dolar rüşvet verdim.” dediği Muammer Güler kamu oyu önüne çıkmıyor.
Sosyal medyada yer alan ses kayıtlarında Güler’in Zarrab’a onu korumak için “Senin önüne yatarım Reza” dediği duyulmuştu. Güler de Çağlayan gibi oldukça sessiz bir hayat yaşıyor ve kamuoyu önüne çıkmıyor.
Egemen Bağış: Büyükelçi olarak atandı
İddialar sonrası görevinden alınan bir diğer isim de dönemin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış olmuştu. Bağış daha sonra kariyerine stratejik danışman olarak devam etti ve bu sırada düzenlediği konferanslarda konuşmacılık yaptı.
İstanbul Aydın Üniversitesi Yayınları’ndan “Başmüzakereci’nin kaleminden” adlı makalelerinin derlendiği bir kitap çıkaran Bağış, 2019 yılında Çekya’ya Prag Büyükelçisi olarak atandı ve bu atama uzun bir süre gündem yarattı.
Genel Müdürü Süleyman Aslan: Ziraat Bankası Yönetim Kurulu’na girdi
Eski Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evindeki ayakkabı kutuları içerisinden 4,5 milyon dolar para çıkmıştı. Arslan paraların İmam Hatip yapılmak için toplandığını ve bağış paraları olduğunu söyledi.
Hakkında Reza Zarrab, ABD’de itiraflarda bulunduğu sırada CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Aslan’ı Meclis gündemine taşıdı. Emir, Aralık 2017’de “Süleyman Aslan nerede, emekli maaşı alıyor mu?” diye, Başbakan Binali Yıldırım’a soru önergesi iletti. Soru önergesi yanıtsız kaldı.
Aslan, 17 Aralık soruşturması kapsamında göz altına alınıp 57 gün sonra serbest bırakılmıştı. Aslan daha sonra Ziraat Bankası’nın olağan genel kurulu toplantısında üç yıl süre ile oy birliği ile Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
Eski Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir: Milletvekili oldu
17 Aralık sonrası gözaltına alınıp serbest bırakılanlardan eski Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, 24 Haziran’da Ak Parti’den İstanbul milletvekili seçildi. Demir, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi.
Barış Güler: ‘Arsa bakarken ayağını kırdı’
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler de medyada 2017 yılında iflas ettiği iddialarıyla gündeme geldi.
Operasyonlar sırasında evdeki kasalarda tuttuğu anlaşılan 1 milyon TL üzerindeki parası için “3-5 kuruş param var” dediği ses kayıtlarına yansıyan Güler’in oğlu Barış Güler’in de 2016’da iflas ettiği öğrenildi. Güler, Innova Gayrimenkul Geliştirme Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketini kapattı.
Güler ailesine dair medyada yer alan son haberler Mayıs 2018 tarihli. Alanya’da villa yaptırmak için kayalık bir araziye giden Barış Güler’in, düşerek ayağını kırdığı kaydedilmişti.
Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu: ‘FETÖ Mülkiye yapılanması’ davasında 3 yıl 1,5 ay hapis cezası aldı, 13 Aralık 2018’de tahliye oldu
17 Aralık operasyonu sırasında İstanbul Valisi olan Hüseyin Avni Mutlu 15 Eylül 2014’te merkeze alındı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra görevden uzaklaştırılan Mutlu “FETÖ mülkiye yapılanması” davasında yerel mahkemece “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan verilen 3 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezası aldı.
Cezanın onanmasının ardından 7 Kasım 2018’de cezaevine konan eski İstanbul Valisi 13 Aralık 2018’de tahliye edildi. Daha sonra ne yaptığı bilinmiyor.
Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın: ‘FETÖ Mülkiye yapılanması’ davasında ceza aldı, 17 Aralık davasında tanık olacak
Operasyondan iki gün sonra görevden alınarak merkez valisi olarak atandı. 17 Aralık soruşturmasının kendisinden gizlendiğini belirtti. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ‘FETÖ Mülkiye yapılanması’ davasında Mutlu ile beraber yargılandı ve 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı. “17 Aralık kumpas” davasında tanıklık yaptı.
17 Aralık savcıları Kara, Yüzgeç ve Öz aranıyor
17 Aralık savcıları Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Zekeriya Öz, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen davada, firari sanıklar olarak aranıyorlar. Gülen yapılanmasının parçası olmakla suçlanan Kara, Yüzgeç ve Öz hakkındaki 557 sayfalık iddianamede “Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme”, “Görevi kötüye kullanma”, “Resmi evrakta sahtecilik”, “Haberleşmenin gizliliğini ihlal etme”, “Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması”, “Özel hayatın gizliliğini ihlal”, “İftira”, “Suç uydurma”, “Nitelikli dolandırıcılık”, “Nitelikli tehdit”, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” gibi suçlamalar da yer alıyor.
Operasyonu gerçekleştiren polisler: Değişik suçlardan farklı oranlarda cezaya çarptırıldılar
17 Aralık operasyonunun hemen ardından görevden alınan emniyet müdürleri Ömer Köse, Nazmi Ardıç, Yakup Saygılı ve ekipteki diğer polislerin soruşturmada usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle yargılamaları Mart 2019’da karara bağlandı.
Takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık soruşturmasında, kumpas kurup usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla Nazmi Ardıç, Yakub Saygılı ve Kazım Aksoy’un da aralarında bulunduğu 67 sanıklı davada 15 sanık, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme heyeti aralarında eski emniyet müdürleri Yakup Saygılı, Nazmi Ardıç ve Yakub Saygılı’nın da bulunduğu 15 sanığı ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırırken bazı sanıklar değişik suçlardan farklı oranlarda hapis cezalarına çarptırıldı.
Mahkeme eski emniyet müdürü Hamza Tosun, ABD’deki Hakan Atilla davasında tanıklık yapan eski komiser Hüseyin Korkmaz, Alparslan Çalışkan, Sinan Sağyalavaç ve Hayri Akın’ın dosyalarının ayrılmasına karar verdi.
Memur Teoman: Sürgün mü edildi, atama mı yapıldı?
Zarrab’ın rüşvet tekliflerini kabul etmediğini doğruladığı ‘Memur Teoman’ olarak bilinen Gümrük Müdür Yardımcısı Teoman Dudak’ın 17 Aralık sonrası sürgün edilip edilmediği ile ilgili CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2014 yılında meclise soru önergesi verdi. O dönem Ticaret Bakanı olan Hayati Yazıcı, Dudak’ın sürgün edilmediğini İstanbul’da görev süresi dolduğu için Gaziantep’e atandığını açıkladı.
O dönem rüşvet almadığı için kahraman ilan edilen Dudak bugüne kadar konuya ilişkin hiçbir detaylı açıklama yapmadı ve sessizliğini korudu.
Polis Hüseyin Korkmaz: Soruşturma belgelerini ABD’ye kaçırdı, Hakan Atilla davasında tanık oldu
17 Aralık soruşturmasını yürüten ekipte yer alan polis Hüseyin Korkmaz 25 Aralık operasyonu ile ilgili tutuklandı ve 17 ay cezaevinde kaldı. Sonrasında tahliye edilen Korkmaz yasadışı yollardan ABD’ye giderek beraberinde götürdüğü belgeleri FBI yetkililerine teslim etti. Oturum izni ve 50 bin dolar mali yardım karşılığında Hakan Atilla davasında tanık olarak yer aldı.“”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***