Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği’nden yönetmen Metin Ewr, Kürt yazar Apê Musa’nın (Musa Anter) “Küçük Generalleri” olarak nitelendirilen gazete dağıtımcılarının filmini çekti. “Çerx (Çark)” adlı kısa filmde, gazete dağıtımcılarının 1990’lı yıllarda yaşadıkları baskılar anlatılıyor. Filmin, önümüzdeki günlerde bazı festivallerde izleyiciyle buluşması bekleniyor. Ardından filmin çeşitli platformlarda gösterime girmesi hedefleniyor.
‘BELKİ 90’LAR GİBİ DEĞİLDİ AMA BASKILAR AYNIYDI’
Filmle ilgili merak edilenleri anlatan yönetmen Metin Ewr, Kürt gazetecilerin kamuoyunu bilgilendirmek için büyük bedeller verdiğine dikkati çekti. “Zulüm ve işgalin olduğu yerde direniş vardır” diyen Ewr, 90’lı yıllarda özellikle dağıtım yapanların gerçeklerin topluma aktarılmasında ciddi emeklerinin olduğunu ifade etti.
Kendisinin de 2000’li yıllarda Azadiya Welat gazetesinde çalıştığını aktaran Ewr, “Belki 90’lar gibi değildi ama baskılar aynıydı. Yine dağıtımcılarımız kaçırıldı, tehdit edildi, gözaltına alındı, tutuklandı. Bu durum günümüzde de değişmedi. Bugün onlarca gazete ve ajans çalışanı kaçırılıyor, gözaltına alınıyor” dedi.
NEDEN İSMİ ‘ÇERX’?
“Çerx” filminin senaryosunu 4 yıl önce yazdığını söyleyen Ewr, senaryonun beyaz perdeye aktarılmasını kendisine “borç” bildiğini kaydetti. Ewr, “Çünkü bedel verilen şeyler unutulmuyor. Gazete manşetinde denilen gibi: Gerçekler karanlıkta kalmaz. Bu gerçeği başka bir şekilde ortaya koymalıyız. Sinematik, görsel çalışmalar yapıyorum” diye belirtti. Ewr, filme neden “Çerx” adı verdiğini de şu sözlerle anlattı:
“Çünkü çark hiçbir zaman durmaz. Sürekli döner. Yıllardır engel, tutuklama, ceza, tehdit, bombalama oldu. Ama halen devam ediyor. Hatta güçlü bir irade ile devam ediyor. İkincisi, filmde çok fazla çark var. Gazetenin basımı yapıldığı zaman bir çarktan geçiyor. Dağıtımcı çocuk tabla ile işini yapıyor, onun da çarkı var. Başka biri bisikleti tamir etmek istiyor, onun da çarkı var. Yani bu çark devam edecek mesajını veriyoruz.”
‘ÖLDÜRÜLEN ÇOCUKLARIN, ÇALIŞANLARIN VE GAZETECİLERİN İSİMLERİNİ BİLEREK KULLANDIM’
Senaryoyu yazmadan önce 90’larda dağıtımcılık yapan iki kişinin fikirlerini aldığını aktaran Ewr, filmin konusuna değinerek, “Bunlardan biri Zafer’di. Filmde de adını kullandım. Öldürülen çocukların, çalışanların ve gazetecilerin isimlerini bilerek kullandım. Filmdeki karakterlerin ismi gerçek. Onlar hakkında da araştırma yaptım. Onunla ilgili kitaplar ve makaleler okudum ki zaten ben de içindeydim. Hikaye biraz böyleydi. Gerçeklerden sapmak istemedim. Bazı eklemelerimiz de var ama hikaye hakikati anlatıyor” diye belirtti.
FİLMDEKİ ÇOCUKLAR OYUNCU DEĞİL
Ewr, hem oyuncu bulmakta hem de filmin çekimlerinde kimi zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Pandemi ve mevcut sürecin bu zorlukların başında geldiğine dikkati çeken Ewr, “Filmde oynayan arkadaşları bulmak için iki ay harcadık. Oynayan çocuklar da oyuncu değil. Bazıları öğrenci bazıları da kültürel çalışmalarda yer alan çocuklar. Sadece birkaç oyuncu arkadaşımız yer alıyor. Çekim için de izin aldık. Filmin çekimleri 3 gün sürdü. Yol sahnesini, hava koşullarından dolayı bir ay sonra çektik. Fakat yine güzel geçti” diye konuştu.
‘BU BİR DİRENİŞ DÖNGÜSÜDÜR VE HİÇ DURMAYACAK’
Ewr, filmi kimi uluslararası festivale taşıdıklarını söyledi. Olumlu dönüşler aldıklarını söyleyen Ewr, “Paris, Nijerya, Amerika ve Hamburg Kürt Film festivallerinden olumlu dönüşler aldık. Başvuru süreci iyi gidiyor. Festival süreci bittiğinde filmi kamuoyuyla paylaşacağız. Özgür basının önündeki engeller ve baskılar devam ediyor, durum değişmedi. Fakat bu devam eden işgal ve baskılara karşı direniş de devam edecektir. Bu bir direniş döngüsüdür ve hiç durmayacak” ifadelerini kullandı. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***