Lübnanlı Şii grup Hizbullah, Cuma günü yaptığı açıklamada, Beyrut’ta son yılların en kanlı sokak olaylarından birinde “yedi Şii’yi öldüren” Hıristiyan Lübnan Kuvvetleri partisine yönelik suçlamaları artırsa da, “iç savaşa sürüklenmeyeceğiz” dedi.
Hıristiyan ve Şii Müslüman mahalleler arasındaki yeşil hatta patlak veren şiddet, silahlarla dolup taşan ve dünyanın gelmiş geçmiş en vurucu ekonomik çöküşlerinden biriyle boğuşan Lübnan’ın istikrarını daha da sarsmış durumda.
Hıristiyan Lübnan Kuvvetleri Perşembe günü yaptığı açıklamada suçlamaları reddetti ve Hizbullah’ın savcı Tarık Bitar’a karşı tutumunu kınadı.
Cuma günü cenaze törenleri sırasında Beyrut genelinde silah sesleri duyuldu.
Perşembe günü öldürülen Hizbullah üyelerinin cenaze töreninde konuşan üst düzey Hizbullah lideri Haşim Safiyeddin, güçlü bir milis gücüne sahip olan Lübnan Kuvvetleri’ni bir iç savaş çıkarmaya çalışmakla suçladı.
“İç çatışma istemediğimizi bildikleri için buna cesaret ettiler. İç savaşa sürüklenmeyeceğiz ama aynı zamanda şehitlerimizin kanının da boşa gitmesine izin vermeyeceğiz.”
Beyrut’un güney mahallelerinde düzenlenen cenaze töreninde, sarı Hizbullah bayraklarıyla sarılan tabutlar askeri kıyafet giymiş milisler tarafından taşındı.
Safiyeddin, Hıristiyan Lübnan Kuvvetleri’ni, Hizbullah’ı terörist grup olarak listeleyen ABD’den emir almak ve “bazı Arap ülkeleri” tarafından finanse edilmekle suçladı; Hizbullah’ın burada Suudi Arabistan’ı kast ettiği herkesin ortak kanaati.
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nuland Perşembe günü Beyrut’a yaptığı ziyarette, “trajik can kayıpları” için başsağlığı dilemiş, sükûnet ve gerginliğin azaltılması çağrısında bulunmuştu.
Hizbullah’ı terörist bir grup olarak gören Suudi Arabistan’dan da, “durumun bir an önce istikrara kavuşmasını umduklarını” belirten bir açıklama geldi.
Perşembe günü olaylar nasıl gelişti?
Lübnan Ordusu, Perşembe günü yaşanan olaylarda ilk ateşin, Protestocular Hıristiyan ve Şii Müslüman mahallelerini ayıran Teyune trafik çemberinden geçerken açıldığını açıkladı.
Karşılıklı ateşin bundan sonra başladığı belirtiliyor.
Ölenler arasında Şii Emel Hareketi’nin üç üyesi de bulunuyor.
Lübnan’daki en güçlü grup olarak bilinen Hizbullah, geçtiğimiz sene limanda önlem alınmaksızın depolanmış kimyasalların neden olduğu ve Kıbrıs’ta bile hissedilen patlamaya ilişkin soruşturmayı yürüten Savcı Bitar’ın görevden alınması çağrılarına öncülük etmişti.
Savcı Tarık Bitar.
İran destekli Hizbullah, savcı Bitar’ın Hizbullah üyelerini ve müttefik mensuplarını sorgulamaya çalışmasına atıfta bulunarak, onu “sadece belirli insanları hedef alan siyasi bir soruşturmaya liderlik etmekle” suçluyor.
Sünni Başbakan Necib Mikati, Reuters’e verdiği bir röportajda Bitar’la ilgili endişelerini dile getirdi; Bitar’ın “anayasal bir hata” yapılmış olabileceğini söyledi, “üst düzey yetkilileri takip etme yetkisini aştığı” görüşünü yineledi.
“Lübnan’ı yönetenler, soruşturmanın yarardan çok zarar getireceği algısını yaratmaya çalışıyor”
Chatham House Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programı direktörü Lina Hatib, Reuters’a verdiği demeçte “Lübnan’ın yöneticileri, Perşembe günü yaşanan kargaşayı soruşturmanın yarardan çok zarar getireceği algısını yaratmak için kullanacak” dedi.
“Yönetici sınıfın cezasız kalması, liman soruşturmasının, iktidardakileri ağır ihlallerden sorumlu tutan önceki soruşturmalarla aynı kaderi paylaşması sonucunu doğuracak.”
Soruşturmanın yarattığı kriz, mali çöküşle boğuşan hükümeti adeta felç etti. Bazı analistlere göre bu sorun, başta şeffaf bir soruşturma isteyen ABD ve Fransa olmak üzere, Beyrut’un yardım almayı umduğu Batılı hükümetlerle bağları karmaşık hale getirme riskini de taşıyor.
Öte yandan Bitar’a yakın isimler, savcının istifaya niyetli olmadığını belirtiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***