Dolar ve Euro’nun rekor üstüne rekor kırdığı Türkiye’de herkes Merkez Bankası’nın perşembe günü vereceği faiz kararına odaklanmış durumda.
Gelişmeler yurt içinde yakından takip edilirken uluslararası yatırımcılar da diğer yükselen ekonomilerden negatif anlamda ayrışan Türkiye ekonomisinin ne yöne ilerleyeceğini kestirmeye çalışıyor.
Yurt dışından Türk ekonomisi ve para politikalarının kısa bir fotoğrafını çekmek için Reuters haber ajansı Merkez Bankası için 4 soru başlıklı bir analiz yayınladı.
Merkez Bankası’nın yeni bir faiz indirimine gitmesinin beklendiği vurgulanırken bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı memnun edeceğinin fakat enflasyonu daha da tetikleyerek Türk Lirası’nın değer kaybının hızlanacağının altı çizildi.
Türk Lirası ay başından bu yana yüzde 6’nın üzerinde gerilerken Dolar/TL kuru da psikolojik eşik olan 10 seviyesini geçti ve yükselmeye devam etti.
Eylül ayından bu yana faizleri 300 baz puan düşüren Merkez Bankası’nın önündeki sorular:
Merkez Bankası ne yapacak?
Para politikası kurulunun gösterge faizleri 100 baz puan daha düşürerek yüzde 15’e çekmesi bekleniyor.
So iki buçuk yılın en üst seviyesinde olan enflasyonun ekimde beklentilerin altında kalması nedeniyle uzmanlar faizlerin indirilmesi ihtimalinin arttığını belirtiyor. Yine de Türk Lirası’ndaki hızlı erimenin bankanın işini zorlaştırabileceğini belirtiyorlar.
Erdoğan geleneksel ekonomi teoremlerinden farklı olarak düşük faizlerin enflasyonu da düşüreceğini savunuyor ve görüş ayrılıkları nedeniyle son 20 ayda 3 Merkez Bankası başkanı değiştirdi.
Mart ayında göreve getirilen Şahap Kavcıoğlu, sıkı para politikası konuşmalarını eylül ayında sonlandırdı ve faiz indirimlerinin kapısını araladı. Merkez Bankası geçtiğimiz ay da yıl sonuna kadar faiz indirimi konusunda sınırlı bir alan olduğunu belirtti.
Fakat son faiz kararları yatırımcıların Merkez Bankası bağımsızlığına olan inancını tamamen bitirdi.
Türkiye bu tutumu ne kadar sürdürebilir?
Uzmanlar çift haneli enflasyona rağmen faizleri düşürmenin tehlikeli bir adım olduğunu belirtiyor.
İsveç merkezli Handelsbankenan kıdemli ekonomisti Erik Meyersson “Türkiye’nin politikalarında kısa zamanda bir değişim görmezsek ülke 2018’den bu yana üçüncü kur krizine sürüklenecek gibi görünüyor,” ifadelerini kullandı.
Fakat önceki yıllardan farklı olarak kurdaki düşüşü dengelemek için Türkiye’nin eskiye göre çok daha az döviz rezervi var. Merkez Bankası’nın ikinci çeyrekteki rezervi 3 aylık ithalatı karşılamaya yeterken bu süre 2019’da 4 buçuk aydı.
Öte yandan Federal Reserve de dahil olmak üzere dünyanın önde gelen bankaları enflasyonu kontrol altına almak için para politikalarını sıkılaştırmaya hazırlanırken Türkiye’nin faiz indirimine gidemeyeceğini düşünenler de mevcut.
Goldman Sachs analistleri halihazırdaki para politikalarının sürdürülemez olduğunu ve faizlerin eninde sonunda yükseltilmesi gerekeceğini belirtiyor. Bankacılık devi faizlerin yıl sonuna kadar yüzde 15’e düşürüleceğini sonrasında da 2022’nin ikinci yarısında 300 baz puan artırılacağını tahmin ediyor.
Enflasyon nereye gidiyor?
Yıllık enflasyon ekim ayında yüzde 19,89’a yükselerek Merkez Bankası hedefinin dört katına ulaştı. Fakat banka bunun geçici olduğunu savunuyor. Politika yapıcılar bu nedenle çekirdek enflasyona odaklanmayı tercih ediyor ve o da yüzde 16,83 düzeyinde.
Pandemi sonrası canlanma nedeniyle artan talep tedarik zincirlerinde aksamaya ve enerji fiyatlarında yükselişe yol açarken bu durum Türk Lirası üzerindeki baskıyı da daha hissedilir hale getiriyor.
Üretici fiyatları ekimde yıllık bazda yüzde 46,31’e yükseldi. Bu da enflasyonun önümüzdeki aylarda yüksek kalmaya devam edeceğine işaret ediyor.
Deutsche Bank enflasyonun 2022’nin ilk yarısında yüzde 20’nin üzerinde kalmasını ve 2022 sonunda yüzde 16’ya gerilemesini bekliyor.
Erdoğan’ın nihai planı ne?
Yüksek enflasyon ve değeri düşen Türk Lirası alım gücünü azaltarak tüketiciler üzerinde büyük bir baskıya neden oluyor. Bu da güçlü ekonomi ve refah vaadiyle 19 yıldır iktidarda olan AK Parti ve Erdoğan’ı rahatsız ediyor.
Erdoğan faizlerin düşürülmesi ile bankaların piyasaya daha fazla kredi açarak ekonomiyi canlandıracağını, ihracatı ve istihdamı artıracağını düşünüyor. Ekonomistler ise şirketlerin yüksek döviz borcu nedeniyle değeri düşük Türk Lirası’nın ihracatı desteklemekte yetersiz olacağını savunuyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***