Habertürk’de yayımlanan progrma konuk olan ekonomist Dr, Cevdet Akçay, Türkiye ekonomisinin son durumunu değerlendirdi. Dr. Akçay, “Türkiye’nin para politikasının hakikaten bozulma zamanı 2016 Eylül’üdür. 15 Temmuz darbesinden sonra, bir dolu şey yaşadık bir şey olmadı kura, ama 2016 Eylül kararı ile birlikte kırılma başladı” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankasının faiz indirimi kararının yanlış olduğunu da aktaran Akçay, “enflasyon hedeflemesi yaptığını söyleyen Merkez Bankası aslında kurla çok fazla ilgilenmez. ‘Ben faiz silahımı kullanarak enflasyonu gelmesi gereken yere ittiririm, kur gideceği yere gider’ der. Türkiye’de bu dinamik bozuldu. Daha kötü bir yerdeyiz biz şu anda. Türkiye’de kura siz bakmadan enflasyon hakkında bir şey söyleme hakkınız kalmadı” dedi.
Dr. Akçay’ın Konuşmasının satır başları şöyle:
‘MERKEZ BANKASI’NIN FAİZİ ÇOK FAZLA KAALE ALMASI GEREKİYOR’
“Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararı yanlış. Faize çok dikkat etmesi gerekiyor fakat bu kitapta gördüğümüz anlamında değil, ondan daha kötü bir durum. O durum da şu; faizi kur yüzünden Merkez Bankası’nın çok fazla kaale alması gerekiyor. Bu bir Merkez Bankası’nın, eğer enflasyon hedeflemesi yapıyorsa, düşebileceği en kötü durum. Çünkü enflasyon hedeflemesi yaptığını söyleyen Merkez Bankası aslında kurla çok fazla ilgilenmez. ‘Ben faiz silahımı kullanarak enflasyonu gelmesi gereken yere ittiririm, kur gideceği yere gider’ der. Türkiye’de bu dinamik bozuldu. Daha kötü bir yerdeyiz biz şu anda. Türkiye’de kura siz bakmadan enflasyon hakkında bir şey söyleme hakkınız kalmadı.”
‘2016 EYLÜL’DEN BU YANA TL KOPMUŞ GİTMİŞ’
“Türkiye’nin para politikasının hakikaten bozulma zamanı 2016 Eylül’üdür. 15 Temmuz darbesinden sonra, bir dolu şey yaşadık bir şey olmadı kura, ama 2016 Eylül kararı ile birlikte kırılma başladı. O gün de aynı bugüne benzer şekilde dünya belirli bir sıkılaştırma moduna girerken faizi indirme inadı ile ittiği tarihten itibaren kur fırladı gitti. O gün dünyanın tersine gittik, bugün de dünyanın tersine gidiyoruz. O tarihten itibaren TL kopmuş gitmiş ve diğer tüm gruptan kopmuştur. Adeta ayrı bir gezegene geçmiştir. Şimdi o gezegenden geri dönüş olmadıkça da biz ona kılıf giydirmeye çalıştık. ‘Bu iyi kurdur’ dedik, ‘rekabetçi kur’ dedik, ‘fahiş fiyat’ dedik ki bunların hiçbirinin tanımı iktisatta yoktur. Bunlar aslında bizim uydurduğumuz bazı şeyler. Sıkıntı burada.”
‘TCMB, ENFLASYONU İNDİREMEZ Mİ?’
“Peki, TCMB burada şimdi ne yapacak? Enflasyonu indiremez mi? İndirebilir ama çok zor. Aşama 2’ye çıktı şimdi. 2016 sonuna kadar enflasyon, daha çok bizim kafamızda yarattığımız bir şeydi. ‘Bunun ineceği yok’ diyorduk ve beklentileri aşağı çekemiyorduk, beklentiler inmeyince de sürekli yukarıda tutuyordu enflasyonu.”
‘FAHİŞ FİYAT DİYE BİR ŞEY YOK’
“Fahiş fiyat tabiri neden kullanılıyor, ne kast ediliyor bilemiyorum. Bilmiyorum çünkü tanımı yok. Literatürde İngilizce karşılığı da yok. Yok, böyle bir şey. Rekabetçi kur diye bir şey de yok.”
“Fahiş fiyat diye bir şey yok, şundan dolayı yok; piyasa yapınız ne olursa olsun fiyat düzeyinin en düşük olduğu yer serbest rekabet, en yüksek olduğu yer ise tekeldedir. Ama enflasyon başka bir şeydir. Eğer siz, ‘Yapı tekelciye doğru gittikçe enflasyon yukarıya gidiyor’ derseniz, büyük bir yanlış yaparsınız. Çünkü bu yapıların her birinin içinde amaç kâr maksimizasyonudur. Kimseye ‘Kârını maksimize etme’ diyemezsin. Tekel de şunu yapar; kârı maksimize eden fiyatı bulduğu anda onun ne üstüne çıkar ne altına iner. Siz, ‘Adam tekel olduğu için fiyatı sürekli yukarı çekiyor’ derseniz büyük bir yanlış yaparsınız çünkü adamın ilk bulduğu fiyat optimal fiyatsa bunu yukarı çekerek adam kârını azaltıyor demektir. Onun ne altına inmesi, ne üstüne çıkması gerekir. Yok eğer çıktığı fiyat zaten kârı maksimize edense o yaptığı doğru harekettir çünkü bir önceki fiyat kârı maksimize etmiyordur. Yani fiyat düzeyi yüksekliği ile enflasyonu karıştırırsanız tuhaf tuhaf yerlere gider konu.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***